Risksiz başarı olmaz!
Meşhur fizikçi Albert Einstein, dört yaşına kadar konuşamamış, okumayı yedi yaşına gelene dek sökememişti...
O kadar ki hem öğretmenleri, hem de ailesi Einsteinin zihinsel özürlü olduğundan kuşkulanmışlardı...
Çalıştı, çabaladı, inandı, umdu ve çağının gördüğü en iyi fizikçi oldu.
Ludwig Van Beethovenin müzik öğretmeni, bir gün aileyi ziyaret etti ve oğullarının müziğe kabiliyetinin olmadığını, boşuna emek sarf etmemelerini söyledi...
Beethoven çok alıştı, çabaladı, inandı, umdu ve dünyanın en iyi bestekârlarından biri oldu.
Walt Disney, Gereksiz şeylerle uğraştığı, onlara fazla vakit harcadığı, bu yüzden işe yaramadığı gerekçesiyle çalıştığı gazetelerden kovulmuştu...
Çalıştı, çabaladı, inandı, umdu ve dünyanın tartışmasız en tanınan ve en çok para kazanan ressamı oldu.
Koca Mimar Sinan sıradan bir acemioğlan olarak Yeniçeri Ocağına girmişti...
Çalıştı, çabaladı, basamakları bir bir çıktı, önüne gelen fırsatları değerlendirdi ve binlerce acemioğlan arasından sıyrılıp yükseldi...
Nihayet Koca Mimar Sinan oldu, Selimiye gibi eşsiz bir mâbede imza attı.
İçerden ve dışarıdan bir sürü örnek daha verebiliriz. Sonuçta hepsi aynı kapıya çıkar: Çalışmayanın başardığı görülmemiştir.
İnsan kabiliyetine sınır yoktur. Ama kabiliyetin eğitimle geliştirilmesi ve çaba ile pekiştirilmesi gerekir. Ondan sonra sıra istemeye gelir...
Formül şudur: İnanç, dua, gayret, pes etmeme, vazgeçmeme...
Ve tabii nasip...
Nasipsiz hiçbir şey olmaz.
Her insan kendi iradesi içinde, yapabileceğine inandığı her şeyi yapabilir...
Ulaşabileceğine inandığı her yere ulaşabilir.
Adımları buna göre atmak lâzım.
Her adım risktir: Risk almazsanız, kendinizi gerektiğinde zora sokmazsanız, yorulduğunuz anda çekilirseniz, çekilince de kaybedersiniz.
Risksiz başarı olmaz!
Kaplumbağa kendi kabuğunun içinde güvendedir, ancak bir yerlere gidebilmek için de başını kabuğundan dışarı çıkarmak zorundadır. Bu tehlikeye atılması yani risk alması demektir. Risk almadığı takdirde aç kalacak, belki açlıktan ölecektir.
Risk almaktan en fazla korkan insandır. O kadar ki, bazıları doğduğu bölgede ölür.
Siz siz olun, yapamam-başaramam demeyin, yapanlar nasıl yaptı, başaranlar nasıl başardı? Başkaları başardığına göre, siz neden başaramayasınız?
Belki zaman zaman sıkılacaksınız, çabalamaktan bıkacaksınız, usanacaksınız, korkacaksınız, incineceksiniz...
Belki her şeyi yüzüstü bırakıp kaçmak isteyeceksiniz.
Kaçmayın Sabrınızın son kırıntılarını da kullanıp dayanın! Bilin ki, son ana kadar sabredip dayanabilenler kazanır.
Unutmayın: Başarılı insanlar da zaman zaman ümitsizliğe düşmüş, kaç kez bıkmış, usanmış, kırılmış, vazgeçmeyi düşünmüşler, ama sabretmişler, dayanmışlar ve kazanmışlar...
Sinanın mükemmeli bulana kadar kaç kez yanıldığını, Edisonun ampulü yakmak için kaç deney yaptığını düşünün...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.