Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Terörün kaderi

Terörün kaderi

Terörün kaderi budur: “Kurtarıcı” olarak ortaya çıkanlar bile zaman içinde yozlaşır, anlamsızlaşır, başka güçler tarafından “taşeron” olarak kullanılmaya müsait hale gelirler.

Serseri mayın gibi sağa-sola toslarlar...
Gittikçe de iğrençleşirler.
PKK da bu kaderi yaşıyor.
“Kürt haklarını savunma” iddiasıyla ortaya çıkmasından bu yana kırk sene geçti. Kırk sene içinde hedefinden öyle bir sapma saptı ki, başlangıçta bu harekete çeşitli gerekçelerle sempatik bakanları bile iğrendirmeye başladı.

“Ramazan günü, iftar vakti karakol basıp 20 yaşında gencecik çocukları katletmenin Kürt haklarıyla ne ilgisi var?” diye soranların sayısı Kürt aydınlar arasında da giderek artıyor.
Sahi, ne ilgisi var?..

Altı Mehmedcikle iki korucuyu şehid edince, Kürtler “kültürel özgürlük”lerine mi kavuştular?..
Demokratik haklarını mı elde ettiler?..
“Anadilde eğitim” mi gerçekleşti?..
“Yerel özerklik” mi sağlandı?
Tam tersine, her cinayet Kürt halkına biraz daha zarar veriyor, çünkü her cinayet öfkeyi biraz daha büyütüyor...
Çözümsüzlükten yana olanların elini biraz daha güçlendiriyor.
Kaldı ki, son saldırılar (dilerim son olur) PKK’nın başlangıçtaki iddialarından uzaklaştığını, başka güçlerin güdümüne girdiğini kanıtlıyor.
Zamanlamaya bakın: PKK saldırılarının, kendi halkını acımasızca katleden Suriye diktatörü Esad’ın en sıkışık dönemine rastlaması tesadüf olabilir mi?
Zaten oyun açıktan oynanıyor...

Sıkışan Esad, PKK’yı kuzey sınırımıza yerleştiriyor. Ardından saldırı başlıyor...
Suriye’nin PKK konusundaki sabıkasını zaten bilmeyen yok. Şimdiki diktatörün babası Apo’yu yıllarca Şam’da barındırdı. Ancak savaşın eşiğine geldikten sonra apar-topar ülkeden çıkardı. Ama belli ki ne Hafız, ne de oğlu Beşar PKK ile ilişkilerini hiçbir zaman tam anlamıyla kesmediler. Zamanı gelince bize karşı kullanmak üzere bir kenarda tuttular. Şimdi de üzerimize saldırttılar.
PKK artık Kürt halkının silahlı gücü değil (zaten hiç olmamıştı ama anlatamıyorduk), Suriye’nin taşeronu. Onun emrinde onun çıkarlarına hizmet ediyor.
Bugüne kadar uyanmayan varsa artık uyansın ve gerçeği görsün.
Terör Kürt halkına değil, düşmanlarımızın emellerine hizmet ediyor.
Ne olursa olsun, artık bitirilmeli...

Ama bu iş pek tabii Kılıçdaroğlu’nun sandığı kadar kolay değil...
Kılıçdaroğlu’nun teklifi basit: Meclis’te grubu bulunan partiler, tıpkı Anayasa konusunda olduğu gibi, bir araya gelecekler ve çözecekler.
Keşke bu kadar basit olsaydı...

Anayasa Komisyonu anayasanın temel maddelerinde bile uzlaşamadı daha, terör konusunda nasıl uzlaşacak?
“Herkesin maksudu aynı, ama rivayet muhtelif” denmiştir: Partilerin ortak çalışmaları bu deyişteki gibi olur. Aynı şeyleri ister görünürler fakat teferruatta katiyen uzlaşamazlar. Çünkü muhalefet partileri iktidarla aynı çözümde buluşmayı zaaf sayarlar ve yan çizerler. Bu hep böyle olmuştur.
Muhalefet partileri terörün çözümüne katkıda bulunmak istiyorlarsa, şehitlerin üzerinden siyaset yapmaktan vazgeçsinler. Bu bile yeterli katkıdır.
Ve medya: Bir kısım medya, Türkiye’nin çıkarlarına hizmet edeceklerine PKK’nın çıkarlarına hizmet ediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi