Mısır'da alicengiz oyunları
Dikta yönetimlere karşı ilk ciddi kıyam ve devrim 1979'da İran'da gerçekleşmiştir. İran devrimindeki Şii geleneğin rolü tartışılmaz. Şiilerdeki dini liderlere bağlılık ve Şii liderlerin mensuplarını devrim istikametinde yönlendirmelerindeki başarı da tartışılmaz.
Sünni kesim için aynı tespiti yapmak çok zordur.
Sünnilerdeki itaat kavramının zalime karşı kıyamı olumsuz etkilediği görüşünün haklılık payı yoktur desek yüzde yüz doğruyu seslendirmiş olmayız. Sünni liderlerin tarih boyunca diktatöre veya zalime karşı geliştirdikleri tavır ve tutumlar genelde şiddetten uzak, zamana yayılan, kalben onaylamasa da zalimin idaresi altında yaşamayı kerhen kabul eden fırsatını bulunca da tavrını belli eden bir tavır ve tutumdur. Günümüzün diliyle barışçı yolları tercih eden bir tavır ve tutum.
İmam-ı Rabbani'den beri bu yolun Sünni kesimde ağırlık kazandığını görüyoruz. İmam-ı Rabbani ilahlığını ilan edecek ve paralara 'Ekber Allah'tır' yazdıracak kadar ileri gitmiş olan Ekberşah döneminde mensuplarını isyana teşvik etmemiş aksine yazdığı mektuplarla yönetim kadrosunu ikaz etmiş, nitekim elli sene sonra tarihçilerin ifadesiyle neredeyse asrı saadet dönemine denk bir İslami yönetim oluşmuştur. Bugün Hanefi mezhebinin en makbul fetva kitabı olan Fetavay-ı Hindiyye o dönemde devletin tatbik ettiği hukuk kitabıdır.
İmam-ı Rabbani'nin Mektubatı Sünni camiada hâlâ itibarı olan önemli bir kitaptır.
Arap Baharı adı verilen Tunus'ta başlayıp Suriye'de bugün itibariyle hâlâ devam eden uyanış hareketleri İmam-ı Rabbani'den ziyade İmam Humeyni yöntemine benzemektedir. Hatta Suriye devrim hareketine kadar İranlı yetkililer Arap Baharı'nı İran İslam Devrimi'nin bir devamı olarak değerlendiriyorlardı. Devrim Suriye'ye dayanınca İranlıların değerlendirmesi değişti!
Arap Baharı ne İran devriminin devamı ne de bazılarının iddia ettiği gibi Batı'nın bir oyunuydu. Arap halklarının silkinişi, dirilişi, uyanışı ve dikta rejimlere karşı sabrının tükenişiydi.
Elbette ki menfaati olan güçler bu hareketlerden istifade etmek isteyebilir ve binbir çeşit tezgah kurabilir. Ama bu hareketleri başlatan ve başarıya götüren onlar değildir. Mübarek, Kazzafi ve Bin Ali onlar için daha faydalıydı.
İslam dünyasında halkın iradesinin yönetime yansıması hele hele katıksız demokrasi Batı'nın işine gelmez.
Filistin'de bu gerçeği gördük. İsrail'i, Amerika'sı ve Avrupa'sı 2006 yılındaki Filistin seçimlerini nasıl olsa FETİH kazanır düşüncesiyle desteklediler. Kazanan taraf HAMAS olunca Batı, demokrasi söylemini bir kenara bırakarak Filistin'e ambargo uygulamaya başladı. Filistin sorunu ve Gazze ablukası sadece İsrail'in değil aynı zamanda o çağdaş bildiğimiz insan hak ve özgürlüklerine saygılı zannettiğimiz Batı dünyasının eseridir.
Mısır'daki son gelişmeler Arap Baharı'nın Batı'nın eseri olmadığının en yeni ve en son delilidir.
Mübarek müebbet hapis cezasına mahkûm edildi ama Batı destekli rejimi hâlâ direniyor. Tıpkı bizdeki Sezer ve Demirel'in atadığı üyelerin 367 komedisinde takındıkları tavır gibi bir gelişme yaşandı. Mübarek'in atadığı üyelerden oluşan Anayasa Mahkemesi seçimle işbaşına gelen Mısır Parlamentosu'nu feshetti. Feshetti çünkü parlamentonun yüzde 60'ını dindarlar oluşturuyordu.
Askeri konsey yasama yetkisinin kendisine geçtiğini ilan ederek yeni yasalar yayınladı.
Bu arada başkanlık seçimi tamamlandı ve dindarlar ellerindeki seçim tutanaklarına dayanarak yüzde 53 civarında oy aldıklarını ve seçimi adayları Muhammed Mürsi'nin kazandığını ilan ettiler. Ama Mübarek'in eski başbakanlarından olan diğer aday Şefik de yüzde 51 ile seçimi kendisinin kazandığını ilan etti.
Sistem hâlâ eski bürokratlarla çalıştığı için resmi seçim sonuçları tıpkı meclisin feshi gibi bir kararla sürpriz yapabilir.
Dindarların adayı Mürsi'nin kazandığı kabul edilse bile askeri konseyin yayınladığı yeni yasalar başkanın elini kolunu bağlayabilir.
Hülasa Arap dünyasının kalbinin attığı Mısır'da sular durulacağa benzemiyor.
Halk hareketi Batı yanlısı rejim kalıntıları tarafından iğdiş edilmeye çalışılıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.