Darbeci Paşalar Neler Yaptı?
27 Mayıs 1960'dan bu yana darbeci kurmaylarımız nelerle uğraştılar?..
1. Üç darbe, bir post modern darbe yaptılar.
2. Halkın seçtiği (iyi veya kötü) sivil iktidarları devirdiler, idareye el koydular.
3. Kemalist resmî ideolojiyi ve vesayet rejimini ayakta tutmak için bütün yolları denediler, bütün baskıları yaptılar, çoğunluğu ezdiler.
4. Vesayet rejimi sistemini pekiştirmek için ellerinden geleni yaptılar.
5. Halkın temel insan haklarını ve bilhassa din ve vicdan hürriyetini kısıtladılar.
6. Milyonlarca Kürt vatandaşın ben Kürdüm demesini, Kürtçe konuşmasını, Kürtçe yayın yapmasını yasakladılar.
7. Müslüman kadınların başörtüleriyle uğraştılar.
8. Garnizonlardaki, askeri okul ve tesislerdeki cami ve mescitleri kapattılar, ibadet eden personele iyi gözle bakmadılar..
9. Ödül almış çok başarılı dindar subay ve astsubayları ordudan attılar, perişan ettiler.
10. Orduevlerine başörtülü kadınları ve sakallı erkekleri almadılar.
11. Altın yüzük takmayan personeli mimlediler.
12. İsmi Abdüsselam ve kendisi dindar bir hacı olan vatandaşın çocukları askerî okullara alınmadı.
13. Diyarbakır hapishanesinde engizisyon işkencelerinden beteri yapıldı.
14. PKK terörünün gölgesinde uyuşturucu ticareti yapılması önlenmedi.
Daha bu saydıklarım gibi bir yığın akıl almaz işler yapıldı. Bunlar yapılırken askerlik hizmetleri, savunmaya yönelik çalışmalar aksadı, ihmal edildi.
Sonunda terör yangını büyüdü, yayıldı.
Ordumuz dünyanın sayılı ordularından... Dehşetli silahlar, toplar, tanklar, füzeler, helikopterler, uçaklar... Yüz binlerce asker... Yüz milyarlarca dolarlık bir birikim...
Ve bu ordu PKK (Kripto Ermeni ve Kripto Siyonist) çetelerle baş edemiyor, ülkenin bir kısmı sanki savaş alanı.
Eee uzun yıllar boyunca ülkenin çoğunluğunu oluşturan Sünnîleri dışlarsan, milyonlarca Kürt vatandaş realitesini kabul etmezsen, personelin namazıyla niyazıyla uğraşırsan, bütün gayret ve himmetini resmî ideoloji bayrağını yüceltmek için sarf edersen olacağı buydu.
* (İkinci yazı)
188 Dilde 42 Milyon Nüsha...
Evvelki pazar günü bir yerden geçerken yol kenarına atılmış İngilizce bir dergi gördüm. Kapağındaki başlık dikkatimi çekti "Who Really Rules the World?" (Dünyayı gerçekte kim idare ediyor?) Dergiyi yerden aldım, çantama koydum. The Watchtower Announcing Jehovah's Kingdom 2011, Eylül sayısı. İkinci sayfasında "Printing each issue: 42,162,000 in 188 languages" (Her sayı 188 dilde 42 milyon adet basılır).
Sokağa atılmış bir dergi hiç alınır mı?.. Her dergi alınmaz ama benim size anlattığım dergi alınır.
Bakınız Yahova şahitleri dini her ay 188 lisanda 42 milyon küsur adet basılan bir dergi yayınlıyor.
Biz Müslümanlar sayıca Yahova şahitlerinden çok fazlayız, dünyada 1,5 milyar Müslüman yaşadığı söyleniyor. Bizim dinimiz Yahova şahitleri dininden daha eski. Biz Müslümanlar, Yahova şahitlerinden çok ama çok daha zenginiz.
Lâkin Müslümanların İslâm'ı İnsanlığa anlatmak için her ay 188 dilde 40 küsur milyon adet basılan bir tebliğ ve davet dergileri yok.
Bunun sebepleri nelerdir?
1. Yahova şahitleri dininin bir başı vardır, Müslümanların bir Halifesi yok.
2. Yahova şahitleri kırsal kesim, bedevilik kültürüyle çalışmazlar, şehir ve medeniyet kültürüne sahiptirler. Biz Müslümanlar ise dıştan medeni görünenlerimiz de olsa genellikle bedevi kafasıyla çalışırız.
3. Yahova Şahitleri kendi dinlerine parayla maddi menfaat karşılığında hizmet etmezler. Onlarda sübjektif de olsa ihlâs ve samimiyet vardır.
