İki yıl aradan sonra İslâmexpo
Sizler bu satırları okuduğunuzda, inşallah İslâmexpo’ya katılmak üzere Londra’da olacağım. Bu yıl ikincisi yapılan İslâmexpo Batı’da yaşayan Müslümanların kendilerini anlatması anlamına gelen bir tür “İslâm” fuarı. 21. yüzyılın başında, şu günlerde İslâm dendiğinde Batı’da ne akla geliyorsa, bunların hepsini kapsıyor, onlara cevap üretiyor Islâmexpo. Kültürü, gelenekleri, siyaseti, eğitimi, ekonomisi, sporları, sanatı, eğlencesi ve hatta yemekleriyle İslâm’ı tanıtıyor Avrupa’ya. Aslında hedef kitlesi ilk anda sadece İngiltere halkıymış gibi gözükse de, gerçekte bütün Avrupa’nın katılımıyla bütün kıtaya hitap ediyor. ABD’deki yıllık ISNA (Islâmic Society of North America-Kuzey Amerika İslâm Toplumu) genel toplantısı benzeri bir yapılanmayla İslâmexpo da Avrupalı Müslümanlar için bir enerji depolama seansı, sosyal ihtiyaçlarını giderme ortamı, tatil zamanı, bir dizi konuda bilgilenme ve bilgilendirme, tefekkür etme imkânı olarak hizmet veriyor. Avrupa’daki Müslümanların bireysel ve toplumsal ihtiyaçlarını gidermeyi hedefliyor.
11 Eylül sonrasında Londra metrosuna yapılan saldırıların arkasından ciddi bir şekilde İslâm’ın Batı’daki varoluşunu sorgulamaya başlayan İngilizler, Londra Belediyesi’nin desteğiyle oluşturulan İslâmexpo konseptini ilk olarak 2006 yazında somutlaştırmışlardı. Şimdi onu eşzamanlı ikinci bir konferansla pekiştirecekler: Siyasal İslâmı Anlama Semineri. Siyaset Bilimi’nin diğerlerine nazaran oldukça yeni bir alanı olarak algılanan İslâm ve siyaset ilişkisi, eğmeden bükmeden, objektif kriterlere elden geldiğince sadık kalma çabasıyla masaya yatırılacak bu eş toplantıda. Batı aklının kendi tarihi tecrübesi ekseninde “oluşturduğu” din ve devlet ikileminin İslâm toplumları üzerindeki izdüşümü olan “siyasal” İslâm üzerindeki sis perdesi kaldırılacak ve 7. yüzyılda İslâm’da siyasetten başlayan serüvenin 21. yüzyıla erişildiğinde nasıl Müslüman siyasete evrildiği detaylarıyla incelenecek. Birçok davetli gibi ben de iki toplantı arasında mekik dokuyacağım, öyle gözüküyor. Detayları haftaya paylaşacağız.
•
YILDIZ çİçEĞİ
çağın belası sanal dünya? öyle bir dünya ki bu; gizemli mi gizemli, cekici mi çekici, bir o kadar da ürkütücü. İnternet dünyası, sörfü denizden çalıp kendi sanal dalgalarına veren bir canavar yeri geldiğinde. Mahremiyeti yok eden, gizlide kalmasında hayır olanı bir vuruşla öyle böyle değil, tam ifşa eden, dört duvar arasındaki en uzak tehlikeyi insanın dibinde bir anda bitiriveren sinsi bir yılan adeta. çirkinlikleri örtüp gizleyen bir maske. Ahir zaman hastalıkları denebilecek illetleri musallat eden bir epidemik. Uyuşturucu değil, kumar değil, alkol değil, sigara değil ama insanı pençesinde günden güne eriten chat, e-mail, mesaj müptelası eden bir illet. Şaka değil, çok ciddi bir salgın hastalık. O kadar ki; ders çalıştırtmıyor, sınıfta bıraktırıyor, konuşturtmuyor içine kapandırıyor, başkasına vakit ayırttırmıyor ailesinden koparıyor, yavaş yavaş insanı bu dünyadan çekip alıyor, kendi karanlığında izini kaybettiriyor sevenlerine. Bu bir yüzü sanal dünyanın. çok gerçek, çok yakın, çok itici, çok yalnızlaştıran.
Bir de başka yüzü var onun. Yalnızlaştıracağına yakınlaştıran bir yüzü. Doğru ellerde, doğru parmakların ucunda, doğru tuşlarla dünyayı fethettirecek bir iyilik meleği var bu yüzde gizli. Sınırları aştıran, mesajı ulaştıran, emri bil mağrufu nehyi anıl münkeri zahmetsiz, hayırda yarışmayı külfetsiz hale getiren, bir değil binlere, bin değil milyonlara, milyara ulaştıran. ümmeti aile kılan Cihadı, hicreti kolaylaştıran. Rüyayı, hülyayı, ideali gerçek kılan. Evinde, odanda. Bir yere gitmeden ama her yere ulaşarak. Bir tıkla bir vuruşla.
İşte sanal dünyayı insanlara faydalı işlere vesile etmeye bir örnek: Başörtüsü mağduru, bir o kadar da mağruru genç Nesibe Şahin’in imza attığı başarıların bir yenisi. İnteraktif kitap projesi. Proje Beyaz Bulut isimli -sanal- çocuk ülkesinde yerini almış (www.beyazbulut.com). Kendi ifadeleriyle “dondurma tadında oyunlar”ı, “karpuz tadında kitaplar”ı olan bir ülke bu ülke. Burada minik okurlarıyla buluşan Nesibe, Yıldız çiçeği adlı interaktif kitabıyla çocukları hem eğitiyor, hem de eğlendiriyor. Görsel olduğu kadar işitsel yetilere de hitap eden Yıldız çiçeği, cocukların bilgisayarı “sağlıklı” kullanımını da promote ediyor.
Sanal dünya bir hazine de olabilir, bir bataklık da. Ama her iki halde de 21. yüzyıl insanının hayatından çıkmayacağı bir muhakkak. Onu dost da, düşman da etmek, köle yapmak da, kölesi olmak da bizim elimizde. Nesibe, onu birinci türden yapanlardan. Tebrik ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.