Namazda Başı Taçlı Olmak
AMELÎ Sünnetlerin en kolayı erkeklerin namaz kılarken başlarına İslamî bir serpuş geçirmeleridir. Serpuş: Takke, imame, arakiye vs... (Kefere ve kıssis şapkası cinsinden bir şey olmaz!)
Allahın bizlere en güzel örnek ve model olarak gönderdiği ve Kur'anda kendisine uyulmasını, itaat edilmesini kesinlikle emrettiği Resul-i Kibriya Efendimiz (Salat ve selam olsun ona) hac veya umre için ihramlı olduğu zamanlar dışında bütün ömrü boyunca bir kere bile başı açık olarak namaz kılmamıştır.
Başı kapalı olmak namazın sünnet ve edeplerindendir.
Zamanımızda namaz kılanlar azınlığa düşmüştür. Bu azınlığın büyük kısmı da başı açık olarak namaz kılmaktadır.
Hattâ bazen bir camiye gittiğimde, yeni bir cemaat görüyorum, imamının bile başı açık... Maalesef (bu teessüf benim için midir, başı açık imam için midir?) böyle bir imamın arkasında cemaat olmuyorum.
Hiçbir Müslümanı hor ve hakir görmem, hiçbir Müslümana düşmanlık etmem ama başı açık namaz kılanları, imamlık yapanları da uyarmak benim bir kardeşlik borcumdur.
Bu kadar kolay, zahmetsiz ve külfetsiz bir sünnet ve edep olsun ve Müslüman bunu terk etsin. Olacak şey değil!
Muhterem ve aziz okuyucularımdan çok rica ediyorum:
Lütfen güzel bir namaz takkesi edinsinler ve namaz kılarken bunu başlarına geçirsinler.
Cebimizde ağırlık ve fazlalık yapıyormuş... Şeytanî bir mazerettir bu. Cep telefonu namaz takkesinden daha mı kıymetlidir ki, ondan hiç vazgeçemiyoruz?
Lütfen lütfen lütfen... Öyle bir iki liraya satılan uyduruk Çin işi örme takkeler almayalım. Bangladeş'ten, başka ülkelerden gelen güzel takkeler var, onlardan alalım.
İmame, sarık, takke, fes, kalpak Müslümanı güzelleştirir, ona vakar ve heybet kazandırır.
Bir hadîs-i şerifte Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem Melaike-i kiramın imameli olarak namaz kıldığını bize haber vermiştir.
Dikkat edilecek husus: Câhillerin, mukallidlerin ulema, fukaha ve şeyh sarığı sarmaları ayıptır, had-nâ-şinaslıktır.
Seyyid ve Şeriflere ait sarıkları da herkes saramaz.
Her Müslüman sarık kullanmalıdır ama ilmine, seviyesine, icazetine göre...
Tarikat takkeleri şeyh efendinin ve halifesinin izniyle ve duasıyla başa geçirilebilir. Bunun için ya derviş yahut muhibb olmak gerekir.
Bir Müslüman gerçekten ihlaslı ve saygılı ise münferiden namaz kılarken bile temiz ve güzel elbiseler giymeli, varsa bir cübbe ve maşlaha bürünmeli, başına da değerli bir takke geçirmelidir.
Bazen camilerde eşofmanlı kimseler görüyorum. Çok utanıp üzülüyorum. Şehrin valisinin huzuruna bile eşofmanla çıkılmaz...
Evet eskiden gecelik entari ve hırka ile camiye gelmeye cevaz verilmiş ama o zamanlar gecelik kıyafetle sokağa çıkılıyormuş, mahalle kahvesine gidiliyormuş...
İmam-ı Âzam Ebû Hanife efendimiz hazretleri kumaş taciriymiş, helalinden zengin olmuş, pahalı ve güzel elbiseler yaptırıp bunları namazda giyermiş. Tahdis-i nimet için...
Bayram namazını Kasımpaşa Piyale cami-i şerifinde kıldım. Koca mabet doluydu ama düzgün ve doğru dürüst kıyafetli on kişi bile yoktu. Önümdeki saflardan birinde, beyaz tişörtünün sırtında iri harflerle "ITALIA... Sport... Club... Gloria..." yazılıydı!
Gaziantepteki cenaze namazına baktım. Başı örtülü bir tek kimse yoktu. Merhum Erbakan sağ olsaydı ve o namaza katılsaydı takkesini başına geçirirdi.
Müslümanlar!.. Sünnetler bizim başımızın taçlarıdır... Namazda başını örtmek Müslümanın manevî ziyneti ve süsüdür...
Huzur-ı Hakka çıktığımızda, mânevî mi'racımızda sünnete ve edebe uyalım.
Bazen camilerde Cerrahî, Uşşakî ve diğer tarikat taçlarıyla taçlanmış musalliler görüyorum ve onları çok takdir edip kendilerine min gayri haddin dua ediyorum. Ne mutlu onlara...
