Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

İnanç özgürlüğü haftası

İnanç özgürlüğü haftası

62 yıl önce dün ezan aslına rücu etti.
Menderes bu kararla doğdu, büyüdü ve öldürüldü..
Dün Menderes’in kabri başında ezan okundu.. Eski, acı hatıralar yadedildi.
Mirac’a hazırlanırken, ezan yasağını hatırlamak yürek burkan bir hadise..
Sadece ezan yasaklanmadı o dönemde, Kur’an da yasaklandı. Kimi Hıristiyanlığı kabul etmekten söz ediyordu, kimi dini kaldırmaktan, kimi dinde reform yapmaktan. “Türkün dini Kemalizmdir” diyenler de vardı..
Birileri “Türkün yeni amentüsü”nü yazmıştı. Kimi Mustafa Kemal’i modern bir peygamber seviyesine çıkartmış ve ona bir mevlit yazmıştı..
“Türküm, doğruyum..” ne ki! “Türkün yeni amentüsü”nde “Kahramanlığın örneği olan ve vatanın istiklalini yoktan var eden Mustafa Kemal’e, onun cengaver ordusuna, yüce kanunlarına, mücahid analarına ve Türkiye için ahiret günü olmadığına iman eder... İyilikle fenalığın insanlardan geldiğine, büyük milletimin medeni cihanda en büyük mevkii kazanacağına, hamaset destanlarıyla tarihi dolduran kudretli Türk ordusunun birliğine ve Gazi’nin Allah’ın en sevgili kulu olduğuna kalbimin bütün hulusiyle şehader ederim..” deniyordu.
Laiklik birilerinin lügatında sanki dine karşı bir din gibi idi..
Camiler, Kur’an kursları, medreseler kapatıldı.. İnanılmaz bir zulüm. Camilerin bazıları yıkıldı, bazıları ahır yapıldı, bar, pavyon, gazino yapılanların yanında, depo yapılanlar, CHP ve halkevlerine tahsis edilenler, satılanlar da vardı..
CHP neyi inkar edecek, Hitler hayranlığını mı, Stalin yoldaşlığını mı, İngiliz dostluğunu mu?.. Rakıyı içip Yunan’la kardeş olmayı mı?..
“Cumhuriyetin 10 Yıl Albümü”nü tekrar yayınlayabilirler mi?, “15 Yıl Cumhuriyetin Şeref Kitabı”nı?.. Değil yayınlamak, parti kitaplığına bile koyamazlar.. O zaman neyi inkar edecekler, ne diyecekler millet?..
Kolbastı oyununun ortaya çıkışı ile ilgili bir olay anlatılır. Kazadeniz’de dağ köylerinde gizli gizli Kur’an-ı Kerim okutulur. Kitap yok, tek sayfalık elle yazılmış kağıtlar üzerinde ders yapılır. Jandarma/kolcu basarsa eldeki kağıtlar hemen yutulacak ve oyun oynamayı bilmeyen bu adamlar, bir araya gelmiş oynar gibi bir şeyler yapacaklar..
Şapka devriminden sonra, ezanın Türkçeye çevrilmesinden sonra dağa çıkıp bir daha şehre inmeyen ve orada ölen insanlar vardır..
O acıları hatırlamak tek başına fazla bir şey ifade etmiyor.. Bu acılardan bir ders çıkartmamız ve bir daha insanların aynı acıları yaşamaması için bir bilinç oluşturmamız gerek. Herkesin inandığı gibi yaşayabildiği, düşündüğünü özgürce ifade edebildiği bir düzen oluşturmamız gerek. Onun için de her yıl, bir hafta süre ile “İnanç Özgürlüğü Haftası” olarak değişik etkinliklerle geçirmemiz gerek. Sergiler, konferanslar, forumlar, her ne ise bir şeyler yapmak gerekiyor.
Menderes’in mezarı başında bu konuyu konuşurken bir de verasetül enbiya konusu geldi gündeme. Ömrü İslama hizmetle geçen yaşlı din alimlerinin hayatlarının örnek alınması ve onlara bir şükran ifadesi olarak yılda bir kez bir tören düzenlenmesini konuşuyorduk ki Cemal Aydın aradı. Garaudy’nin vefatı sebebi ile cenaze namazına katılmak için Fransa’ya gidiyordu. “Keşke” dedi “İstanbul’da da Garaudy için bir gıyabi cenaze namazı kılınabilse..”
Gerçekten ne iyi olur.. Sadece eleştirmek değil, güzel örnekleri de yüceltmek, alkışlamak gerek.. Şeytana lanet okumaya evet de, aslolan Peygamber’e salavat getirmektir.. “La ilahe” tamam da, “İllallah” demeden bu parantez kapanmaz.
“Karanlığa küfretmekle kalmayıp, kalkıp bir mum yakmak” daha iyidir çoğu zaman..
CHP’liler ezan aslına döndürüldüğü gün, karara itiraz etmemişler.. Çünki onlar da biliyordu ki, “dinsiz bir nesil” yetişiyordu ve cenaze namazı kıldıracak insan bile kalmamıştı memlekette..
Keşke CHP’liler kalkıp özür dileseler. Kendi geçmişleri ile yüzleşseler..
Geçen gün Nur Serter’in Cumhuriyet’te bir yazısını okudum da, bu kadın dini kavramların anlamlarını bilmiyor. Bilmediğini de bilmiyor.. Bu kafa ile gittikleri sürece de, siyasi olarak bir yere varmaları mümkün değil..
Neyse yazacak daha çok şey vardı ama.. Mirac Kandilinizi tebrik ediyorum. Ve bu arada üniversite yerleştirme imtihanına giren kardeşlerime de hayırlar diliyorum.
Sahi anne-babaları, öğrenci kardeşlerim, siz üniversiteye girmek için çalıştığınız kadar, cennete girmek için çalışıyor musunuz? Yoksa cennete girmenin üniversiteye girmekten daha kolay olduğunu mu sanıyorsunuz?
Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi