Rusyanın takallusu ve ABDnin büzüşmesi
Osman Paksütün deyimiyle AKPnin kapatılma davası ile Ergenekon davası Türkiyenin kıyameti ise ABDnin kıyameti de Iraktır. ABDnin hem yükselmesi hem de düşüşü Irakla olmuştur. Bu yönüyle, kaderi Moğolların kaderine benzemiştir. Moğolların Bağdat zaferi Pirus zaferi olmuştur. Ardından iki yıl sonra nalları diktiler.
Bağdattan sonra hızla İslâmın son ordusu olan Mısırı işgal niyetiyle Afrikaya doğru sürünürken Aynul Calutta yolları kesildi. Ama önce Moğolların mafsallarını sarsan bir olay oldu. Baybars veya Muzaffer Kutz psikolojik hezimeti veya hezimet ruhunu yenebilmek için Kahireye böbürlene böbürlene gelmiş olan Moğol elçilerini şehrin dört bir yanında idam ettirdi. Böylece Moğolların yenileceği fiziken gösterilmiş oldu ve Moğollar bununla metafiziki bir kırılmaya tabi tutuldular. Oysa Moğolların yükselmelerinin nedeni yine böyle bir olay olmuştur. Mehmet Harzemşah kalleşce bir şekilde içlerinde Müslümanların da olduğu Moğol tüccarlarını veya elçilerini yağmalatmış ve onları kılıçtan geçirtmişti. Bir de bunu inkâr etmiş ve Moğolları da oyalamıştı. Haliyle ve haklı olarak buna öfkelenen ve daha önce çini gözüne kestiren Cengiz Han, kısa bir süre içinde hedefini değiştirerek Harzemşahlar devletini ortadan kaldırmış ve yağmalamıştı. Ama inişleri de çıkışları gibi oldu. Harzemşahlar haksız oldukları için kaybetmişlerdi. Yine Kahire kapılarında Hulagu da haksız olduğu için kaybetti ve Moğol güneşi sönmeye başladı. Aynul Calut sonun başlangıcı oldu.
ABD için de aynı durum geçerli. Baba Bush döneminde yönlendirilen Saddam Hüseyin gözlerini bürüyen tehevvür ve öfkesiyle Kuveyte kadar yürümüş ve akabinde süklüm püklüm bir vaziyette Kuveytten atılmıştı. Kuveyt tahliyesi ve SSCBnin havlu atması Soğuk Savaşın da sonu ve ABDnin de zaferi olmuştu. Ama oğul Bush, babasının bıraktığı yerde aynen Hulagu-Cengiz münasebetinde olduğu gibi haksızlığa tüy dikmişti. İşte bu noktada Bağdat zaferi hezimete dönmeye başladı. Bağdattan sonra Moğollardan da beter olarak Riceın deyimiyle 22 Arap ülkesine nizamat vermeye kalkışmışlardı. Bu yönde Moğol iddialarını bilie sollamışlardı. İki yıl içinde havaları indi.
***
ABD Irak bataklığından ve lânetinden kurtulamıyor. Petrol fiyatlarının artması ve Amerikan dolarının ruble trouble tekerlemesinde olduğu gibi inişe geçmesi sadece ABD açısından değil, dünya finans sistemi açısından da ölümcül bir darbe anlamına geliyor. Bağdat işgali bu noktada dünya sisteminin dahi sonunun başlangıcı oldu. ABDye öfke doruk noktaya ulaştı. Var olmak istediği noktada talih tersine döndü ve yok olmaya doğru koşmaya başladı. ABD hem İran hem de Irak politikasında tıkanmış durumda. Ne ileriye ne de geriye gidebiliyor. Hatta iki cephede de ricat ve gerileme emareleri gösteriyor. Washington Post gazetesinde David Ignatiusun Tehrans Definite Maybe gibi yazılarında bu çaresizliğin tasviri var. Son iki olay somut bir şekilde ABDnin geri adım attığını gösteriyor. ABD Irakı fiilen işgal etmiş olmasına rağmen sözünü geçiremiyor. 2008 sonrasında Amerikan varlığının kalıcılığı noktasında Irak ile varılacak bir mutabakat sürüncemeye girdi. Bunda İranın ve İranla birlikte Iraktaki müttefiklerinin büyük payı var. Bu müttefikler aynı zamanda işgal sırasında ve sonrasında ABDnin de müttefikleriydi. Irakta ABDnin gizli gündemiyle İranın gizli gündemi iç içe geçmişti ve İran bölgesel avantajlarını kullanarak ABDyi manevra yapamaz hale getirdi. İsrail, İrana saldırma ihtimali karşısında yanındaki Hizbullah cephesini düşünmek zorunda. Keza ABD de İrana saldırması karşılığında Iraktaki varlığını gözden geçirmek durumundadır. Bundan dolayı geçen hafta sızdırılan bir haber anında tekzip edildi.
ABDnin İranı vurması için Irak semalarını İsrail hava kuvvetlerine açtığı yönündeki haber anında İsrail tarafından tekzip edildi. ABDnin uzun vadeli Irakta kalma planları ve bu planlara dair antlaşma beklentisi gelecek başkana devredilmiş durumda. İranın ABD karşısında bir başka zaferi de Washingtonın İran ile müzakereler için uranyum zenginleştirilmesinin durdurulması önşartından vazgeçmiş olmasıdır. Hem de İranın uzun münzilli füze denemesinin hemen akabinde. İran bunu, Batı nükleer gücümüzü kabul etti şeklinde yorumlamıştır.
***
ABD bölgedeki kartlarını ve kozlarını giderek kaybediyor. Bağdat işgali ABDye çok pahalıya patladı ve bedeli giderek de ağırlaşıyor. Onu her şeye kadir olduğunu söyleyen dostları iğfal etti. Morton Abramowitzin dediğine gelecekler ama geç olacak. ABD erken dönemde çekilse ve burayı BM gücüne teslim etseydi durum çok daha fazla lehine olacaktı. ABDnin çekilme takviminde yaptığı her dakikalık gecikme, bedeli ağırlaştırıyor. Bedel katlanarak büyüyor. ABDnin akibeti, Bediüzzamanın Tiflis ile Bitlis güzergâhı için söylediği gibidir. Rusyanın takallus (geri çekilme) edeceğini haber vermiştir. Hatta üç aşama geçireceğini de haber vermiştir. Bunlardan birisi Bolşevizm ve Bolşevizmin yıkılışı ve yeni idareye geçmesi olmuştur. ABDyi de aynı akibet bekliyor. Buna da büzüşme yani geri çekilme deniliyor. 19 ve 20inci yüzyıl İslâm dünyasının geri çekilmesi dönemiydi. 21inci yüzyıl da büzülmeye (takallus, inhisar) karşı yeniden dürülme veya yayılma dönemi olacaktır. İngilterenin büzüldüğü yerlerde ABD yayılmıştır. ABDnin büzüldüğü yerlere de eski toprakları ve nüfuz bölgeleri olması hasebiyle yeniden Müslümanlar yayılacaktır. Kurân-ı Kerimden şahit mi arıyorsunuz: Tilkel eyyamu nüdaviluha beynennasi. Zafer ve hezimet günlerini insanlar arasında yayar dururuz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.