Din birliği mayasının tesisi
Bu başlığın ifade ettiği manadan kimler ürker diye bir soru sorduğumuzda, herhalde şu cevap verilebilir?
İslam Dininin istediği gibi Müslüman olmaktan korkanlar.
Hah, işte bugün teröristlerin, teröristlere kucak açanların, dağdakilerin, ovadakilerin, meclistekilerin en büyük korkusu burada.
Malum çevreler; halkın çok büyük ekseriyetinin Müslüman olduğu bir Türkiyede; İslamın, Allahın ve Kuranın istediği, Peygamberimizin tarif ettiği Müslüman olmaktan korkmakta.
İktidar başta olmak üzere ülkenin kalkınması adına gayret eden, azmeden, çalışan, çabalayan tüm kurum, kuruluş, dernek ve vakıflara düşmanlıklarını sebebi de bu korkudur.
¥
Oysa bizim insanımız mümindir. Terörün ne olduğunu bilir ve terörün temelinin Allahı inkâr esası üzerine kurulu olduğuna inanır.
Bu sebeple Mehmetçiklerimize şehid unvanı verilir. Dini olmayanın direği durağı, aklı, vicdanı, muhakemesi, merhameti, hiçbir insani melekesi olmaz.
Ve bizim insanımız, Necip Fazılın ifadesiyle;
-Allahın hakkını vermeyen bir sistemin, vermekten bahsettiği kul hakkına inanmaz.
Terör örgütleri ve yandaşlarının; kine, öfkeye, darbeye, hırsa ve hepsinin toplamı silaha sarılmalarının sebebi bu gerçektir.
¥
Terörün ilacı dindir diyenlere gülüp geçiyorlar.
Bu gülüp geçenlere baktığınızda; rejim bekçiliği yapıp, yetmiş seksen yıldır milletin ruhunda var olan din inancını baltalamış olan çevreler olduğu görülür.
Baltalamakla kalmamışlar tabii. Her fırsatta, her mekânda, para için her şeyini vermeye hazır bir kısım medyayı da silah olarak kullanıp; milletin ruhundaki din mayasını yok etmeye, söndürmeye çalışmış, insanları ruhi bir açlığa sevk ederek, sadece işkembe taşıyan varlıklar haline getirmek istemişler ve büyük ölçüde başarmışlardır.
Menderes iktidarında, Özalın birinci döneminde, Erbakanın başbakanlığı sırasında, milletin ruhundaki dini açlık yeniden güçlenmeye başlamışken, malum güçler; içinde halkın olmadığı rejimi koruma adına, ülkeyi ve milleti perişan etmişlerdir.
¥
Şimdi ise son on yıldır, Türkiyenin yeniden şaha kalkmaya başladığı daha ilk günlerde, iktidarın ve Başbakan R. Tayyip Erdoğanın başına gelenleri gördük.
Söndürülen, ezilen, sıkıştırılan ama yok edilemeyen o büyük ruhtaki o büyük iman, yeniden ve daha güçlü harekete geçtiğinde, terör örgütü de güçlenerek eyleme geçmiştir.
Terör örgütü de pekala bilmektedir ki, dünya tarihinde hiçbir kanlı örgüt; silahla devlet kuramamıştır. Hele bu Türkiyede hiç mümkün değildir.
Çünkü Müslüman halkımız tarihine, ailesine, dini ve milli değerlerine, sağ kulağına okunan ezana, sol kulağına okunan kaamete, kısacası İslama bağlı bir millettir.
¥
Madem öyle bu kadar güçlü bir milletiz de olup bitenler ne?
Sorunun cevabı, rulumuzda var olan ve ruhumuzu teslim etmeden kaybolmayacak olan İslamın insana yüklediği vazifeleri ihmal etmemizdedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.