Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Avrupa’nın Filistinlileri

Avrupa’nın Filistinlileri

Haftada iki defa Et Türkiye Kanalında yayınlanan Bilakuyud/Sınırsız programı Srebrenitsa katliamının 17'nci yıldönümünde ekranda Bosna-Hersek Meşihatı Başkanı Mustafa Ceriç'i ağırladı.

13/7/2012 günü yayınlanan program adeta unutulan soykırıma ayna tuttu. Reisü'l ulema uluslararası mahfillerde tanınan ve aranan bir isim. Daima Boşnakların yerinin ve yanının Türkler olduğunu söylemiştir. Yine Boşnak-Türk beraberliğini sağlamak için Türkiye'nin AB'ye girmesini savunmuş ve buna sıcak bakmıştır. Böylece Berlin Muahedesi ve Birinci Dünya Savaşı'nın ayırdığı Türkler ve Boşnaklar AB şemsiyesi altında yeniden buluşacaklardı. En azından Bosna'dan manzara böyle görünüyor. Berlin Muahedesiyle birlikte Bosna-Hersek Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun nüfuzuna bırakılmıştır. Kıbrıs da İngiltere'nin av sahası olmuştur. Ardından da 1909 yılında Bosna, Viyana tarafından ilhak edilmiştir. Lakin Sırplar bu düzenlemeyi hiçbir zaman hazmedememişlerdir. Berlin Muahedesi bir tadilat ve geçici bir düzenlemedir. Sebebi Rus salınması ve sarkmasıdır ve bu anlaşma Türkleri geçici bir suretle Rusların tasallutundan kurtarmıştır. Dolayısıyla Kırım Muharebesinin bir devamıdır. Ayastafanos Antlaşması Osmanlı'nın Sevr'i ise Berlin Muahedesi de Lozan'ıdır. Berlin Konferansı Almanya İmparatorluk Şansölyesi (federal başbakan) Prens Bismark'ın başkanlığında 13 Haziran 1878'de açıldı. Diğer devletleri başbakanlar ve dış işleri bakanları temsil ediyordu. Türk murahhasları, Hariciye Nazırı Karatodori Paşa, Müşir Mehmed Ali Paşa ve Berlin Büyük elçisi Sadullah Bey (Paşa) idi. Berlin Muahedesi, Türkiye için bir yıkım olmakla beraber, Türkleri Avrupa'dan tasfiye etmiyordu. Bilakis Türkiye'nin Balkanlardaki hayatını, 1913'e kadar 35 yıl uzatıyordu. Üstelik anlaşmanın Rusya'ya sağladığı faydalar azdı ve asla Rusya'nın savaşta göze aldığı fedakarlıkları karşılamıyordu. Asıl faydalananlar Balkan devletçikleri ve İngiltere idi.
*
Balkan harpleri ve Birinci Dünya Savaşı'yla birlikte geçici statü kalıcı hale gelmiştir. Berlin Muahedesiyle Bosna'ya bırakılan Sancak bölgesi Sırbistan ile Karadağ arasında taksim edilmiştir. Dert söyletir misali Reisü'l ulema Mustafa Ceriç dertli idi ve Boşnakların kaderi noktasında sürekli Endülüs sendromu yaşıyordu. Yüzyıldır bu toprakların sahipsiz olduğunu ifade etmektedir. Herkesin sahibi vardı ama İslam'ın ve Müslümanların sahibi yoktu. Sırpların yeni Bizans sıfatıyla hamiliğini Ruslar yapıyor. Hem Slav hem de Ortodoks kimliğiyle Sırplara sahip çıkıyorlar. Batı bir bütün olarak Roma İmparatorluğunun varisi olarak Hırvatlara arka çıkıyorlar. Sahipsiz kalan tek varlık Müslümanlar ve Boşnaklar ve bölgedeki onların benzerleridir. 