Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

El Bahi el Edgam/Tayyip Erdoğan

El Bahi el Edgam/Tayyip Erdoğan

Tunuslu bir rüya yorumcusu içinden geçtiğimiz dönemle alakalı ilginç bir rüyayı naklediyor ve yorumluyor. Yolun ortasında Zeynelabidin Bin Ali’yi görüyorlar. Onu kenara çekiyorlar. Ardından Mübarek’i yolun ortasında görüyorlar ve ‘çekil’ diyorlar çekilmiyor. ‘Çekil’ diyorlar çekilmiyor sonra da çekilmek zorunda kalıyor. Bu kareden sonra rüyada hatıftan/gaipten bir ses ‘El Bahi el Edgam gelecek ardından da peygamberlik metodu üzerine hilafet zuhur edecek’ diyor. Tabirci burada el Bahi el Edgam üzerinde duruyor. El Bahi el Edgam, Burgiba döneminde Tunus başbakanlığı yapmış bir isim. Gelecekte değil geçmişte yaşayan bir adam. Lakin bugün peygamberlik metodu üzerine hilafete mukaddime olacak bir adama benzetiliyor. El Bahi el Edgam Tunus’ta cumhuriyet sistemini kurmuş ve milli orduyu teşkil etmiştir. Kara Eylül sonrasında Arafat ve Filistinlilerle Ürdün Kralı Hüseyin arasında arabuluculuk yaparken, barıştırmaya çalışırken Burgiba tarafından merhum Muhammed Mzali gibi azledilmiştir.


Bu rüyayı tabir edenler bunu şöyle yorumluyorlar: Gelmekte ve yaklaşmakta olan hilafetten önce ara bir devreden geçilecek. Bu devrenin aktörü de el Bahi el Edgam suretindeki adam ve sistemi olacak. Arap yorumcular rüyada Mübarek ve sair tağutların devrilmesinden sonra ‘el Bahi el Edgam gelecek ve ardından da Peygamberlik metodu üzerine hilafet zuhur edecek’ ifadesini şöyle yorumluyorlar: Arap Baharıyla birlikte despot liderler yıkılacak ve eseren bade ayn olacaklar. Yani bir varmış bir yokmuş haline gelecekler. Gümbür gümbür gidecek ve tepetaklak olacaklar. Bunların yerini ise El Bahi el Edgam tarzı bir idare alacaktır. Yine bu yorumculara göre El Bahi el Edgam elbette ölen Tunus başbakanının yeniden dirilmesi değil; Tayyip Erdoğan modelinin Arap dünyasında hakim olmasıdır. Hemen bunun ardından da hilafet-i raşidenin yeniden doğmasıdır. Zeynelabidin Bin Ali’nin devrilmesinden sonra başbakan olan Hammadi Cibali ilk konuşmalarından birisinde raşit hilafeti müjdelemiştir!


¥


Tunus eski başbakanlarından el Bahi el Edgam’ın isminin tahliline geldiğimizde Tayyip Erdoğan’a tekabül eden işaretler görülüyor. En azından yorumcu böyle düşünüyor. ‘El Bahi’ övülen demektir. Nitekim,’ Fetenaselu feinni übahi bikümü’l ümeme yevme’l kiyameti’ mealindeki hadiste Peygamberimiz Müslümanların çoğalmasını emrediyor ve diğer ümmetler nezdinde bununla övüneceğini bildiriyor. ‘El Bahi’ övülen demektir ve rüya tabircisi ve yorumcusu bundan kastın Tayyip Erdoğan olduğunu söylüyor. Gerçekten de şarkta veya garpta insanlar Başbakan Erdoğan’a meftun bulunuyorlar. Edgam ise Arapça’da karaya çalan ve burnundan konuşan kimse demektir. ‘Bahi’ övünmeyi ve şöhreti çağrıştırsa da ikincisi olumsuz bir mana ifade etmektedir. Daha doğrusu kemali değil noksanlığı akla getirmektedir. Herhalde bu ara devre hilafetin kemaline göre noksan ve kısmen karanlık bir devre olmalıdır. Rüyanın Arap yorumcusu bunu şöyle yorumlamaktadır: Niyeti temiz olsa da iktidarı tam safi ve katıksız ve şaibesiz olamayacaktır. Tabirci Tunus ve Mısır’da kurulan yeni rejimlerin de doğru sikkeye veya raya girmekle birlikte kemal mertebesinde olmadıklarını söylüyor. Bu ülkelerde kemal mertebesi hilafetin doğuşuyla yakalanacaktır. Ve tabirciye göre, Arap Baharının getirdiği yeni rejimler geçici bir rejim olacak ve hilafete mukaddime teşkil edecektir (http://www.youtube.com/ watch?v=zxtnn4iOoo8&feature=related).


¥


Bu dönemden sonra insanlar yeniden dinde derinleşecek ve gri alanlar kaybolacak ve hızla beyaza dönüşecektir. Nebil Ivadi adlı davetçi de hilafetin Şam’ın fethinden sonra teşekkül edeceğini ve ümmetin burada yeniden birleşeceğini söylemektedir. Ağırlık yönüyle bütün Arap devrimleri bir kefede Suriye ise karşı kefededir. Ahirzamanda fitneler çoğaldığında iman Şam’dadır. Arap Sünniler Recep Tayyip Erdoğan ve onun modelini alan Arap Baharını hilafetin hazırlayıcısı olarak görürken Şii yorumcular ise başka telden çalmaktadır. Bunlardan birisi olan Ebu Ali Şeybani, Recep Tayyip Erdoğan’ı Süfyani’nin adamı olarak nitelendirmektedir. Karşı kamptan baktığı için öyle görüyor. Ahmedinejad da Mehdi’nin Beşşar’ın saflarında savaştığını söylemiştir. Mehdi elbette ki zulme ve zalime değil adalete tabidir. Safı da şüphe götürmeyecek bir biçimde mazlumların yanıdır.


Bediüzzaman Mektubat adlı eserinde (29’uncu mektup) bu beklenen bu dönemi Allahu a’lem şöyle ele alıyor ve yorumluyor: “Böyle bir cemaat-i azîme içindeki mukaddes kuvveti tehyiç edecek ve uyandıracak hâdisât-ı azîme vücuda geliyor. Elbette o kuvvet-i azîmedeki bir hamiyet-i Âliye feveran edecek ve Hazret-i Mehdî başına geçip tarik-i hak ve hakikate sevk edecek. Böyle olmak ve böyle olmasını, bu kıştan sonra baharın gelmesi gibi, âdetullahtan ve rahmet-i İlâhiyeden bekleriz ve beklemekte haklıyız...” Hamiyet-i aliyenin feveran etmesi Arap Baharı olmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
19 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi