Geçtiğiz hafta " Mavi Marmara " gönül yolcularıyla yeniden buluştu. Şehadete ulaşmış dokuz insana binlercesi eklendi. İki yıl önce, Gemi insanlarımızın sağduyusunu, imanını erdem ve iyi niyetini kuşanarak denizlere açılmış ve Filistin'e ulaşmak üzere çıkmıştı. Bu insanlar milyarların sözü ve yüreği olmuşlardı ama en tesirli sözü gidenler söylediler.

Onların sözünü yeniden tekrar etmek için o gece orada bulunduk. Ve o insan seli dualarıyla birlikte mavi Marmara'dan Filistin'e doğru aktı. Mavi Marmara bir sözdü ve bu söz etrafında toplanan Müslümanlar Gazze'nin nefesini ruhlarında ve benliklerinde hissettirler.

Hazreti Peygamber "müminler birbirlerini sevmekte, birbirlerine merhamet etmekte ve birbirlerini korumakta bir vücut gibidirler. Vücudun herhangi bir uzvu rahatsız olursa diğer uzuvlar da bu yüzden rahatsız olurlar..." buyurmaktadır. İslam coğrafyalarında yaşayan binlerce Müslüman'ın, gözü gönlü ve duaları yıllardan beri Filistin'e uzanır ve kardeşlerimizin yaşadığı zulmü en derinlerde hissederiz. Ölümler ve çocuk çığlıkları bütün dünyanın kör gözü önünde devam ederken bizler atılan her kurşunda yeniden yara alır ve direnç kazanırız. Tarih iyi ile kötünün savaştığı bir meydandır ve bu meydanda iyilerin safında yer almak bir bedeldir. Bu bedeli Filistin'de, dünyanın dört biryanında ve Mavi Marmara'da ödeyenler bizlere tesirli bir söz söyleyip gittiler.

Dokuz insan bizler adına bu bedeli ödediler ve kanlarıyla okyanusa La İlahe İllallah yazdılar. Gemiye binerken herkes sağduyu ve insanlık adına karar verdi. Samimiyetle yola çıktılar ve ümmet okyanusunda bir damda olup Filistin'e doğru aktılar. Amaçları acılı insanlara bir nebze de olsa yardımcı olmak ve her şeyden önemlisi sizin yanınızdayız duygusunu vermekti. Ama Allah içlerinden dokuz insanı seçti ve seçilenler bizler için aydınlık birer meşale oldular. Öğrettiler, en etkili sözü söylediler ve ödedikleri bedelin karşılığında şehadeti satın aldılar.

İyiliğin düşmanı çoktur. O yüzden iyiler her zaman bedel öderler. İyilerle birlikte iyiliğin de öldürüldüğü dönemlerde ise karanlık hayatın pek çok alanında kendini hissettirir. Bu toplumlarda, haksızlığın her türlüsü yaygın hale gelir ve inananların sesi kısılmaya çalışılır. Ama hak ve adaletin katledildiği bu toplumlarda hiç beklemediğiniz bir zamanda birkaç insan çıkar ve tarihin karanlıklarını yırtarak öyle bir meşale yakar ki, bu meşale ile bütün toplum yeniden hayat bulur. Bunun karşılığı çoğu zaman şehadet olur. Ama şehidin kanıyla yeni bir imza atılır ve insanların çoraklaşmış ruhları yeniden dirilir. Biz onlara şehitler diyoruz. Onların hayatları bizlere yol göstermeye devam eder. İşte Mavi Marmara şehitleri ve gazileri bizlere bu gerçeği gösterdiler...

Gazze'de insanların evleri bombalanırken, kolları kırılırken, eşleri çocukları katledilirken Müslümanların Siyonistlere elbette söylenecek sözü vardır ve bu söz onların sonu olacaktır: "Kâfirler için yaşasın Cehennem"