Resul Tosun

Resul Tosun

Anadilde eğitim

Anadilde eğitim

Yasaklar, bütün insanlığın ortak olarak zararlı gördüğü, öldürmek, hırsızlık, şiddet, alkol, sigara ve kumar gibi kötülükleri engellemek için konmalıdır. İnsanlığın ortak olarak zararlı telakki ettiği hususlar dışında hürriyet esas olmalıdır.

Bu itibarla ana dilde eğitimi yasaklamak anlamsızdır, en temel haklardan birinden insanı mahrum bırakmaktır ve dolayısıyla insan hakkı ihlalidir.

Kürtçe de milyonlarca insanın anadilidir.

Kürtçenin seçmeli ders statüsünde müfredata girmesi, Türk demokrasisinin ileri bir adımı olarak değerlendirilmelidir.

Bilinmesinde fayda vardır ki, milyonlarca Kürt'ün yaşadığı bir ülkede bu adım bir lütuf değildir, aksine geç kalmış bir uygulamadır.

Ülkesinde tek bir Kürt bulunmayan kimi devletlerin Kürt enstitüleri açarak Kürtçe sözlükler yayınlayarak tezgah kurdukları bir dünyada milyonlarca Kürt vatandaşı bulunan Türkiye'nin inkar politikaları ve vatandaşının anadilini bile yasaklaması akılla mantıkla izah edilemez bir durumdur.

Hükümetin bu mantıksızlığa son veren icraatları normalleşmeden başka bir şey değildir.

Şartlar normalleştikçe sorunlar da azalmaktadır/azalacaktır.

Anadilde eğitim de bir normalleşmedir.

İnsanın kendi anadilinde eğitim talebinde bulunması en tabii hakkıdır.

Fakat bugün Türkçe'nin dışında anadilde eğitim mümkün müdür?

Anayasa'nın 42. maddesinin son bendini birlikte okuyalım, diyor ki: "Türkçe'den başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez."

Yani anadilde eğitim için Anayasa'nın mutlaka değiştirilmesi gerekiyor.

Zor mudur? Hayır, bir haftalık iştir. Fakat sadece bu maddenin değiştirilmesi sorunu çözmez.

Bu maddeyi değiştirerek pansuman yapmak yeterli değildir. Meclis Anayasa'yı mutlaka temelden değiştirmeli ve bu hususları da çağdaş demokrasilerdeki seviyeye yükseltmelidir.

Öte yandan hakarete varan ağır ifadeleri bir yana MHP'nin dil konusundaki şiddetli karşı çıkışı görmezden gelinirse bir sorunu çözelim derken daha büyük başka bir sorunun kapısı aralanmış olabilir.

Anadilde eğitim hakkının ülkenin bölünmesine doğru atılan bir adım olarak değerlendirilmesi haksız bir endişe değildir. Çünkü KCK yapılanması bağımsız devlet olma istikametinde bir yapılanmadır. Başta BDP olmak üzere anadilde eğitim isteyenler topluma güven telkin etmekten çok uzakta durmaktadırlar. Onların güven telkin etmeleri toplumun iknası için elzemdir.

Unutmayalım 74 milyonluk bir ülkeyiz.

Ben anadilde eğitim hakkını savunanlardanım. Ülkeyi böleceğini de düşünmüyorum..

Bu hak şimdilerde siyasi bir mücadelenin enstrümanı olarak kullanılıyor. Yarın Kürtçe eğitim veren okul açılsın göreceksiniz bu hakkı talep edenler bile çocuklarını o okullara göndermeyecektir.

Kürtçe dil kurslarının akıbeti ortada. Üniversitelerde açılan Kürtçe bölümler bile ilgisizlikten kapanma noktasında.

Evet, anadilde eğitim bir haktır verilmelidir. Ama bugün bu hakkı seslendirenler bu haktan faydalanmak için değil bu talebi siyasi mücadelenin bir aracı olarak kullanmaktadırlar.

Bu enstrüman ellerinden alınmalıdır.

Anadilde eğitim hakkı olmalıdır ama bu hak resmi dilin öğrenilmesine ve öğretilmesine engel oluşturmamalıdır. Bu hak milli birliğe ve ülke bütünlüğüne zarar verecek bir faaliyette bulunmak hakkı verecek şekilde yorumlanmamalı ve kullanılmamalıdır.

Dün Başbakan'ın mahalli dil ve lehçelerin ve tabii ki Kürtçe'nin seçmeli ders olarak okutulabileceğini ilan etmesi, sorunların çözümü istikametinde attığı cesur adımlardan biri olarak tarihe geçmiştir.

İnşallah yeni anayasa ile anadil konusundaki ilkelliklerden tamamıyla kurtuluruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Resul Tosun Arşivi