Almanlar niye sorun çıkartıyor?
Avrupa'nın yaşadığı bunalımdan kurtulması için farklı politika tasarımları üretiliyor. Bunlardan en son ve gündemde olanı Fransa Devlet Başkanı François Hollande'ın önerisi. Fransa'nın yeni seçilen başkanı Hollande, daha ucuza borçlanıp, bu parayı altyapı yatırımlarına yönlendirerek büyümeyi ve istihdamı artırmayı tasarlıyor. Böylece Avrupa'nın bunalımdan hızla çıkacağını düşünüyor.
Peki Hollande daha ucuza borçlanmak için hangi finansal aracı öneriyor? Hollande, AB'ye üye tüm ülkelerin garanti verdiği eurobond ihracını ucuz finansal araç olarak görüyor. Ve bu uerobond ihracını Avrupa Yatırım Bankası'nın (AYB) yapmasını, garantiyi AB ülkelerinin vermesini öneriyor. Böylece çok düşük faizle ucuza toplanacak paranın AYB tarafından altyapı yatırımlarına yönlendirilerek ekoniminin büyümesini ve istihdamın artırılmasını tasarlıyor.
Peki bu çözüm yoluna kim karşı çıkıyor? Almanlar.
Niye? Almanlar bu aşamada bu çözümü yanlış buluyorlar. Çünkü ortak maliye politikası olmadan düşük faizle ucuza borçlanmanın yanlış sinyaller vereceğini ileri sürüyorlar.
Aslında Almanlar, bu şekilde ortak garantiler vererek tahvil çıkartmayı bir tabu olarak değerlendiriliyor. Çünkü ortak garanti verildiğinde yükümlülüklerini yerine getirmeyen ülkelerin borçlarını durup dururken üstleneceklerini düşünüyorlar.
Almanların bu tutumuna karşı Avrupa Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, ortak garantili eurobond çıkarmayı tartışmanın bir tabu olmadığını ileri sürüyor. Ve daha fazla entegre olmuş bir sistemin euro ve Avrupa ekonomisine olan güveni artıracağını savunuyor. İşte bu noktada Almanların tabularla dolu yaklaşımları bütünleşme önünde engel oluyor. Hatta akla "acaba Almanlar Avrupa'nın geleceğinde siyasi bütünleşmeyi düşünmüyorlar mı?" sorusunu akla getiriyor.
Gelelim ihraç edilmesi düşünülen eurobondların miktarına... İlk aşamada 5 milyar euroluk bir altyapı proje hızlandırma bonosu düşünülüyor.
Ardından enerji, ulaştırma projelerine 230 milyar euro tutarına eurobond çıkarılabileceği planlanıyor. Tabii bu konuda değişik senaryolar da konuşuluyor. Yapımı yavaşlayan projelere 80 milyar euroluk bir eurobond ihracı yapılsın. AYB'sında Avrupa Kalkınma Fonu'na verilsin, AYB bu fondan altyapı projelerini finanse edip ekonomik canlanmayı sağlasın düşüncesi var.
Peki Almanya bu konuda ayak sürerse ne olacak? Bundan sonra her gün piyasalarda bir Avrupa endişesi yaşanacak. "Acaba bu gün hangi AB ülkesi batıyor" sorusuyla güne başlanacak. Tabii bu sürdürülemez bir durum. Ama Almanya rahat, hiç telaş etmiyor çünkü dün iki yıllık tahvil çıkardı, yüzde 0.07 gibi çok düşük bir faizle borçlandı.
İşte bu nedenle Almanya'nın eurobond ihracını kabul edip ortak sorumluluk ve bütünleşme sürecine engel olmaması gerekiyor. Çünkü "kemer sıksın" dedikleri Yunanistan'a hem sürekli silah satacaksınız, sonra da borç para vererek silahlandırdığınız ülkeden "artık ben silah almıyorum, savunmaya çok harcama yaptım" itirazı gelince, bu defa onu "mali yardımı keserim" diye tehdit edeceksiniz. Sonra da bu ülke kemer sıksın diye ekonomik laflarla göz boyamaya kalkacaksınız. Hiç olmuyor! Bu tutarsızlıklar artık borçla silahlandırdıkları bizim gibi ülkelerin iyice gözüne batıyor. Almanların kemer sıkma söylemi kendilerinden başka kimseye hiç mi hiç inandırıcı gelmiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.