Sayın cumhurbaşkanına çağrı...
Sayın Cumhurbaşkanım,
Öncellikle Rabbimin günahlara kefaret ve insanlara sınav vesilesi olarak musallat ettiği hastalığınızdan bir an evvel kurtulup şifa bulmanızı…
Ayağa kalkıp aramıza katılmanızı…
Ve bu güne kadar yaptığınız gibi bu ülke ve dünya insanına hizmet etmenizi can-ı gönülden yüce Rabbimden niyaz ediyorum…
Bizler fani kullar olarak ancak her şeyin kıymetini ancak başımıza geldiğimiz zaman anlarız…
Büyük cihan sultanı Kanuni Sultan Süleyman’ın dediği gibi “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” veciz ifadesinde sağlığın ne kadar önemli olduğunu size anlatmayı abesle iştigal olarak görüyorum…
Rabbim bir daha sizleri hastalıkla sınava tabi tutup bu halka hizmetten mahrum bırakmasın…
Zira alnı secdeli ve yüreğinde Allah korkusu taşıyan merhamet ve vicdan timsali olan siz değerli büyüklerimizi bugüne kadar çok bekledik…
Sayın Cumhurbaşkanım…
Bunları neden yazıyorum…
Hem sizlere karşı samimi duygularımı ifade etmek…
Hem de şu anda tekerlekli sandalyeye mahkûm olmuş ve siz değerli büyüğümüzün himmetine muhtaç bir insan için yazıyorum…
Adı Fikret Bayram…
20 yıldır tekerlekli sandalyeye mahkûm.
14 yıldır cezaevinde yatalak vaziyette tutuklu bulunuyor.
Resmi raporlara göre vücudunun % 92’sini kullanamıyor…
Ve bu durumundan dolayı hiçbir işini kendisi yapamıyor…
Kişisel bütün işlerini yanındaki koğuş arkadaşları yapmaya çalışıyor…
Daha öncesinde aldığı raporla dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından affedilse de sonrasında adli tıp raporlarının farklı olması nedeniyle tekrar cezaevine konuluyor…
Yani bir kurumun verdiği heyet raporunu diğeri kabul etmiyor…
Ve Fikret bayram 14 yıldır tekerlekli sandalyeye mahkûm olarak ikinci mahkûmiyetini yaşıyor…
Eşi ve ailesi kanunların verdiği yetkiye dayanarak diğer yatalak ve ağır hastalara uygulanan affın Fikret bayram için de uygulanması girişiminde bulunuyor ama bugüne kadar sonuç alamıyor…
Zira affa uğrasa bile yine evde ailesinin desteğiyle ve tekerlekli sandalyeye mahkûm olarak yaşayacağını yine ailesi ifade ediyor…
Ama en azından eşinin ve ailesinin yanında olmanın manevi huzurunu yaşamış bir insan olarak ömrünün geri kalan kısmını yaşayacak…
Sayın Cumhurbaşkanım…
Mahkemeler hakkı ortaya koymak için…
Hapishaneler suçluların cezalarını çekmesi için vardır…
Ancak yasalarımızda ve vicdanlarımızda var olan inisiyatiflerin yeri ve zamanı geldiğinde kullanılması elzemdir…
Fikret Bayram’ın suçunun ne olduğu…
Neden cezaevinde olduğu önemli olsa da yaşam hakkı kutsaldır…
Velev ki bir cinayet işlenmiş olsa bile onu ölüme terk etmek ayrı bir cinayettir…
Eğer gerçekten iddia edildiği gibi Fikret Bayram kendi işlerini dahi göremeyecek kadar tekerlekli sandalyeye mahkûm ise diğer benzeri mahkûmların daha önce affedildiği gibi affedilmelidir…
Sayın Cumhurbaşkanım…
Sizden isteğim Fikret Bayram’a ait adli tıp dosyasının yeniden incelenmesi…
Gerekirse yeniden muayene edilerek son sağlık durumunun yeniden tespit edilmesi…
Ve gerçekten kamuoyuna yansıdığı ve ailesinin ifade ettiği gibi hayati fonksiyonlarını yitirip başkalarının desteğiyle yaşamaya mahkûm bir durumu söz konusu ise Fikret Bayram’ın affedilmesidir…
Konuyu bilgilerinize arz eder…
Saygılarımı sunarım…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.