Kanlı gömlek
Kanlı gömlek denilince Hazreti Osmanın şahadeti ve Emevilerin bunu istismarı akla gelir. Tarihte Hazreti Osman ve ardından Hazreti Hüseyinin şahadeti kadar istismar edilen bir mesele yoktur. Hazreti Osmanın şahadetiyle birlikte Emeviler, saltanat davalarını haklı çıkartacak bir bahaneye ve gerekçeye kavuşmuşlardır ve Hazreti Osmanın (r.a.) kanlı gömleği Emevilerin manevi sermayesi olmuştur.
Kanlı gömlek Şamda teşhir edilmiş ve böylece Medineye karşı ayrılıkçı bir hava ve doku oluşturulmuştur. Buna mukabil yine saltanat sevdasına düşmüş bazı kesimler Hazreti Peygamberin torunu Hazreti Hüseyinin (r.a.) şahadetini istismar ederek bunun üzerinden hem saltanat davası gütmüşler hem de ümmet arasına kin ve nefret tohumları ekmişlerdir. Her kargaşada başı çekmişler ve bunun sonucu Emevi devleti yıkılmış, ama kurulan Abbasi devleti de kendilerine yar olmadığı gibi tatmin de etmemiştir. Zira şuuru bozulmuş insanların ve kitlelerin tatmin edilmesi söz konusu olamaz. Tarihte çok masum olaylar büyük istismarlara dayanak ve vesile yapılmıştır. Uludere olayı da PKK ve yandaşları tarafından yeni bir kanlı gömlek yapılmak isteniyor. Madımak meselesi gibi. Uludere olayı tahribe vesile kılınmak isteniyor. Uludere olayının yanlışlığı tartışma götürmeyeceği gibi istismarı da tartışma götürmez. Kayıpların yakınları elbette kendi davalarında haklılar. Lakin istismarcılar meselenin Türkiyenin Kürtlere bakışından kaynaklandığını söyleyeceklerdir. Halbuki, neden olarak aynı oranda PKKnın silahlı faaliyetleri yöntem olarak belirlemesi ve bunda ısrarcı olması da gösterilebilir. Elbette burada herkes işine gelen yorumu öne çıkartıyor.
*
PKK yerine tamamen devleti suçlu bellemiş kesimler hiçbir formülle tatmin olmuyorlar. Devleti çözünceye kadar da tatmin olacak gibi görünmüyorlar. Uludere PKKnın yeni eylemleri için itici güç olduğu gibi, bazı sözde İslâmî kesimler de dahil olmak üzere zımni olarak meseleye PKKnın zaviyesinden bakanlar da bu tırmandırmada rol oynuyorlar. Sorumsuzca yorum yapanlar meseleyi kaşıyorlar. Yeni Akit gazetesinin bazı yazarlarının Uludere olayının yeni bir kanlı gömlek haline getirilmemesi noktasındaki uyarıları zımni olarak PKK yakasında yer alan kesimlerce eleştiri ve hatta kampanya konusu yapılmıştır.
Halbuki PKK, bu ortamı aramakta ve halk ile devleti karşı karşıya getirmek istemektedir. Uludere ile birlikte bu kısmen tahakkuk etmiştir. Şemdinli bunun bir devamıdır. PYDnin Suriyedeki boşluğu istismar ederek bazı kurtarılmış bölgeler elde etmesi PKKyı da kışkırtmış, depara kaldırmış ve eylemleriyle Şemdinli ve Çukurca üzerine yoğunlaşmıştır. 1992 yılında beceremediğini Arap Baharının rüzgârıyla becermek istemekte ve Arap Baharına Kürt baharını da ilave etmek istemektedirler. Arap Baharını Kürt baharına köprü yapmak istemektedir. PKK, bahar falan değil cehennemin kendisidir.
Tarihteki adıyla zındıka hareketidir. Kürtlerin banarı PKK bittiğinde başlar. Bununla birlikte maalesef iğfal edilmiş ve kandırılmış kitlelerden bahsetmek mümkündür. O kadar ki; ırkçı dil, İslâmî değerlere, İslâmî alana ve Risale-i Nur çeperine bile sirayet ediyor ve sızıyor.
Sözde bazı İslâmî kesimler, Bediüzzamanın tabiriyle günümüzde zındıka cereyanı ve güçlü cereyanlardan birisi olan PKKnın dilini benimsemekte ve kimyası bozulmaktadır.
*
PKK, bir zındıka hareketidir ve amacı Kürtleri Türklere yabancılaştırmaktır. İslâm dünyasının siyasi aktörü olan Türklerin zayıflatılması İslâm dünyasının topyekün zayıflatılmasıdır. PKKya sempati duyan İslâmcı Kürtler bunu anlamıyorlar mı? Yoksa İslâmcılıkları Kürtçülüklerin peşinden mi gitmektedir? Gizli ırkçılık belasının müptelası olmuş olabilirler. Osmanlının yıkılmasından sonra bunu Türk tarafında yapanlar da olmuştur. Su-i misal, misal olmayacağı için elbette bir kısım Türkler böyle yapıyor diye pireye kızıp yorganı yakılmaz. Zarara zararla mukabele edilmemesi İslâmî bir kuraldır.
Lakin iki tarafın sefihleri de İslâmî anlayışın birleştirici ve buluşturucu zeminini zayıflatmışlardır. İslâmî eğitim ve ahlâkı zayıflatılmış ve bu zayıflayan zeminde ayrılıkçı ve anarşist akımlar türemiştir. Zındıka cereyanının son türevlerinden birisi PKKdır ve kimilerinin İslâm adına bunlara meyletmesi şayanı dikkat ve teessüf bir gelişmedir. Maalesef PKKnın zındıkaya dayalı edebiyatı ve derinlere işlemiş sadece halkı değil, bir kısım İslâmî kesimleri de iğfal etmiştir. O İslâmî kesimler ki; kendilerine Ahmet Altan gibi ateist rehberler edinmekten gocunmamaktadırlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.