SİLİKON VADİSİ (SAN FRANCISCO - ABD)

Burası bir kent değil, hatta bir kasaba bile sayılmaz; ancak dünyanın adı duyulduğunda kulağa para sesi gelen, teknolojiyi takip edenlerin adlarını iyi bildiği hemen bütün büyük şirketlerinin merkezi burada. 1970’li yıllarda ilk mekân tutanlar silikon çip üreticileri olduğu için ‘Silikon Vadisi’ denilmiş ve o gün bugündür öyle anılıyor...

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dünyaya teknoloji üreten, kriz içerisinde ABD ekonomisine hayatiyet sağlayan bölgeyi de görmek istediği için buradayız.

Burayı mekân tutanların herbirinin çok ilginç bir başarı öyküsü var. Kimi aklına gelen bir fikri paraya döndürmeyi de akıl etmiş ve buranın yolunu tutmuş; kimi yüreğini açtığı risksever sermaye tarafından buraya yönlendirilmiş... Çoğu iyi bir okulda başladığı eğitimini tamamlamadan ilk milyon dolarını kazanmış... Kimi basit bir fikrini başkalarına da sunabileceği bir projeye dönüştürebileceğini fark edip buraya koşmuş...

Piyasa değeri 100 milyar dolar olan Facebook Harvard’tan terk bir gencin hayal ürünü. Birkaç arkadaş için üretilen programın, 2011 yılında, ayda toplam 1 trilyon sayfaya bakan, her gün 2.7 milyar yorum yazan tam 845 milyon kullanıcısı var. Reklâmlar sayesinde kazancı 3.7 milyar dolara ulaştı.

Dünyanın bütün büyük teknoloji firmalarının mekânı olan Silicon Vadisi’nde çalışan sayısı 250 bin kişiyi bulmuyor... Bu kadar az çalışanla ülke milli gelirine yüklü katkılarda bulunan bir üretimi gerçekleştiriyor Vadi. 2009’dan 2010’a üretim ve kârlılıkta yüzde 13 büyüme kaydedilirken, çalışan sayısında yüzde 2 azalma yaşanmış...

Az sayıda insanla daha fazla üretim ve kârlılık sağlayabilen işletmeler burayı mekân tutanlar...

Formül basit aslında: 1970’li yıllarda “Yalnız eğitim yetmez, piyasaya dönük işler de yapalım” kararıyla öğretim üyelerini ve öğrencilerini hayata geçirilebilecek fikir üretmeye teşvik eden bir üniversite (Stanford)... İşsizlik sorununun çözümüne katkıda bulunacak işletmelere her türlü kolaylığı sağlayan bir kent (San Francisco) yönetimi... Parasını risk taşısa da kazanınca büyük kazanacak projelere yatırmakta tereddüt etmeyen sermayedarlar... Bir fikir ve dünyanın en parlak beyinlerini bünyesine katmada hiçbir kıskançlık göstermemiş lider girişimciler...



Yüzbinlerce insanı istihdam eden asırlık şirketlerinin piyasa değeri 30 milyar doları bile bulmazken, hemen her ülkeden kafası çalışan insanları ithal ettiği işletmesinde 3500 kişiyle Facebook, 100 milyar dolarlık bir piyasa değerine hükmediyor...

En büyük hissedarı ise, 27 yaşında bir genç adam...

Burada kurulu şirketlerin uyduğu basit formül taklit edilebilir aslında; sözgelimi Türkiye de ‘Silicon Vadisi’ benzeri Teknokentler oluşturup orijinal fikir sahiplerine destek çıkma çabasında. Artık dünyayı yerinden oynatacak bir fikre değil, dünyanın her tarafında paraya çevrilebilecek yeni bir keşfe yarayacak fikre ihtiyaç var...

Cumhurbaşkanı Gül burada geçireceği iki günde hemen bütün önemli şirketlere uğrayıp en tepe yöneticisiyle görüşecek. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün de kendisine refakat ediyor.

Ülke için hayırlı ve önemli sonuçlar çıkabilir buradan...