Çözüm mü arıyorsunuz? Alın size çözüm!
Sihirbazlar bizlere çok basit olayları çok karmaşık göstermede ustadırlar
Üstelik nerede hile yaptığını da anlayamazsınız bile
Sihirbazlık ile ilk tanışanlara bu gösteriler çok cazip ve çok ilginç geliyor
Sonuçta ilk defa görülen şeyler
Sonrasında tekrarlandıkça ve yapanlar çoğaldıkça cazibesini de inandırıcılığını da kaybediyor
Bir sihirbaz kapalı bir kutuya yerleştirdiği çita gibi bir kıza bıçakları arka arkaya saplarken artık korkmuyoruz
Heyecanlanmıyoruz
Ayy! diye bağırıp gözlerimizi kapatmıyoruz
Çünkü nasıl olduğunu bilmesek de birazdan o kızın sağ salim hiçbir şey olmadan çıkacağını biliyoruz
El çabukluğu marifetiyle bir mendilin içinde bir kuşun çıkacağını gösteri başladığı anda anlıyoruz
Vs
vs
Kürt sorunu başta olmak üzere ülkenin sorunlarını bize çok karmaşık göstermede ustadır siyasetçilerimiz
Devasa toplantılar
Göstermelik bir araya gelmeler
Şatafatlı basın açıklamaları
Karşılıklı atışmalar
Havada uçuşan yapacağız, edeceğiz edebiyatları
Ve 75 milyonluk devasa bir seyirci kitlesi
Vatandaş nasıl bugün klasik sihirbazlık gösterilerine itibar etmiyorsa siyasetçinin demode olmuş gösterilerine de itibar etmiyor
Yaptığı her toplantının
Göstermelik sorunu çözme ayaklarının
Vatandaşın lehine görünme çabalarının
Aynen sihirbazın gösteri sonrası kasasını doldurması gibi siyasetçinin de kasasını doldurmaya yönelik bir girişim olduğunu artık çok iyi biliyor
Eski ucuz numaralarla siyaset artık vatandaşı cezbetmiyor
Umutlandırmıyor
Heyecanlandırmıyor
En yakıcı sorun olan Kürt sorununda bile artık kimse silahların susacağına
Bu kanın duracağına inanmıyor
Evet, bir gün barış gelecek
Bu kan duracak ama
Durması gerektiği için
Her iki taraf da yorulduğu için
Artık yeter deneceği için duracak
Gönül istiyor ki bu ve buna benzer sorunları siyasetçi çözsün
Vaatlerine inandığı siyasi parti çözsün
Ama yok
Vatandaş siyasetçiye güvenmiyor
Çünkü biliyor ki
Atılan her adım
Ortaya konan her çözüm girişimi vatandaşın huzurunu, moralini biraz daha da bozuyor
Suya dokunulmasa kendi mecrasını bulacak ama herkes arkı kendi tarafına kazıyınca su da nereye gideceğini şaşırıyor.
Ve olan, yolun sonunda bin bir umutla susuzluktan kıvranmış suyun gelmesini bekleyen vatandaşa oluyor
Maalesef 2012 yılının Türkiyesinde kölelik düzeni hala devam ediyor
Ağalar, paşalar saltanatlarını devam ettirip bir eli yağda bir eli balda hayatına devam ederken hala milyonlarca insan asgari ücretle nasıl geçinirim
Faturalarımı nasıl öderim
Bankaların tefecilik tuzağından nasıl kurtulurum
İnancımı belli etmeden nasıl yaşarım
Dilimi ayıplanmadan nasıl konuşurum diye kara kara düşünüyor
Aslında sorun da belli çözüm de
Şatafatlı yasalara, süslü anayasalara gerek yok
Çözüm elinizin altında
Açın her derdin devası Kuranı
Orda yazıyor bütün soruların cevabı
Anayasanız Kuran
Yasalarınız Sünnet
Yönetmelikleriniz ulema ilhamlı ve de insan merkezli olursa
O zaman siz istemeseniz de kardeşlik duygusu gelişir
Çorak bıraktığınız topraklarda barış tohumları kendiliğinden yeşerir
İnsanlar Kürt-Türk, Alevi Sünni diye kamplara ayrılmaz
Zengin- fakir diye bir şey kalmaz
Her birey göğsünü gere gere Ben Müslüman veya Hıristiyan Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşıyım diyerek avazı çıktığı kadar bağırır
Ama şu anda sesi kısılmış
Eli kolu bağlanmış
Kalbine, beynine prangalar vurulmuş
Ortalıkta özgür diye dolaşan aslında kafeste hapis hayatı yaşayan bir mahlûkattan farkı kalmamış
Çünkü Kuran yetim bırakılmış
Sünnetullah ortadan kaldırılmış
Ulemalar yok sayılmış
Sonra da bu sistemin adı adalet olmuş
Hani nerde?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.