Hakkâri ve ilçeleri adeta kuşatma altında…
Karakollara eş zamanlı saldırılar…
Yollara döşenmiş mayınlar…
Adam kaçırmalar…
Ve pusuya yatmış hain tuzaklar…

Mübarek Ramazan ayındayız…
Kan dökmenin haram kılındığı…
Barışın, kardeşliğin tesis edilmesi gerektiği bir zamandayız…

Ama gözleri kan bürüyünce…
İpler başkasının elinde olunca…
Akıllar da kiralık verilince ne Ramazan dinlenir ne de başka bir şey…

Son zamanlarda artan olayların en büyük nedeni; Suriye’deki olaylar…
Esed bir yandan kendini koruma altına almaya çalışırken...
Bir yandan da kendisine kazık attığını düşündüğü Türkiye’ye de her türlü kötülüğü yapmaya devam ediyor…

Kürtlere kalmayan zulmü yapan Esed ailesi şimdi Kürtlerin en büyük dostu kesildi…
Kürtlerin yaşadığı bölgelerden çekilerek ve buralara da örgütü yerleştirerek giderayak Türkiye’ye büyük bir zarar vermek istiyor…

Suriye’nin Kürt bölgesinde yaşanan olaylara mukabil örgüt de Esed’in desteğiyle aynı senaryoyu Türkiye’de gerçekleştirmeye çalıştı…
Buradan ifade etmek gerekir ki Esed’den de her türlü yardımı aldı…
Almaya devam ediyor…

Örgütün her zamankinden daha büyük ve var gücüyle eylemlere girişmesinin…
Sınır illerin karakollarına saldırılar düzenlemesinin…
Yeniden insan kaçırma eylemlerine girişmesinin…
Yolları kesip “devlet yok biz varız”mesajını vermesinin…
BDP ve DTK’nın heyecana kapılmasının…
Toplantı üstüne toplantı yapmasının…
Suriye’ye ziyaretler düzenlemek istemesinin temel nedeni…
Bu olaylardan bize de ekmek çıkar mı?

Temel amaç ve beklenti bu…

Türkiye’’nin doğusunu zaafiyete uğratmak…
Olabilirse birkaç yere sembolik bayrak dikmek…
“Buraları ele geçirdik” diye propaganda yapmak…
Ve demokratik özerkliğin hayata geçişini pazarlık unsuru haline getirmek…

Hep söylüyoruz…
Suriye ile ilgili dış politikada ve Kürt sorununun çözümü ile alakalı iç politikada yanlışlar yapılmıştır…
Ve halen yapılmaya devam ediyor…

Kıyamete kadar bizler komşularımızla birlikte yaşayacağız…
Bunlar…
Kürt…
Ermeni…
Ve Rum olsa bile…

Komşularla sıfır problem bugün komşularla sıfır dostluk düzeyine inmiştir…

Ortadoğu coğrafyası asla şu anki şekliyle kalmayacaktır…
Arap baharına alkış tutan eller Kürt baharına yüz çeviremez…
Bilakis bu baharın daha güzel geçmesi için her türlü desteği vermek zorundadır…
Ama bu şekilde değil…

Amerika ve İsrail güdümünde kurulacak bir Kürt devleti asla Türkiye’nin dostu olamayacaktır…

Hep söylediğimizi buradan yine tekrar ediyoruz…
Artık ne Irak ne de Suriye’de üniter bir yapıdan söz etmek mümkün değil…
İstesek de istemesek de bir Kürt devleti kurulacak…
Bu gün olmasa da yarın…
Ama bu devleti Amerika ya da İsrail kuracağına Türkiye Devleti kursun…

O zaman var olan düşmanlıklar dostluğa dönüşür…
Doğu ve Güneydoğu sınırlarını garantiye alınır…
Ve terör belasından ancak o zaman kurtulur…

Türkiye’nin terörle mücadele politikası bugüne kadar hep sivrisineklerle mücadele şeklinde olmuştur…
Asla bataklığı kurutacak adımlar atmamıştır…

Kısacası Hakkâri ve çevre illerde meydana gelen kuşatma ve işgal girişimi plansız programsız bir girişim değildir…

Bu girişimin arkasında da başta Esed olmak üzere dost görünümlü Türkiye düşmanları vardır…

Bu nedenle terör sorununun çözümü;
Dağda bayırda terörist avına çıkarak değil…
Örgütün iplerini elinde bulundurup onu istediği zaman kukla gibi kullanan ona her türlü desteği veren devletleri ve güçleri halletmekle olur…

Babaları varken çocuklarıyla görüşerek veya mücadele ederek bu kavga bitmez…

Bunun da yolu bağımsız ve güçlü olmaktan geçer…