Parçalanan hayatlar 2
Allah'ın dinine karşı savaş açanların, yaşam algılarında külliyen bir yamukluğun olduğunu görürsünüz. Çünkü bu insanlar, hayatın devamlılığı ve sürekliliği için Yaratıcının koyduğu yasalara karşı ters bir bakış açısı üretirler ve bu yamuk bakış açısını savunan tezler ileri sürerler. Doğada devir daim eden sürekliliğin ve insan denen cinsin nasıl bir sebep sonuç ilişkisine varabileceğini hesap edemezler. Dolayısıyla bu görüşe sahip olan kesimler aynı zamanda Allahın koyduğu yasaların temsilcisi olan dine karşı da yabancı ve düşmandırlar. Bunlar, çocukların İslam'ın gölgesinde yetiştirilmelerine, kadınların tesettüre riayet etmelerine, memurun namazına, öğrencinin ahlakına zinanın yasaklanmasına kısaca Allahın helal kıldığı her şeye şiddetle karşı çıkarlar. Çünkü onlar şeytanın bak dediği yerden baktıklarından, bakış açıları aydınlığa değil karanlığa çevrilmiştir. Karanlığa koşarken, ışıktan kaçarlar, dünyayı ahirete tercih ederler inananları gaflet dolu yaşamlarının önünde bir engel olarak görürler.
Son günlerde kürtaj ve sezaryenle doğumu savunan kesime baktığınızda, bu insanların aile kurumuna karşı hasmane bir tutum içinde olduklarını görürsünüz. Onlar kadının evinden dışarı çıkması ve aile bağından tamamen kurtulması gerektiğini savunurlar. Söz konusu tartışmalara, birbirine karşıt gibi görülen sosyalist ve liberallerin birlikte katılımı ise ilginçtir. Görüyoruz ki, sezaryen ve kürtaj konusunda aynı cephede ve birlikte mücadele ediyorlar.
Meylettikleri gayri meşru ilişkiler ve haz merkezli yaşamları bir engele takılacağı endişesi ile kürtaj tartışmasında başı çekiyorlar. Çünkü kürtaj gayri meşru ilişkilerin önünü açıyor. Zinayı meşru gören kadın ya da erkek evlilik dışı ilişkilere meyletmekten kaçınmıyorlar. Hamilelik durumunda ise ya doğan bebeği bir cami avlusuna terk edip hayatlarına devam ediyorlar ya da kürtajla bebeğin katline karar veriyorlar. Her iki durumda da mağdur olan taraf bebektir. Ne yazık ki, bu insanlar günahsız bir bebeği, peşinde koştukları haz duygularına kurban ediyorlar. Bu nedenle kürtaj meselesi gündeme gelirken gayri meşru ilişkiler de tartışılmalı ve Allahın koyduğu sınırlar korunmalıdır.
Şu bir gerçek ki, bu konu, ne erkeğin ne de kadının karar verebileceği bir konudur. Eğer bir kadınla bir erkek aile olmuşlarsa doğacak bebeğin temel ihtiyaçlarının karşılanması bu iki insanın sorumluluğu dâhilindedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.