Bu ülkenin modern bir cumhuriyet olarak kuruluşunda esas alınan temel Osmanlı İmparatorluğu ile organik bağını koparması üzerinedir malumunuz. Bu da şu anlama gelir: Osmanlıyı unutacaksın ki cumhuriyete olan bağlılığını kanıtlayabil. Geçmişi olmayanın geleceğinin de olamayacağı bilincinde bir de tarih ‘cambazlığı’ yapılmıştır devletlularımız tarafından o dönemde.

Şöyle ki Türk milletinin ezelden beri var olduğu ve ardı ardına medeniyetler kurduğu ve son kurulan Türkiye cumhuriyetinin de bunların devam olduğu öğretilmiş, her biri de Cumhurbaşkanlığı forsunda birer yıldız ile sembolize edilmiştir. Her ne kadar altı yüz yılı aşkın bir süre üç kitada hakim olmayı başarabilmiş Osmanlı İmparatorluğu da bu güçler arasında yerini almışsa da kurulan cumhuriyetin esası Osmanlı ile arasına mesafe koymayı zihinlere kazımıştır. İlginçtir tarihin derinliklerinde Orta çağdaki Türklerin başarılarıyla gurur duyulmuştur da konu Osmanlı olunca işler değişmiştir.
Sürecin ana parçalarından biri olsa da Osmanlıya bakış farklı olacaktır Cumhuriyette. Bunda da basit bir yönteme başvurmuştur. Harf inkılabı ile gelen değişiklikle milletin geçmiş ile bağı kopartılmış, geçmişe ait bilgilerin ulaşımı engellenmiş, o bilgiler ya imha edilmiş veya çürümeye terkedilecek şekilde kilit altına alınmıştır. Bunun eşliğinde sistematik bir kötüleme ve aşağılamaya başvurulmuştur. Asıl amaç halkın İslam’dan uzaklaştırılması iken Osmanlı ve tarihine mesafe bu projenin çabası olmuştur. Çünkü Osmanlı İslam, İslam Osmanlı demektir o günün anlayışında.
Hedef İslam ise onu hatırlatan her tarih parçası da yeniden şekillendirilmelidir.
Şu da bir gerçektir diyelim ki mesela İstanbul’un fethinden bahsedilecek. Böyle büyük bir tarih parçasını ihmal etmek mümkün değildir, ama onu ruhundan kopartıp anlatmak mümkündür.
Sonra çöküş dönemi daha bir ateşli lanse edilecek Osmanlının yaptığı hatalar üzerine bastırarak işlenecek böylece cumhuriyet sonrası araya konan mesafeye zemin ve mazeret hazırlanacaktır. Batılaşılacak bu da öyle eften püften argümanlarla sağlanmayacak zihinlere ve kalplere geçmişe, geçmişi hatırlatan herşey ve herkese karşı nefret tohumları ekilerek yapılacaktır. Kestirmeden batılılaşma amaçlandığı için de kötü duygulara itibar daha çok olacaktır. Arapça zordur da harf devrimi onun için büyük bir nimettir mesela… Araplar bedevidir de Türkler pek gelişmiş bir millettir mesela… komik tenakuslara düşmek göze alınsa bile bu böyledir… arap aşağılanır çünkü Müslümandır ama belli ki arap kadar kafalar çalışmazki bir dili öğrenmekte zorlanılır da devrime ihtiyaç duyulur..
Tabii bu resmi ideolojinin bizlere okullarda verdiği... Asıl amaç hiç şüphesiz yüz yıllar boyunca ümmet bilinci ile dini ile hem hal olmuş bir şekilde ayakta duran milletleri Türklük ortak paydasında yeniden inşa etmeye kalkışmaktır.
Bütün bunları neden söylüyorum...
Tarihçi Murat Bardakçı bey bir kanalda yaptığı Osmanlı tarihi, müziği ve Ramazan temalı televizyon programı sırasında yollanan mesajları köşesinde paylaşmış ve şaşkınlığını dile getirmiş.
Ben de sayın Bardakçı’nın şaşkınlığına şaştım. Bu konuya devam edeceğiz inşallah….
Ramazan-ı Şerifiniz hayırlı, bayramınız kutlu olsun!