Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Küfürle şükür!

Küfürle şükür!

Böylesini ne gördüm ne duydum! Din adına ama dinsizlik havasında! Yaşar Nuri Öztürk gibi karşımızda yeni bir fenomen daha çıktı. Adını anmayacağım zira malumu ilam olur. Nuri’nin yazar ve romancı versiyonu. Küfürle şükür ediyor. Bu sanki ötekinden daha profesyonel.

Camilere gidiyor ama namaz kılmıyor. Gerçi öteki de gitmiyor ve bilhassa cuma vakitleri Saba Tümer ile vakit geçiriyordu. Niye gitsin ki, 28 Şubat sürecinde camilere epey lanet yağdırmıştı. Camiye gitmeyerek tutarlılık gösteriyor. Dindarlar da ‘Niye?’ diye sorarak tutarsızlık gösteriyor. Millet söylediklerini unutmuş: Cuma vakti Saba Tümer ile ne işi var iyi soruyor. Son versiyon Melameti mi? O da değil. Peki ne? Peki niye camiye gidiyor da namaz kılmıyor? Cami namazsızlık mekanı mı? Turist Ömer mi? Derdi ne? Gazali gibi, sultanlar yaptırdı diye büyük camilere gitmekten imtina ediyorsa bu gerekçesine şapka çıkartırım! Yoksa külliyen ezanda kulağı ve namazda gözü mü yok? Yoksa cami etrafında fantezi dizeleri mi kuruyor? Bizi kurgusuna malzeme ve alet olarak mı kullanıyor? Mevlana gibi cami yolunda samimiyetsizliğine bile hırkamı veririm lakin vere vere hırkamız kalmadı. Hep öyle oldu ve bizlere boş bir el, onların kısmetine de hep hırka düştü. Neden durduk yerde dinsizliğini tescillemek ve belgelemek lüzumunu hissediyor? Ayrı ve ayrıcalıklı olduğunu göstermek için mi? Halbuki, satırlarına baksanız herkesin kendisini camiden kovduğunu zannedeceksiniz. Bir melameti gibi döktürmüş ve Müslümanlara adeta ‘Camide Allah’la arama girmeyin’ diyor! Kimse kimsenin tavuğuna kış demiyor. Kimse Allah’a giden yollara barikat veya tekel kurmuyor. Sufiler ‘Allah’a giden yollar insanların nefesleri sayısıncadır’ demiyor mu? Ama adamın işi Allah’a kul olmak değil, Müslümanları değneklemek! ‘İşte benim camilerim’ diyerekten kimi Rus yazarlara özenmiş ve ‘işte benim üniversitelerim veya seküler mabetlerim’ diyeceğine yanlışlıkla kalemi camiye kaymış. Zira Türkiye’de en fazla kazandıran cami ve cemaat. Dinsizin bile şöhretine sermaye olmuş. Onun üzerine bahis yok! Büyük sermaye bozdur bozdur harca!


Dindarlar kendisini camiden ve Allah’ın bahçelerinden kovmaya yelteniyormuş! Haşa ki cüret etsinler! Baykuş gibi yuva kursa bile bir şey demezler. Bırakın camilerden uzaklaştırmak, kendisine cami ve kürsü bile tahsis ederler. Dindarlar arasında o kadar hayranları çok ki samimi bir alim bile bu ilgiye zor mazhar olur. Adeta canlı türbe gibi tavaf alanı haline gelmiş. Çantacı Necmi veya Mentollü Cemal gibiler kendisini dünyada yalnız ve bikes bırakmazlar. Olur mu canım? Böyle kutsal bir ateist daha nerede bulunur? Bu dünyanın kutsal ateisti de, sapık kutsalı da var. Ne edersin, dünya böyle bir yer! Nitekim Behiç Kılıç İslam’a küfreden Papa’yı ‘kutsal sapık’ olarak nitelendirmişti. Hazreti Ömer’e kadar kalbi İslam’a ısındırılan müellefe-i kulup tayfası vardı. Biz şimdi tersinden onlara müellefe-i kulup olduk. Düne kadar dindar kesimler için ateist bir şeyh veya rehber tahayyül edemezdik. Şimdi turp gibi ateist rehberlerimiz oldu. Örnek tekil iken çığır haline geldi. En büyük ortaklık iman ortaklığı olmasına rağmen iman ile imansızın ortaklığı müminlerin ortaklığından daha metin hale geldi. İman ortaklığının yerini başka ortaklıklar aldı. Bu liberal aşıkları, ateist bulaşıkları samimi dindarlara ölsen bir yudum su vermezler.


¥


Adam hangi cüretle veya hangi mantıkla yapıyorsa küfürle şükrediyor. Halbuki zulüm en büyük küfür ve küfür de en büyük zulümdür. Kainatın düzenini altüst etmektir. Adam en büyük zulümle şükrediyor! Ya beyni sulanmış ya da mantığı iflas etmiş. Küfür ile şükrü ‘ancak Allah’a imansızlıkla şükredilir ve bütün dindarlar sahtekardır’ anlamına geliyor. Demek ki küfürden başka şükür seçeneği yok. Küfür ile şükreden adam riyakar değil de bütün dindarlar riyakar! Demek ki dünyada kala kala bir tek doğrucu Davud bu gibi dinsiz bir adam kalmış. Öyleyse gerçekten de yuh olsun dindarlara! Ömer Hayyam’lığa soyunmuş ama Hasan Sabbah çizgisiyle barışık ve raks halinde. Modern Alamut, Kandil ile dost bir iklimde. Onların lisan-ı halleri gibi. Hazperestlikte Ömer Hayyam’ı ve terör yandaşlığında ise Hasan Sabbah’ı temsil ediyor. Murat Karayılan geçmişte çoluk çocuk katlettiklerini itiraf etmiyor mu? Jitem’i aklamamakla birlikte; bütün yaptıklarını Jitem’e boca etmişlerdi. Zalime payandalık yaparak mazlum rolü oynama! Kimsenin kimseden bir şey sakladığı ve sakındığı yok. İman edeceksen kendi vicdanın yeter. Şeytanın avukatlığını yaparak adalete ulaşılmaz. Din herkesin müştereki. Kimsenin kimseye yasaklayacak hali yok. Bunlar hikmet kırıntıları altındaki saçmalıklar. Küfür ile Allah’a şükrediyorum sözünün altında bir sürü batıl edebiyat var. ‘Allah beni yarattı’ diyeceğine Allah’ı kim yarattı diye masum olmayan şeytani sualler serdediyorlar. Yıkıcılığın şahikalarında dolaşıyorsun. Zıtlar üzerinden ekmek yiyor ve insan avlıyor ve tavlıyorsun. Bırak bu edebiyatı da kendine dön. Dindarların yanlışı sana dinsizlikle övünme hakkı vermez. Korkma! Cami içinde ve camiada seni kayıracak ve el üstünde tutacak ‘Mentollü Cemal’ gibi çok adam bulunur.

Köşelerde bu tarz edebiyat sakil kaçıyor. İlla da yazmak istiyorsan romana dön ve karalamaya devam et. Bir gün Orhan Pamuk gibi ödüllere nail olur ve Nobel’lere konarsın. Batı ağzını açmış, senin gibilerine bekliyor. Yumurtlayacağın her şeyi altın değeriyle tartacaklarına eminim. Türkiye’nin altını oyacak herkese bonkördürler. Kalemin seyyal Öteki Ahmet’inki gibi kıvrak. İyi maden keşfetmişsin, sana bu camiadan da çok ekmek çıkar. Vur sırtına yumruğunu, al elinden ekmeğini.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
11 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi