Beş asırlık merhamet çınarı
Temiz ruhlu her insan bilir ki, Osmanlı Devletini yediyüz yıl ayakta tutan en önemli güç; vakıflar, medreseler, tekkeler, zaviyeler ve camilerle külliyeleridir.
Bunların başında ise vakıflar gelmektedir.
Mesela Osmanlı padişahının, vezirlerinin, diğer ileri gelen devlet erkânı ile âlim ve ulemaların şahıslarına ait tüm varlıkları vakıflardadır.
Yine temiz ruhlu tarihçi ve araştırmacıların yazdıklarına göre, Osmanlı padişahlarının tahta çıktıkları gün iki vazifeleri olurmuş.
Birinci vazifeleri, hemen türbelerini yaptırmakmış. Mesaj açık:
Zirveye çıktın, ama işte bu kara toprağın altına gireceksin. Üstünde öyle yaşa ki, hesap günü rahat edesin.
İkinci vazifeleri, Mal, mülk senin değildir. Sırtındaki kaftan dahi devletindir. Böyle biline ve gereği yapıla.
Burada da mesaj açıktır:
Hak adına halk için yapılacak tüm hizmetler vakıflara ait olacaktır.
Tabii, ilk vakıfları padişahlara önderlik eden manevî sultanlar kurmuştur.
İşte bu vakıflardan birisi de tam beş asırdır; Hak adına halka hizmet veren, merhamet ve şefkat çınarı Aziz Mahmud Hüdayi Vakfıdır.
*
Üsküdar için İstanbulun (İslambolun) özetidir derler. Ve ayrıca yine Harem-i Şerifin sınırlarının da Üsküdardan başladığı söylenir.
Devrinde sekiz padişaha yol göstermiş, özellikle de III. Murad ile I. Sultan Ahmedin sevgi ve saygısını kazanmış Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri, Harem-i Şerifin sınırında Efendiler Efendisi (sav)in nöbetçisidir.
Beş asırdır; zengininden fakirine, siyahından beyazına, Müslümanından gayrimüsliminine kadar, her insanı dergâhına çağırmış; açlara aş, açıkta kalanlara barınak, mazlumlara yoldaşlık etmiş, canileri sakinleştirmiş, hastalara şifa dağıtmış.
Bunların hepsini ve daha sayamadığımız nice hizmetleri, sadece ve sadece Allah rızasına nail olabilmek ve Allahtan geleni Allah için dağıtmak için yapmış.
*
Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı, günümüzde de bu hizmetlerini aralıksız sürdürmekte. Birkaç örnek verelim:
Hüdayi Hazretlerinin vakfiyesine uygun olarak cami külliyesinde bulunan yemekhanede 500 ve Çilehane birimindeki aşevinde 500 olmak üzere günde 1000 kişiye yemek ikram edilmekte.
Bu sayı Ramazan ayı ile mübarek gün ve gecelerde 2000 kişiyi aşmakta.
İstanbulun muhtelif semtlerinde oturan 2000 fakir aileye her ay düzenli olarak erzak dağıtımı yapılmakta.
Yine aynı çerçevede vakfa yapılan ayni bağışlardan; ilaç, ayakkabı, giysi, yakacak ve ev eşyası ve benzeri yardımlar yapılmakta.
Kurban bayramlarında ve diğer zamanlarda vakfa bağışlanan adak, kurban ve et bağışları, vakıf merkezindeki aşevinde yüzlerce kişiye sunulan ana yemeklerde, erzak paketlerinde ve vakıf ünitelerindeki öğrencilerin yemeklerinde kullanılmakta.
*
Hüdayi Vakfının hizmetleri bu kadar değil elbet. Esas paylaşmak istediğim mevzulardan birisi de camideki Ramazan ayı faaliyetleriydi.
Önümüzdeki günlerde yazayım inşallah.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.