Ah, siyasete sazanlayıp sonra da çuvallayan K.K! Aşağı inmek için yürüyen merdivene ters yönden binmeye çalışan K.K! Etro gömleğin üzerine kasket takıp solculuktan dem vuran K.K! İlk cümlesiyle son cümlesi çelişen K.K! Şu bayram günü sana ne diyeyim?

CHP’ye lider atandın diye yolunu şaşırmayacaktın! Yazık, kendini öyle hakikaten lider falan sanıp partinde PKK açılımları yapmayacaktın! Tu kaka adamları CHP’nin beynine sokup, partinin tek tipli aklını karıştırmayacaktın! Hani madem yalvara yakara partine aldın diyelim. Adamına mukayyet olacaktın. Tehlikeli yollara salmayacaktın! Yoksa başına gelmeyen kalmaz... Ortalığa salarsan, ya davulcuya kaçar vekilin ya da zurnacıya! Adamın seni bozuk para gibi harcar, yüzünü kara eder işte! Sen kürsüde “Oslo”ya volkan gibi patlarken, adamın dağda PKK gömleği giyer böyle! Nutkun tutulur, sudan çıkmış balık gibi panik ataklar içerisinde kıvranırsın! Ele güne rüsva olur, kimsenin yüzüne bakamazsın!

“Zor dostum, zor.” Siyasetin çetrefilli yollarını stabilize etmek her yiğidin kârı değil işte! Sana baktıkça içim kan ağlıyor! Partin, PKK’nın içindeki en kalın kafalı Dersim grubuna “tos”lamadan evvel aklın başına gelseydi de, akıllansaydın keşke! Ne bileyim en azından danışsaydın birilerine. CHP kesesinden beslediğin şu kifayetsiz danışmanlarına değil, ama akil birilerine! Lakin çok geç... Çünkü fena tosladın! Partinin kafatası karmakarışık! BDP’nin dolduruşuna gelip, CHP’yi PKK’nın billboardı, vekilini borozanı yaptın! Partini kullandırttın ve ne hazin ki artık “dönülmez akşamın ufkundasın. Vakit çok geç...” Kendi Kerbela’nı, kendi Hüseyin’inle hazırladın!

Yani The End... Bu seçimlerde CHP zınk diye dibi boylayacak! Sebebi sen olacaksın! Bak! Demek ki öyle etro gömleğin üstüne kasket takmakla, tiyatral nutuklarla yürümüyormuş bu işler! Siyaset, kaygan ve bin bir çukurlu güzergâhtır görüldüğü üzere!

Geçmiş olsun... İzdivacınız açığa çıktı artık, CHP&BDP!

Reklamın “iyisi-kötüsü-çirkini” olmaz! Adam dağlara taşlara adını yazdırsa bu denli gündem olamazdı! Anlaşılan PKK’nın, altından buz gibi ırmaklar akan Dersim tepelerindeki tam pansiyon tatil işe yaradı! Gerçi Hüseyin Aygün de altında kalmadı Allah var! CHP vitrininden PKK’ya el salladı! CHP’nin yardımıyla dünyaya terör örgütünün reklam ve pazarlamasını yaptı!

Hakikaten bu adam kişilik bölünmeli veya çok yetenekli biri! Resmen Yedi Kocalı Hürmüz! PKK’yı ayrı, KCK’yı ayrı, BDP’yi ayrı, MİT’i ayrı, CHP’yi ayrı, Türk medyasını ayrı, Kürt medyasını ayrı, TSK’yı ayrı... idare ediyor!

Her bir koca, onu kendisine meftun yüzüyle tanıyor!

Bizim gibiler tezgâhı yemiyor tabii... BDP’li vekillerin bıyık altından gülerek, mahsusçuktan PKK’ya racon kestiklerini gördüğüm anda çoktan sobelemiştim Aygün’ü! BDP’nin PKK’dan onay almadan çıt çıkardığı nerede görülmüş?

İşte bu yüzden hiç ikna olamadım kaçırıldığına! PKK dinlenme tesislerindeki Aygün kadar keyifliydim inanın bana! El elin yitiğini türkü söyleye söyleye ararmış ya, ben de elin yitiğine sosyal medyada türkü söyledim Aygün için ağıtlar yakıldıkça:

“ Dersim’in dereleri / aksa yukarı aksa / vermez PKK devlete / ordu üstüne kalksa”

Canıma değsin, haklı çıktım! Ama CHP içindeki PKK Truva’sına bir iki tavsiyede bulunacağım! Bir dahaki sefere kaçtığında uyanık olup kendine kaçırılma süsü ver bari! Rol icabı sana canlı kalkan olan BDP’li vekillere saygın olsun biraz! Dağdaki takım elbiseli kardeşlerin yüzünü bir iki çizsinler de CHP’li anti-ulusalcıları haksız çıkarma!

PKK’nın Sosyal Medya Açılımı!

PKK’nın yeni açılımı bu... Artık sosyalleşti. Bunu teknoloji de destekliyor tabii... Yaşasın operatörlerin dağlara, ovalara ve yerin dibindeki mağaralara hizmet götüren 3G hizmeti! Sahi sosyal medyada adım başı karşınıza çıkan PKK zibidileri dikkatinizi çekmedi mi?