Başı açık olarak namaz kılmak, sünnetlere ve âdâba riayet etmemek Selefîlerin, reformcuların, Fazlurrahmancıların, light ve ılımlı İslamcıların, diğer İslamcılık fırkası mensuplarının, İslamda kader mader yoktur diyen zındıkların, mezhepsizlerin, fıkıhsız ve Şeriatsiz bir İslam türetmek isteyenlerin, Kur'anı kendi re'y ve hevalarıyla yorumlayanların, Sünnet inkarcılarının, şefaati ve berzah alemindeki sorgu suali, kabir hallerini, teravih namazını, cumanın sünnetlerini inkar edenlerin ve diğer bid'at ehlinin sergilediği bid'atlerden biridir.
Bir de fıkıh ve ilmihallerini iyi bilmeyen iyi niyetli Müslümanlar var. Onlara Ömer Nasuhi Bilmen'in Büyük İslam İlmihali'ndeki veya Hacı Zihni Efendinin Nimetü'l-İslam'ındaki bilgilerin bir kısmını öğrenip ezberlemelerini ve hayata geçirmelerini nâçizane tavsiye ederim. (Reformcuların, Afganîcilerin, naylon müctehidlerin, Kemalist ilahiyatçıların, Ehl-i Kitab da Cennetliktir diyenlerin hazırladıkları ilmihalleri alıp okumayınız!)
İnternetten China Muslims Eid al-fitr kelimeleriyle görsellerden arayınız. Namaz kılan Türkistanlı ve Çinli kardeşlerimiz içinde bir tek başı açık kimse göremeyeceksiniz, hepsinin başlarında zarif, estetik, güzel takkeler vardır.
Cenab-ı Hak azze ve celle hazretleri cümlemizi Kur'ana, Sünnete, Şeriat-ı Garra-i Ahmediyyeye, İslam âdabına, şeair-i islamiyeye uyan, Cadde-i Kübra'da yürüyen, ihtilaflı meselelerde Sevad-ı Âzam dairesi içinde bulunan, Ulema-i Cumhurun yolunda yürüyen, ilmihalini kendisini kurtaracak kadar bilen ve inşallah ve biiznillah Resulün şefaatine nail olan firasetli ve edebli kullarından eylesin.
Not: Tezellül niyeti ile olursa başı açık namaz kılmaya ruhsat verilmiştir. Lakin bu hal istisnaîdir. Tezellül ne demektir, bunun manasını bile bilmeyen, kalbinde tezellül niyeti olmayan kimselerin başı açık namaz kılmaları bid'attir, sünnet ve edebe mugayirdir.
ÇOK ÖNEMLİ BİR HUSUS: Namazda, evde, mümkün olan her yerde başını örtmenin; insan haklarına, millî kimlik ve kültürümüze, din ve vicdan hürriyetine aykırı olan şapka iksası inkılabına muhalefet olacağı hususuna da dikkat buyurulmalıdır. Bu muhalefet bir nev'i nehy-i münkerdir.
Müslümanlıkta, Osmanlı terbiyesinde erkeklerin başlarının kapalı olması terbiye, nezaket, kibarlık, görgü kuralıdır.
Genç nesillere bunları öğretmek ilgili, sorumlu, imkanlı Müslümanlar için bir vazifedir.
Diyanet İşleri Fetva Meclisi, camilere konulan kilise ve sinagog sıraları ve sandalyeleri aleyhindeki fetvası gibi, namazda başın örtülmesinin sünnet ve edeb olduğu, bu sünnetin ve edebin terkinin mekruh olduğu konusunda uyarıcı, aydınlatıcı bir fetva isdar buyursa ne iyi olur...
Kültürlü, şuurlu, medenî Müslümanların gerek erkekler, gerekse kadınlar için islamî kıyafet konusunda harekete geçmelerini bekliyoruz.
Erkekler için: Çok zarif islamî serpuşlar, kalpaklar... Yakasız gömlekler... İstanbuline benzeyen ceketler, pardösüler...
Kadınlar için: Şer'î tesettür kıyafetleri... Cilbablar... Çarşaflar... Tek parçadan ibaret el dokuması ihramlar... Tek renkli başörtüleri...
Bir Müslüman erkeğin bugün olduğu gibi yüzde yüz Avrupaî kıyafete bürünmesi doğrusu çok ayıptır.
Şık bir "kostüm", pahalı bir "Frenk gömleği", yular gibi bir "kravat", içinde "atlet ve külot", kışın "palto ve pardösü", boynunda "fular veya kaşkol", ayağında "iskarpin"... Bari boynuna şöyle bir levha assın: "Şu halime bakmayın ben Müslümanım yahu!.."
Başları kapalı Müslüman hanımlara ve kızlara selam ve hürmetlerimi arzdan sonra şu uyarıyı yapmak zorundayım:
Bugünkü tesettür kıyafetlerinin çoğu şer'î tesettür değil, şeytanî tesettürdür.
Keşke, başta Diyanet olmak üzere bellibaşlı islamî cemaatler, tarikatlar, sivil kuruluşlar şer'î tesettür konusunda bir seferberlik başlatsalar da bugünkü düttürü leyla, gülünç, erkeklerin dikkatlerini açık kadınlardan daha fazla çeken rüküş şeytanî tesettürden uzak durulsa...