Ramazan'a özel Huzur/ Haseniyye dersleri
Terör örgütü karakollarımıza baskın verdi ve 8 ocağa ateş düştü, Suriye başbakanı ülkesinden kaçıp muhaliflere katıldı, Mısır'in Sina sınırında 18 Mısır askeri garip bir şekilde öldürüldü ve diğer gelişmeler.
Bütün bunlar hakkında söylenmedik söz, yapılmadık yorum kalmadı. Tekrar olmasın diye, bugün Ramazan ayını da vesile kılarak farklı bir konuyu ele almak istiyorum.
Medeniyetimizin Ramazan ayına mahsus bir geleneğini hatırlatmak istiyorum. Bu gelenek ülkemizde unutulmuş bir gelenek maalesef. Bir ara yanlış hatırlamıyorsam Ümraniye Belediyesi bu geleneği ihyaya teşebbüs etti ama tekrar unutuldu.
Huzur Dersleri'ni kastediyorum.
Huzur Dersleri Osmanlı sarayında Padişahın huzurunda icra edilen tefsir derslerinin özel adıdır. 1759 senesinden itibaren de -III. Mustafa'nın iradesiyle- Osmanlı devlet teşkilatına dâhil edilmiş ve 1923 yılına kadar resmi bir kurum olarak devam etmiştir.
Huzur Dersleri Kadı Beyzavi Tefsiri esas alınarak yalnız Ramazan ayında Padişahın huzurunda devlet ricalinin de mevcudiyetiyle yapılan tefsir dersidir. Ders öğle ikindi arasında bir iki saat kadar sürer, ders sonunda görevli ulema ders veren zata sualler tevcih ederler ve Padişah 'Kâfi' diye işaret edinceye kadar soru cevap ve tartışma faslı devam eder.
Erol Özbilgen, 'Huzur dersleri resmi bir müessese olduğundan tutulan kayıtlar Şer'i hukukun tatbikatı açısından günümüzdeki Yargıtay içtihatları öneminde sayılabilir.' diyerek bu derslerin ehemmiyetine işaret etmektedir.
Osmanlının tabii mirasçısı olarak bizler bu geleneği unutmuş bulunuyoruz ama geçmişte Osmanlı'yı kendine örnek alarak devletini şekillendiren bir ülke her Ramazan'da huzur derslerini icra ediyor.
Fas Arapça ismiyle Mağrib devleti her Ramazan ayında bu Osmanlı geleneğini icra ediyor.
Bilindiği gibi Fas 1553 yılında Osmanlı devletine bağlanmıştır.
Osmanlı dostu olan Fas Sultanı Abdulmelik giriştiği ıslahat sürecinde Osmanlı devlet teşkilatını örnek almış ve giyim kuşamdan sarayındaki düzenlemeye kadar her şeyiyle Osmanlıyı taklid etmiştir. Ordusunu eğitmek için Cezayir'den Türk subayları getirmiş Sultan III. Murad'ın gönderdiği hil'atı giymiş kılıcı kuşanmıştır. Osmanlıyı kendisine örnek alan Sultan Abdulmelik'in Huzur derslerini icra ettirmemesi düşünülemez.
Nitekim Fas kıralı II. Hasan Osmanlı/Fas sarayının bir özelliği olan Huzur Dersleri'ni 1963 yılında tekrar başlatmış ve o günden beri bu dersler aralıksız devam etmektedir. Kral Hasan'ın ismine nisbetle bu derslere Haseniyye Dersleri adı verilmiştir. Yusuf Kardavi'den Ebulhasen en-Nedvi'ye kadar İslam dünyasının meşhur alimleri huzur/Haseniyye derslerinde mukarrir olarak ders vermişlerdir.
Bu yazıyı yazmaya beni teşvik eden de geçen hafta el Mağribiyye televizyon kanalından canlı olarak yayınlanan Haseniyye Dersleri olmuştur.
Dersi veren âlim yüksek bir kürsüde oturuyor, tam karşısında kral yerde oturarak dinliyor. Hükümet erkânı, ordu komutanları, büyük elçiler ve diğer önemli zevatın hazır bulunduğu dersi seyrettim ve ecdadın Huzur Dersleri'ni hatırladım, bu hatıramı siz değerli okurlarımla da paylaşmak istedim.
Cumhurbaşkanımızdan ya da başbakanımızdan huzur dersleri icra etmelerini beklemiyorum maazallah birileri kıyametleri koparırlar- ama bir Ramazan geleneği olarak acaba diyorum Diyanet İşleri Başkanlığımız her gün olmasa da Ramazan ayının bazı günlerinde selatin camilerinin bazılarında benzer bir program uygulasa, bu programa ülkemizden ve İslam dünyasından ilim adamlarını davet etse, günümüzün önemli konularından bazıları takrir edilse ve tartışılsa olmaz mı?
Ramazan ayında çoğu tam bir din istismarı şeklinde yapılan şov programlarının ötesinde bir de böylesine ciddi ve ilmi bir program icra edilmesi Ramazanımıza da selâtin camilerimize de müminlere de ayrı bir ruh verir diye düşünüyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.