Pers aslanı
Beşşar Esatın kala kala tek dostu İran kaldı. Halk devrimiyle birlikte yalnızlığa mahkûm olmasına rağmen bizim muhalefet onun yalnızlığını göreceğine Türkiyenin yalnızlığına takmış.
Meğerse, muhalefet sıfır sorun politikasına ne kadar da meraklıymış! Bunu şimdi öğreniyoruz. Lakin arşive baktığımızda baştan beri pek sıfır politikasına iltifat etmediklerini de görüyoruz. Her neyse. Kala kala Esatın tek iltica kapısı kaldı İran. Bundan dolayı kendisine Pers aslanı demekte bir beis olmasa gerek. Kaderlerini birbirine bağladılar. Propaganda üzerinden gerçek bir savaşı kazanmaya çalışıyorlar. Velit Muallim artık Şamdan değil Tahrandan ses veriyor ve Suriyeye yönelik olarak muhkem bir komplodan bahsediyor.
Bu komployu Türkiyenin de dahil olduğu bir kuşağa bağlıyor. Keza Suriyenin BM Daimi Büyükelçisi Beşşar Caferi de Bremen mızıkacıları gibi aynı nakaratı tekrarlamıştır.
İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad da aynı koroya katılarak Türkiyenin İsrailin dümen suyundan gittiğini söylüyor. Ne konuda? Suriye konusunda. Halbuki, BM Genel Kurulunda yapılan oylamada birkaç ülkeye karşı 133 ülke Esatın gitmesinden yana oy kullanmıştır. Bunların tamamı İsrail yandaşı ve yanlısı mı? Halbuki, Tzipi Livni daha önce BMde Mahmut Abbas ve Filistin yönetimine destekten dolayı İsrailin yalnız kaldığını söylemiştir. İsrail BMde yalnızsa Suriye karşısında bu kadar parmağı nasıl bir araya getirebiliyor? Nasrettin Hocanın deyimiyle, et buysa kedi nerede, kedi buysa et nerede? Demek ki gerçekte Filistin konusunda İsrail ve Suriye konusunda da İran ve müttefikleri yalnızdır. İçeride de aynı hattı temsil eden CHPnin yalnız olduğu gibi. Kılıçdaroğlu bunu göreceği yerde sıfır sorun politikasının sıfır komşu politikasına döndüğünü söylemiştir.
Bunu söyleyen ya sayı saymayı bilmiyor ya da gerisi kalsın. İranın kendi mezheptaşı olarak desteklediği Nuri Maliki ve sallanmakta olan Suriye rejiminden başka dostu kim? Iraktaki dostluk da 2003 yılından itibaren Bush sayesinde gelişmiştir. 2011 yılında Irakta İyad Allavi yerine Nuri Malikinin ve Lübnanda ise Hizbullah kanalıyla Mikatinin başbakan atanmasını sağlayan İran, bir yıl aradan sonra Arap Baharı ile birlikte bugün tüm bölgede yalnızları oynuyor. Fas gibi ülkeler başkalarının içişlerine karıştığından dolayı İranla diplomatik ilişkileri kesmiştir. En yakın olması gereken Azerbaycanla bile ilişkileri pürüzlüdür. Kanlı bıçaklıdır. Sürekli olarak bu ülkeyi taciz ediyor. Kılıçdaroğlu İranı anlamak için biraz İlham Aliyevden ders almalı ve kendisinden Azeri olan Hamaneyin neden Azerilere karşı Ermenistanı desteklediğini sorup öğrenmelidir. Yoksa Kılıçdaroğlunun molla merakı mı sardı?
*
Sudanı saymazsak Körfez ülkeleri de dahil Arap ülkelerinden kaçının İranla ilişkileri iyi? Sudana da Kılıçdaroğlu burun kıvırır. Kılıçdaroroğlu ve yandaşları Ömer Beşirden hiç hazzetmezler. Onun Darfurda katliam yaptığını hatırlarlar. Peki! Beşşar aylardır ne yapıyor? Halit Hoca gibi muhaliflere göre de Suriye halkının öldürülmesinde İran ve Rusya ortak konumundadır. Beşşardan hazzediyor ama Beşirden hazzetmiyor. İlişkiyse öteki ilişki değil mi? Hem de İranın dostu! Madem ilişkiler parmak hesabıyla da önemli öyleyse CHP ve diğerlerinin de Sudanla ilişkileri önemsemeleri gerekiyor. Madem ki, İran kılavuz ülke öyleyse işte alın size Sudanla ilişkilerin iyi olması için önemli bir neden. Yoksa Kılıçdaroğlu ve avenesinin amacı üzüm yemek değil bağcıyı dövmek midir?
Beşşar Esat kesinlikle İran aslanıdır. Geçmişte Araplar gücünden ve kuvvetinden dolayı komşu süper güçler olan Bizans ve İran için Esedeyn yani iki aslan tabirini kullanırlarmış. Bu itibarla Esat yani Suriye aslanı aslında Pers aslanının kuyruğu olmuş oluyor. İslam geldikten sonra Pers aslanı da Bizans aslanı da tarihe karıştı ve çöktü. Şimdi Arap Baharıyla birlikte tarih bir kez daha tekerrür ediyor.
Öteden beri Araplar isim vermekte ve belirlemekte bazı kriterler gözetirler. Sözgelimi düşmanlarına gözdağı vermek ve onları korkutmak için çocuklarına isim seçerken vahşi, eset, leys, zib ve seyyid gibi vahşi ve yırtıcı hayvanların isimlerini seçerlerdi. Esat ailesi de herhalde bu nedenle kendilerine böyle bir lakap aldılar. Suriye halkını 40 yıl boyunca korkuttular. Halk karşısında kağıttan kaplan çıktılar. Kurt kocayınca köpeğin maskarası olurmuş hesabı oldu.
Baharla birlikte korku duvarı çökeli artık Esat/Aslan isminin korkuluktan ve nazarlıktan başka bir anlamı kalmadı Bu nedenle de son sıralarda artık bu isim heybeti değil maskaralığı temsil ediyor. Şamın aslanı ininden çıkamıyor. Bu nedenle de Beşşar için Esat değil naçe/koyun diyorlar. Eskiden halkına karşı aslan ve düşmanlarına ve İsraile karşı ise devekuşu olan Esatlar artık halkına karşı da aslan olma vasfını kaybettiler. Şimdi Suriye halkı aslan oldu Beşşar ise koyun.
Gerçek anlamda Beşşar Esat bir Pers aslanıdır. Müttefiki İslamdan sonra aslan vasfını kaybettiği gibi kendisi de son olaylarla birlikte bu isme veda etmiştir. Beşşar güçlü döneminde hem Pers aslanı hem de İsrail kralıydı. Bir zamanlar..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.