Eskiden amcalarımız vardı
Geçtiğimiz günlerde küçük bir kız çocuğu elli altı yaşında bir adam tarafından öldürüldü. Olay bütün toplumda yankı uyandırdı. Cinayeti işleyen kişi, on dört yaşındaki kız çocuğuyla beraberliğinin olduğunu ve kendisini kıskandığı için öldürdüğünü iddia etti. Haberi okuduğumda, zihnimde, küçüklüğümüzde bizi koruyan ve kollayan o şirin amcalar canlandı. Bizler çocukluğumuzda büyüklere amca derdik. Bu bir güven ifadesiydi. Babadan sonra en fazla güvendiğimiz, inandığımız ve bizi koruyacağına kanaat getirdiğimiz kişiydi amcalar. Başımıza bir şey geldiğinde önce etrafımızdaki yaşlı kişilere bakar ve onlardan yardım isterdik. Çünkü bu amcalar bizi alır ve annemize teslim ederlerdi, bunu bilirdik. Şu günlerde olgun yaştaki adamların küçük çocukları istismara kalkmaları zihnimizdeki amca kavramına gölge düşürdü. Artık bu insanlara güven duymak yerine korkuyor ve çocuklarımıza gelebilecek zararı düşünüyoruz. Tabi amca kavramına hakkıyla layık olanlar müstesna!
Zedelenen amca kavramını düşündüğümüzde, toplum olarak yaşananlardan büyük yara aldığımızı görebiliriz. Hayallerimizi yıkan tacizci kişinin tüm yakınları da buna dahil. Yani, öldürülen kız çocuğunun yakınları kadar, bu adamın çocuğu olmak, eşi olmak, yakınları olmak da ağır bir imtihan. Çünkü onlar babalarından dolayı toplumsal bir damgalamaya maruz kalacaklar ve hayat boyu bu lekeyle yaşayacaklar.
Huzurla vicdan kardeştir. Vicdanı olmayanın huzuru da olmaz. Bırakın çocuklara cinsel istismar etmeyi, onları inciten kırıp döken insanların ne vicdanları ne de huzurları vardır. Huzuru olmayan kişi ise yolunu şaşırmış bir yolcu gibidir ve huzuru yanlış yerlerde arar.
Her zaman ifade ettiğim gibi, medya cinselliğe aşırı vurgu yapıyor, moda programları da bu konuda teşvik edici ve kışkırtıcı rol oynuyor. Maalesef , modern bakış açısı da toplumun cinsel devrimini yaşamasını ve bu dönemi geçirmesini salık veriyor.
Bilindiği üzere Batı'da altmışlı ve ellili yıllar cinsel bir devrim olarak yaşandı ve aile en büyük darbeyi bu dönemde aldı. Batı insanları, kültürel olarak Allah'ın verdiği fıtri saflığı korumuş değiller. Sadece dürtülerine yönelik yaşıyor ve cinselliklerinin kölesi haline geliyorlar. Medya aracılığıyla ne yazık ki bu bizim toplumumuza da aktarılıyor.
Çocuklara yönelik cinsel istismarın ve taciz olaylarının artması aileleri korkulara sürüklüyor. Ancak bu konuda en büyük görev yine onlara düşüyor. Anne- baba çocuğun kimlerle görüştüğünü kimlerle konuştuğunu neler yaptığını sormalı ve öğrenmelidir. Bu konuda okulların rehberlik servisi aktif hale getirilmeli ve aile ile işbirliği yapmalıdır. Aile içi ilişkiler güçlendirilmeli, anne babalar sadece çocuklarının maddi ihtiyaçlarını karşılamakla yetinemeyeceklerini bilmelidirler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.