Suriyeli Kürtler de bu ülkenin gerçeğidir
Türkiye dışındaki ülkelerde olup bitenleri izlerken, bu ülkeleri zaman zaman ayna olarak kullanmayı da denemeliyiz. Suriye'deki gelişmeleri ve Suriyeli Kürtlerin attıkları adımları da bu açıdan değerlendirmekte yarar vardır.
Bir Hollywood filmindeki diyalogu hatırlıyorum.
Filmin kahramanı gerçeklerden kaçan bir hayalperestti. Çevresindeki gerçekleri gözlemleyip bunlara uyumlu davranmak yerine filmlerde aramaktaydı kendi dünyasını.
Bir sahnede bu film kahramanı televizyondaki bir filme yine kendini kaptırmış durumdayken kız arkadaşı yanına geldi,
- Bu izlediklerin gerçek değil, bunlar film senaryosunun bir parçası. Artık gerçeklerle yüzleşmelisin, dedi.
Hayallerin dünyası
Adam kız arkadaşının bu sözlerine sinirlendi,
- Teşekkür ederim, ben halimden memnunum, beni rahat bırak, diyerek tersledi genç kadını.
Bizim de içinde bulunduğumuz bu coğrafyadaki toplumların bir özelliği, gerçekleri görmek yerine hayal edilen gerçeklere kendini kaptırmak değil midir?
Mesela biz Türkiye Cumhuriyeti olarak "Kürt Realitesi"ni gerçek olarak kabullenmek yerine "Dağlı Türkler" benzeri hayallerle yıllarımızı geçirmedik mi?
Kendimizi demokrat sandığımız yakın zamanlarda bile Anayasa Mahkemesi musluk kapatır gibi durmadan Kürt partilerini kapatmaz mıydı?
Saddam yönetiminde Şiiler de Kürtler de silah zoruyla susturuldukları sürece, Iraklılar da bu gerçeklerin buharlaştığını düşünmedi mi?
Onlar da var Suriye'de
Şimdi sıra "Suriye Gerçeği"nin görülmesine geldi bu coğrafyada.
Esad ailesine endeksli Baas yönetimi Abdullah Öcalan'ı konuk etti ama aynı anda Suriyeli Kürtleri yok saymadı mı?
Şimdi Esad'ın çöküş ve yok oluş sürecinde Suriyeli Kürtlerin "Biz de varız" demeleri neden bizi endişelendirsin ki?
Kuzey Irak Kürt yönetiminin varlığı, Saddam yönetiminin varlığından daha hayırlı değil mi bizim için?
Tıpkı Araplar gibi, tıpkı İsrailliler gibi, tıpkı Filistinliler gibi, Kürtler de Ortadoğu gerçeğinin öğeleridir.
Ama Ortadoğu'da İran İsraillileri, İsrail Filistinlileri, Saddam veya Esad gibi birileri de Kürtleri yok sayarlar.
Bedel hep istikrarsızlıkla ve hep kan dökülerek ödenir.
Çözüm demokrasidir
Türkiye "Suriye Kürtleri özerklik kazanırsa biz ne yaparız" diye endişeleneceğine "Biz uzun yıllar sonunda Türkiyeli Kürtleri demokratikleşme sürecine kattık" dese daha doğru olmaz mı?
Yazının başında sözünü ettiğim filmin hayalperest kahramanı sonunda bir psikologa gider.
Psikolog onu hayal dünyasından çıkartmak için sorularla geçmişini deşmeye çalışır.
Bizimki psikologun bu çabasına şöyle tepki gösterir:
- Ben tam 35 yıldır gerçeklerle güreşiyorum. Tam onları yenmek üzereyken siz beni hükmen yenik ilan etmek istiyorsunuz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.