Bir büyüğüm anlatmıştı. Vaktiyle köyün birinde, hırsızlık hastalığına yakalanmış genç biri varmış. Köylü bu durumdan çok rahatsız olur ve gencin ailesine köyden taşınmaları yönünde baskı yaparlarmış. Aile çaresiz kalır fakat çocuklarını bu hastalıktan nasıl kurtarabileceklerini bilemezmiş. Birkaç kere köyün gençleri delikanlının yolunu kesip dövmüşler ve "Bir daha hırsızlık yaparsan seni ırmaktan aşağı atarız" diye tehdit etmişler ama genç bu huyundan hiç vazgeçmemiş. On sekiz yaşındaki gencin lakabı hırsız Ali kalmış ve köy halkı Ali'yi kalben tecrit etmiş, dışlamışlar. Anne baba oğullarını bu kötü alışkanlığından vazgeçirmek için en ağır cezalar veriyor, dövüyor eve hapsediyor ama vazgeçiremiyorlarmış. Anne birkaç kere evi terk edip iki köy ötedeki kız kardeşine taşınmış ama çocukta değişen bir şey olmamış. Köyün ileri gelenleri genci nerde görseler en ağır hakaretleri savururlar, aşağılarlar ve tehdit ederlermiş ama gencin umurunda bile değilmiş. Genci koruyan savunan ve ona insan muamelesi yapan tek kişi köyün imamıymış ama Ali köy halkına karşı bir önyargı taşıdığından imama da yaklaşmazmış. İmam her seferinde; "Gençtir bu şekilde davranırsanız iyi bir netice alamazsınız, tatlı dille yaklaşın, söz vardır insanı adam eder söz vardır insanı insanlıktan çıkarır" dermiş. Ama kimse onu dinlemezmiş. İmam birkaç kere gençle konuşmak istemiş ama genç köylülerden korktuğu için "Hepiniz aynısınız, konuşmak istemiyorum" diye kestirip atmış.

Bir gün imam sabah namazını kıldırmış ve camiden evine dönüyormuş. Birkaç köylünün Ali'yi dövdüklerini görmüş. Ali yerde dayaktan bitap düşmüş vaziyette yatıyormuş. İmam sorduğunda Ali'nin -köylünün bağından üzüm çaldığını- öğrenmiş. Başını kaldırmış ve insanlara seslenmiş; "Bırakın çocuğu utandırmayın, uygun zamanda uygun sözle uyarın, ne kadar üzüm çalınmışsa parasını ben vereceğim ama genci rencide etmeden konuşun..." demiş ve genci köylünün elinden almış. Sonra Ali'nin kulağına eğilmiş ve "Yarın camiye gel seninle daha yakından tanışmak sohbet etmek isterim" demiş.

Bu olayın ardından Ali bir hafta kendini eve kapatmış. Hayatını yeniden gözden geçirmiş. Yoğun bir yalnızlığın içine düşmüş. Bir öğle vakti evinden çıkmış imamı ziyarete gitmiş. Kapıda karşılaşmışlar. Eğilmiş ve yaşlı adamın elini öpmüş. Ondan nasihat istemiş. İmam genci rencide etmeden nasihat etmiş ve uzunca süren bir dostluğun ardından Ali yeni bir hayata başlamış. Bütün köylü şaşkınlık içindeymiş. Ne oldu da bu çocuk bu kadar değişti diye konuşuyorlarmış. Bunu imama sormuşlar. Yaşlı adam sürekli tekrar ettiği o cümleyi tekrar ifade etmiş. "Söz vardır insanı adam eder söz vardır insanı adamlıktan çıkarır."

Gençlerin hassas ve kırılgan yapılarını dikkate alarak hitap ettiğinizde onları kazanabilirsiniz. Aksi takdirde gence ulaşmanız ve yardımcı olmanız oldukça zordur. Yukarıdaki hikâye bu gerçeği özetler mahiyettedir.