Welcome to Kürdistan!
Kürdistan…
Kürtlerin anavatanı olarak ifade edilen yerler…
Kürtlerin binlerce yıldır yaşayıp devlet kurmayı hayal ettiği yerler…
Hayal ettiği yerler diyoruz…
Zira yeryüzünde birkaç bin nüfuslu milletlerin devleti bile varken sayıları milyonları bulan Kürtlerin halen kendilerine özgü bir devletleri yok…
Kürtler her dönemde bağımsız yaşamaktansa başka milletlerle birlikte yaşamayı tercih etmişlerdir…
Veya sömürü düzeni hiçbir zaman bağımsız yaşamalarına izin vermemiştir…
Bunun en büyük örneği İran’da kurulan Mahabat Kürt Cumhuriyeti’dir…
Kürdistan bölgesi adeta Kürtler için açık bir cezaevi olmuş, her bir bölge aradaki tel duvar ve mayınlarla devasa bir mülteci kampına dönüşmüştür…
Sınırları çizen güçler bunu özellikle bu günler için çizmiştir…
Yoksa bir ailenin babası İran’da, annesi Irak’ta, kardeşlerinden biri Suriye’de, diğerinin Türkiye’de olması nasıl ve neyle izah edilebilir…
Ortadoğu’da başlayan Arap baharı zemheriye dönüşmüştür…
Kuzey Irak’ta Barzani bağımsız bir Kürt devleti için gün sayıyor…
Sadece Amerika’dan onay bekleniyor…
Suriye’deki politikalar bir anda kimliksiz Kürtleri ev sahibi yaptı…
Kim bilir belki Kuzey Irak’tan daha erken bir örgütlenme yaşanabilir…
İran’a bakacak olursak bu gelişmelerden etkilenmemesi beklenemez…
Geriye kalıyor Türkiye…
Burada da demokratik özerklikten söz edilse de nihai hedef bağımsız bir Kürt devletidir…
Ama şimdi değil…
Tüm bunları bir araya getirdiğimizde arzulanan ve hedeflenen proje; 4 ülkenin birleşiminden meydana gelecek olan bağımsız federatif bir Kürdistan’dır…
Bu formulasyonu düşünen aktörler gerçekten Kürtlerin de bir kadim millet olduğunu düşünüp devlet kurmayı, bağımsız yaşamayı hak ettiklerini düşündüklerinden dolayı mı?
Yoksa İsrail benzeri kukla devletçikler kurup onları tepe tepe kullanmayı düşündükleri için mi bugünlerde biraz daha hareketlenmişlerdir…
Şunu ifade etmek gerekir ki bütün milletler gibi Kürtler de kendi devletlerini kurmayı hak ediyorlar ama ulus devlet kavramının anlamını yitirdiği bir zamanda bunun yolu bu mudur sorgulamak lazım…
Çizilen sınırlar ilahi sınırlar değil…
Balkanlardan kaç devlet ortaya çıktı ve herkes aslına kavuştu…
Zorla milletler bir arada tutulmuyor…
Artık bağımsız bir Suriye ve Irak devletinden bahsetmek mümkün değil…
Bölünecekler…
İki veya üç parçaya…
Buradaki Sünniler, Şiiler, Kürtler, Araplar nasıl yaşamak istiyorlarsa onların istediği şekilde formüle etmek en mantıklısı…
Ama bütün bunların arasında Türkiye çok farklı bir noktada duruyor…
Nedenine gelince…
Türkiye’deki nüfus dağılımı heterojen bir yapı…
Kürtler Türkiye’nin doğusundan çok batısında yaşıyor…
Çoğu Türklerle evli ve bu durum yıllardır devam ediyor…
İkinci sınıf veya azınlık gibi bir durum söz konusu değil…
Bu ülkenin asli unsurları…
İsteseniz de böyle bir ayrımı yapamazsınız…
Ve hiçbir Kürt de bu ülkeden ayrılıp tek başına yaşamak istemez…
BDP ve örgüt bu gerçeği bildiği için demokratik özerklikten bahsediyor…
Bağımsız bir Kürdistan’dan bahsettiğinde halktan nasıl bir cevap alacağını çok iyi biliyor…
Ama Suriye ve Irak öyle değil…
Konumları çok farklı…
Suriye ve Irak’ta ortaya çıkan ve olumsuz gibi görünen bu durum başarılı bir dış politika ile lehimize de çevrilebilir…
Burada yapılması gereken tek şey Irak ve Suriye’deki Kürtleri dış güçlerin insafına bırakmamak…
Onlara gerçek manada dostça yaklaşıp hamilik yapmak…
Şu belli ki Esed giderayak Türkiye’ye büyük bir kazık atmak istiyor…
Babasının daha önce gizli yaptığını Esed şimdi aleni yapıyor…
Örgüte açıkça destek veriyor…
Silah, yer, mühimmat, eğitim gereken her türlü lojistik desteği sunuyor…
Ve Türkiye’nin başına alabildiğine büyük bir çorap örmek istiyor…
Bu nedenle Başbakan’ın bu konuda çok dikkatli olması lazım…
On düşünüp bir konuşması lazım…
Son yıllarda ortaya çıkan Davutoğlu’nun dış politikası ve Atalay’ın Kürt politikası iflas etmiştir…
Bu iki durumu da yeniden değerlendirmek lazım…
Yeni anayasanın tartışılıp hazırlanmaya çalışıldığı bu günlerde Kürt sorununu tamamen bitirecek radikal adımlar atmaktan korkmamak lazım…
Bugünün işini yarına ertelememek lazım…
Hem içerde hem de dışarıda Türkiye’ye yakışır adımlar atmak lazım…
Düşmanlığın değil dostluğun ve kardeşliğin tohumlarını atmak lazım…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.