4. Yahova şahitleri dinlerini yaymak için son derece sabırlı, azimli, yılmaz, bıkmaz şekilde çalışırlar.
Şöyle bir şey hayal edelim: Türkiye'de, İslâm'ı dünyaya yaymak için bir milyar dolar sermayesi olan bir "Davet Vakfı" kurulsa... Biz ne yaparız? Önce dev bir bina yaparız, sonra ehliyete ve liyakate bakmadan bir kadro kurarız... Başkanın, müdürlerin makam arabaları olur. Sonra acaba 188 dünya dilinde dergi çıkartabilir miyiz? Güldürmeyin beni, bırakın dergi çıkartmayı, biz bugünkü halimizle dünyanın belli başlı 188 lisânının listesini bile yapamayız.
Yahova Şahitleri, başlarındaki baronun reklamını yapmazlar. Baron baronluğunu yapar, teşkilatı ve hizmetleri yürütür lâkin kendi reklamını yaptırtmaz.
Biz Müslümanlar baron reklamlarına bayılırız. Hocalar... Hocaefendiler... Muhteremler... Hazretler... Hazret'ül Hazeratlar...
Geçen sene bir dostuma bir cemaat mensubu kimse "Hocamız hakkında bir kitap yayınladık ve şu ana kadar 2 milyon adet bastırıp dağıttık" demiş. Ne kadar yanlış ve verimsiz bir metot. Müslümanın vazifesi Hazrete değil Allah'a, Resulü'ne, Kur'an a, Sünnete, Şeriat'a, Ümmete hizmet etmektir.
Hazretin övgüsü için 2 milyon kitap bastırtmışlar, soruyorum "Beş vakit namazın dosdoğru kılınması için herhangi bir yayınınız var mı ve bunu kaç nüsha bastırttınız?"
Biz Müslümanlar bırakın yüzlerce yabancı dilde yayın yapmayı, kendi ülkemizde şu veya bu sebeplerle İslâm'dan uzaklaşmış vatandaşlarımızı İslâm'a çekmek için bile doğru dürüst dergi, broşür çıkartamıyoruz.
* (Üçüncü yazı)
Akıllı Müslüman Gençlere
Akıllı, vicdanlı, firasetli Müslüman gençlere açık mektup: Selamdan sonra... Tatil yapmayı, eğlenmeyi, gezip tozmayı, keyifli bir hayat sürmeyi arklınızdan çıkartın. Memleketin, dünyanın, insanlığın ve bilhassa Müslümanların durumu iyi değil. Âhir zaman fitneleri içinde yaşıyoruz. Müslüman çok yorulunca elbette biraz dinlenir ama bu imtihan dünyası dinlenme eğlenme keyif çatma yeri değildir. Sakın gafillere, tenperestlere, ehl-i dünyaya, hedonistlere bakıp da biz de biraz keyif sürelim demeyin. Sizi büyük hizmetler ve vazifeler beklemektedir. İnsanlığa ve Müslümanlara hizmet edeceksiniz. Kendinizi güçlü ve vasıflı Müslümanlar olarak yetiştirin. Faydalı ilimler güçtür, yüksek ahlak ve karakter güçtür; irfan, sanat, kültür güçtür. Kafirlerden ve münafıklardan daha güçlü olmak zorundasınız. Böyle olamazsanız yenilir, ezilirsiniz.
Bırakın ehl-i dünya eğlensin, gezip tozsun, yan gelip yatsın. Siz gece gündüz faydalı ilimlerin, irfanın, hüner ve marifetin peşinde koşun.
Öyle tek başına kitap okumakla güçlü ve vasıflı Müslüman olunmaz. Ehliyetli, liyakatli, vasıflı, ihlaslı hocalardan ve üstadların ilim ve irfan tahsil ediniz.
Kendinizi bir mâneviyat komandosu olarak yetiştiriniz.
Fütüvvet ahlakı ile ahlaklı olunuz.
Şeytan sizi dünya malları, para, zenginlik, şan şeref, alkış, riyaset, lüks, konfor, aşırı tüketim, şahane meskenler, gösterişli binitler, şık kostümler ile aldatmak isteyecektir. Bu tuzaklara düşmeyiniz.
Yer yüzünde Allahın şâhitleri, Resulullahın (Salat ve selam olsun ona) fedaileri, İslamın ihlaslı hizmetkarları olunuz.
Asıl imtihan okul ve fakültelerdeki imtihanlar değildir, hayat ve varlık imtihanıdır. Bu imtihanı başarı ile vermek için bütün sebep ve vesilelere yapışınız.