Kemalizm ile İslam Bağdaşmaz
M. Kemal Paşa'nın ölümünden sonra oluşturulmuş Kemalizm ideolojisi ile Din-i Mübin-i İslam kesinlikle uyuşmaz ve bağdaşmaz.
Birtakım Kemalist ilahiyatçıların İslam ile Kemalizmi bağdaştırma gayretleri gülünçtür ve boştur.
Şuurlu bir Müslümanın Kemalist olması mümkün değildir.
İslam, Son Peygamber Muhammed Mustafa'nın (Salat ve selam olsun ona) Allah katından getirdiği dindir. Kemalizm, M. Kemal'a atf edilen bazı ilkeleri, görüşleri, inançları, dogmaları esas alan bir ideolojidir. Yukarıda beyan edildiği gibi bu ideoloji Paşa'nın ölümünden sonra oluşturulmuştur.
Kemalizm dört başı mâmur bir ideoloji midir? Değildir, ideolojiye benzeyen eklektik bir sistemdir.
Kemalizm'in temel prensipleri nelerdir?
Allah inancı konusunda inkarcı veya agnostiktir.
Pozitif ilimleri en büyük mürşid kabul eder.
Ahiret inancı, hesap kitap, Cennet Cehennem yoktur.
İslam Şeriatını reddeder.
Risalet-i Muhammediyeyi zımnen reddeder.
Kemalizm İslam'a karşı bir reaksiyondur.
Kemalizm uzun yıllar boyunca Türkiye'deki vesayet rejiminin resmî ideolojisi olmuştur.
Müslümanlar bu ideolojiyi kabul etmeye zorlanmıştır.
Kemalizmi tenkit eden Müslümanlara eziyet edilmiş, bazısı zindanlara atılmıştır.
12 Eylülden sonra bütün din görevlilerine Kemalizm'e inanacaklarına ve sadık olacaklarına dair taahhütname imzalatılmıştır.
Bugün dünyanın, insan haklarına bağlı ve saygılı hiçbir medenî ve ileri ülkesinde resmî ideoloji yoktur.
Kemalizm Türkiye'nin millî kimliğine ve millî kültürüne aykırıdır.
Kemalistler Türkiye'de çoğunluğu oluşturan Sünnî Müslümanları uzun yıllar vesayet rejimi gölgesi altında ezmişlerdir.
Yakın tarihimizde din hizmetlisi, İslam hocası yetiştiren medreseler kapatılmış, tasavvuf tekkeleri kapatılmış, on bine yakın cami, medrese, tekke, vakıf binası tahrip edilmiştir.
İsmet İnönü zamanında Kemalistler dinî yayın yapılmasına izin vermemişlerdir. Kemalistler TCK'nun 163'üncü maddesiyle din adamlarını, Müslüman yazarları, Risale-i Nur talebelerini ağır cezalarda yargılamış ve zindanlarda çürütmüştür.
Kemalistler Müslümanlara karşı devlet terörü uygulamıştır.
Kemalizm Müslümanlar için bir heyûla olmuştur.
Birtakım ilahiyatçıların Kemalizm ile İslam'ı bağdaştırmaya yeltenmeleri cinnetten öte bir şeydir.
M. Kemal sağlığında Mason derneklerini kapattırmıştı. İnönü bu dernekleri açmış, lakin İslam tekkelerini kapalı tutmuştur.
Kemalizm halen yürürlüktedir.
M. Kemal'in devrimlerine bağlı ve sadık kalacağını dair yemin etmeyen bir milletvekili mazbatasını alıp Meclise girememektedir.
M. Kemal'in ölümünden sonra inşa edilen Anıtkabir bir Sezar mâbedi haline getirilmiştir.
Sünnî ilahiyatçıların, İslam ile Kemalizm'in bağdaşmayacağına ve uyuşmayacağına dair yüksek seviyede ilmî, ciddî, objektif kitaplar yazmaları onlar için zarurî bir vazifedir.
Kemalizmin, en kısa zamanda inanılması mecburî resmî ideoloji olmaktan çıkarılıp özelleştirilmesi şarttır. İsteyen inansın, istemeyen inanmasın. Müslümanlara bu konuda baskı ve terör yapılmasın.
* (İkinci yazı)
İşi Yatmakmış!..
MEDYADA resimleri yayınlandı. Genç ve güzel bir Türk kadını. ABD'de yaşıyormuş. İşsiz kalmış. İşi neymiş? Yaşlı bir süper zenginle yatmakmış. Adam ölmüş, işi bitmiş.
Şimdi yeni bir "iş" arıyormuş!
Binlerce internet sitesinde, gazete ve dergide çıkan bu habere hiçbir tepki gelmedi.
Böyle bir şey 1950'lerde, 60'larda, hattâ 70'lerde olsaydı büyük tepki ve lanet konusu olurdu.
Türkiye'de Müslüman çok ama böyle bir rezaleti ve yüzkarasını lanetleyen, kınayan, yüksek sesle tepki veren yok.
Bize ne oldu?.. Ne olacak üzerimize AB standart ve normlarına uygun ölü toprağı serpildi.
Türk Ceza Kanunundan zina suçu kaldırıldığından bu yana çok hoşgörülü olduk.
Osmanlı devrinde bir Türk kadını Amerikada bir zenginle yatma işiyle meşgul olsaydı ve Müslüman halk bunu duysaydı kimbilir ne kadar lanet edip kınardı.
Ülkemizde, Osmanlı devleti hüküm sürerken hiçbir Müslüman kadının sahneye çıkıp şarkı söylemesine, oyun oynamasına izin verilmezdi. Tarihte ilk olarak 1922'de Kadıköy'de Müslüman bir kadın sahneye çıkmış, bunu haber alan polis tiyatroyu basmış, müdürünü, piyes yazarını tutuklamıştı.
Aradan geçen zaman içinde pek toleranslı olduk.
Bu kadar toleransın sonu ne olur acaba?
Çağdaş uygarlık düzeyine füze gibi fırlar mıyız, yoksa Sodom Gomore gibi batar mıyız?
Cevabı bendeniz vermeyeyim...