Bdp Türkiye Halkından özür dilemelidir!
Kaç gündür Türkiye, BDP ile örgüt elemanlarının sarmaş dolaş görüntülerini konuşuyor…
Her gün onlarca cenazenin omuzlarda taşındığı bir zamanda bu görüntülerin ortaya çıkması şüphesiz infialdir…
Ama şaşırmamak gerekir…
Eminim bu görüntülerin çok daha fazlasını kameraların olmadığı yer ve zamanlarda defalarca yapmışlardır…
Zaten inkâr da etmiyorlar…
Örgüt elemanlarını bizzat arabalarıyla taşıyorlar…
Evlerinde saklıyorlar…
Örgüt aleyhine bir tek kelime etmiyorlar, edemiyorlar…
Çünkü varlıklarını silahlı örgüte borçlu olduklarını onlar daha iyi biliyorlar…
Hatta örgüt elemanlarının önünde el pençe durduklarını…
Örgüt aleyhine yanlışlıkla da olsa birkaç kelam ettikleri zaman başlarına ne geleceğini de gayet iyi biliyorlar…
“Silahlı mücadele miadını doldurmuştur” diyen Osman Baydemir’e Abdullah Öcalan’ın hakaret ve küfür ettiğini…
Hemen yanı başına eşbaşkanlık ayağına bir kadın yardımcıyı atayarak süresi bitene kadar onu bay-pass ettiğini hepimiz biliyoruz…
Kandil’e çağrılıp ifadesi alınan yöneticileri medya çok yazdı çizdi…
BDP’nin bölgede ciddi bir siyaset yapmadığını da…
Ciddi bir tabanının olmadığını da herkes biliyor…
BDP legal görünümlü bir statü içinde örgütün sesi olmaktan…
Örgüte eleman kazandırmaktan...
Ve örgütün talimatları doğrultusunda hareket etmekten başka bir şey yapmıyor…
Ve yapamaz da…
Çünkü demokratik seçim lafı güzafları yapılsa da milletvekili ve belediye başkan listelerinin Kandil ve İmralı’da hazırlandığını duymayan kalmadı…
Onlar da bunu inkâr etmiyor zaten…
Aslında yasal bir engel olmasaydı eminim BDP adını PKK’nın Türkçe karşılığı olan Kürdistan İşçi Partisi olarak değiştirecekti…
Bununla ilgili tartışmalar yaşanmadı değil…
Bizatihi genel başkanlar tarafından partinin adının değiştirileceği defalarca ifade edildi…
Ama sonradan ortaya çıkan kaotik ortam buna engel oldu…
Bir gün bu talep önümüze mutlaka gelecek…
Söylemedi demeyin…
Yani kısacası BDP’nin iradesi İmralı’nın ve Kandil’in iki dudağı arasında…
Ötesi yok…
Ortaya çıkan buluşma da tesadüfen ortaya çıkmış bir buluşma değildir...
Örgüt tarafından tasarlanılmış, düşünülmüş ve hayata geçmiş bir projedir…
Dolayısıyla BDP’nin sahiplenme dışında başka bir şansı da yoktur…
O şekilde talimat almış ve gereğini yapmıştır…
Bölge partisi olma şansını dahi yitirerek hızla marjinalleşen BDP bu davranışıyla ülkenin hem doğusunda hem batısında yaşayan halkın tepkisini çekmiş…
Ölen binlerce insanın ruhunu incitmiş…
Yakınlarının yüreklerini tuz buz etmiştir…
İşin tuhaf tarafı haberi bile olmadan o buluşma sahnesine tanık olup iradesi ayaklar altına alınan BDP’nin Türk vekilleri buna rağmen çıkmış bu olayı savunmaya devam etmektedirler…
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki örgütün silahları bırakıp düz ovada siyaset yapması beklenirken, legal siyaset yaptığı sanılan BDP dağa çıkmıştır…
Ve yaşanan bu olay birkaç azınlık dışında tüm Türkiye’de yaşayan halkın vicdanını paramparça etmiştir…
Sonrasında yaşanan Antep ve Şemdinli olayları parçalayacak vicdan bile bulamamıştır…
Allah akıl fikir versin diyoruz…
Bu saatten sonra kulların çok fazla yapacağı bir şey de yok galiba…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.