Ramazanda Halalen Tayyiben
Geride bıraktığımız milenyumun son asırlarına baktığımız zaman yakın tarih büyük değişimler diye bize birçok hadiseler anlattı. Neticede görüldü ki, bütün bu inkılapların insan hayatında gıda ve ihtiyaç maddelerinde insan saadet ve selametini oluşturmakta hiç de helal ve sağlıklı bir hamle değeri taşımadığı bugün bütün dünya insanlığı ve özellikle İslam ümmeti tarafından fark edilmiş bulunmaktadır.
Sanayi Çağı gibi yeni bir isme medar olan Makine ve Teknolojik gelişme şehirlerin yerini değiştirmiş insanların kıyafet ve münasebet şekillerini etkilemiş günlük hayatının ve özellikle yiyecek içecek maddelerinin içeriğini helal temiz ve geleneksel olmaktan çıkarmış, bu değişimleri ile insanın mutluluğunda düşünce ve beden yapısında müsbet yönde bir inkılaba medar olamamıştır. Bilakis insanı kendi icad ettiği makinenin, teknolojinin tutsağı haline getirmiştir. Hakkı ve helali değil kuvveti ve parayı yüceltme yanlışını daha da ileri bir noktaya götürmüştür.
İnsanlık Yaradılış Sırrını yeniden aramaya koyulmuştur. Bu sırrı arayışta İslam ümmeti yüzyıldır unuttuğu ve imani bir meselesi olan Helal Yaşam Sistemini ve onun olmazsa olmazı olan Helal Lokmayı bulma mücadelesini artık gerçekleştirmeye niyet etmiş gözükmektedir. Ümmet olarak bu mücadelemizi verirken mutlaka Helalen Tayyiben ilkesinin önemini anlamalıyız.
Bu mübarek Ramazan ayını güzel bir eserle karşılayalım istedim. Ramazan ayının özünü idrak etmemize vesile olan bir eser. Ramazanın beden temizliği kadar ruh temizliği olduğunu ve ikincinin olabilmesi için birincinin gerekliliğini bize hatırlatan ve beden temizliğinin de tükettiklerimiz yediklerimiz içtiklerimiz üzerinden tayin edildiğinin idrakine vesile olan güzel bir eser. Sayın Dr. Müh. Hüseyin Kami Büyüközerin kaleminden çıkan Halalen Tayyiben Kurani esaslar çerçevesinde bakıldığında yaşadığımız şu yirmibirinci yüzyılda helal lokmanın karşısında bulunan tehlikelerden tehditlerden söz ediyor.
İslami çerçevede tayyib ve helal konseptlerinin tanımını yapıp bu konuda onyıllardır farkındalık oluşturmak üzere çalışan GİMDES (Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği)in vizyon ve misyonunu izah ettikten sonra gıda ve gıda dışındaki alanlarda helalın karşılaştığı engelleri bir bir irdeliyor Sayın Büyüközer.
İslamın helal olarak çizdiği çerçeve ile Museviliğin Koşher şartları arasındaki farklılıkları izah ediyor. Koşherin dünyaca tanınırlığının helal konseptinden daha fazla olması hasebi ile Müslümanların bu konuda da bilgilenmesi şart oluyor. Hazır gıdaların dayanılırlık özelliğinin artırılması için eklenen ve fakat sağlığa zararlı olan maddelerin helallik şüphesini göz önüne seren eser çok önemli şu tesbiti de yapıyor: Harama götüren her yol ve vasıta da haramdır!
GDOlu ürünler şöyle dursun tükettiğimiz gazlı içeceklerden bayramların olmazsa olmazı şekerlemelere kadar birçok gıda maddesinde içten içe sağlığımızı tehdit eden unsurlara dikkat çeken Halalen Tayyiben domuz tüketimini de yiyecek dışındaki tüketim alanları çerçevesinde inceliyor. Domuz tadında kaz eti başlığı belki çok fazla şaşırtmayabilir herkesi ama Altın mücevheratında da Domuz Tehdidi! eminim şaşırtır. Böylece eser helal kavramını tükettiğimiz gıdasal maddelerin ötesine taşıyarak hayatın diğer alanlarında da başarılması gereken bir olgu haline getiriyor. Helaller çerçevesinde bir hayatın Kuran ışığında bu çağ ve zamanda nasıl mümkün olabileceğinin işaretlerini veriyor.
Hepimizin kütüphanesinde bulunması gereken bir çalışma. Esere ulaşmak isteyenler GİMDES 0212 438 33 18 numarasından ve www.gimdes.org adresinden temin edebilirler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.