1999 sonrasından itibaren Arnavutların iki buçuk devletleri olmuştur. Sırp ve Hırvatların ise bir buçuk devletleri bulunmaktadır. Dayton Antlaşmasıyla birlikte Boşnakların sadece yarım devletleri olabilmiştir. Halbuki Sancak'ı da nazar-ı dikkate aldığınızda Boşnakların da en az bir buçuk devleti olması iktiza ederdi. Ceriç hâlâ Batı politikalarından yakınmaktadır. Batılıların Boşnakları muğber bıraktığını ifade etmektedir. İki buçuk yıl süren savaş boyunca ezileni himaye etmek yerine saldırganı ödüllendirmişlerdir. Bugün de hâlâ öyledir. Boris Tadic ve Kofi Annan Srebrenitsa katliamından dolayı özür dileseler de bazen tevbenin tevbeye ihtiyacı olduğu gibi onların özürlerinin de özre ihtiyacı var. Sırbistan'da 20 Mayıs 2012 tarihinde yapılan cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan Sırp Kalkınma Partisi (SNS) lideri Tomislav Nikoliç, Bosna'daki savaş sırasında yaklaşık 8 bin Boşnak'ın öldürüldüğü Srebrenitsa'da "katliam yapılmadığını" savundu. Bu da Reisü'l ulema Mustafa Ceriç'i kaygılandıran gelişmelerden birisi. Zira bunun yeni katliamların habercisi olabileceğini söylüyor. Son yüzyılda Boşnakların tam 11 katliama uğradıklarını anlatıyor. Başbakan Erdoğan 'yeni Hama'lar olmayacak' derken yeni Afganistan ve Bosna'lar yaşanıyor. Bekir Bozdağ ise 'yeni Srebrenitsalara izin vermeyeceğiz' derken bu sözleri bir gerçeğin ifadesinden ziyade züğürt tesellisini andırıyor. Yine de umalım öyle olsun. Bosna savaşında Batı çok olumsuz bir tavır takındı. Boşnakların silahlandırılmasına müsaade etmediği gibi Srebrenitsa katliamına kadar da NATO müdahalesini engellemiştir. Engellemede başı Fransa ile İngiltere çekmiştir. Şimdi ise Mladiç'i toplu katliamlardan azat ediyor bilakis sorumlunun Miloseviç olduğunu söyleyerek suçu ölülerin üzerine yıkıyorlar. Batı, Bosna soykırımını tanımayı da sulandırmıştır. Bunun nedeni İslam takıntısıdır. Mustafa Ceriç, Srebrenitsa anma törenlerine gidenlerin burada kötü muamele gördüklerini, adeta burayı bekleyen Sırpların Auschwitz'teki Naziler gibi davrandıklarını ifade etmektedir. Boşnak çocukların ebeveynlerinin rızası hilafına Banyaluka gibi Sırp şehirlerinde vaftiz edildiklerini ve keza Sırp bölgelerindeki Boşnakların bilcümle asimilasyona zorlandıklarını ifade etmektedir.
19 ve 20'nci yüzyıl göçler tarihi olmuştur. Kafkaslar'dan Çerkezler ve Balkanlar'dan da evlad-ı fatihan ve Boşnaklar ve Arnavutlar sürekli göç etmiştir. İmparatorluğun büzülmesi onları da vatanlarından ve doğdukları topraklardan etmiştir. Mustafa Ceriç Türkiye'de Boşnak asıllı insanların sayısının 5 milyon olarak tahmin edildiğini ifade etmektedir. Ona göre, bütün Boşnakların sayısı 10 milyondan aşağı değildir. Bosna trajedisinden sonra Avustralya, Avrupa ve ABD'ye göçen bir milyon Boşnak göçmenin kimliklerini kaybetmek üzere olduklarını ifade ve dert etmektedir. Adeta Boşnaklar Avrupalıların Filistinlileri ve paryaları. Avrupa'nın ortasında adeta Filistinlilerin kaderini paylaşıyorlar. Bir adım ötesi ise yeni Endülüs demek. Maazallah...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi