Şecaad arz edeyim derken!
Kılıçdaroğlu çok talihsiz bir politikacı. kendi de bunun farkında. Eğer ben Acemi er yanlışlıkla fünyeyi çekti deseydim, herkes benimle dalga geçerdi diyor.
Kendisi de farkında bazı işlerin..
Kendi öyle demiyor da, % 99,5 sabotaj diyor..
Konu Afyondaki cephanelikte meydana gelen patlama, biliyorsunuz..
Olayda görev alan ve olay yerinde bulunan herkes hayatını kaybetmiş. Olayın oluş şeklini gören kimse yok..
Herkes bir yorum yapıyor. Bilgi olmadan bir kanaat sahibi olamaz insan. Hele hele kanaatini % 99,5 olarak beyan etmez. Bu iş kanaatten öte kesin bilgi demektir. Gözünüzle görseniz bile, Acaba der insan..
Kılıçdaroğlu bu, bir yerden bir duyum alıyor. O da tahminde bulunuyor. Tahminin katiyet seviyesi % 99,5..
İhtimallerden biri de bu? Sabotaj olabilir mi? Olaya adı karışanlar inceleniyor ve bu yönde bir bilgiye ulaşılmıyor.. Böyle bir iddia en azından olayda hayatını kaybeden askerlerden birini hain ilan etmektir. Bu kim belli olmadığı için de herkes bu zan ve şaibe altında olacaktır.
Siyasi bir kişi böylesine büyük bir gaf yappamaz! Yapmamalı. Daha sorumlu ve daha dikkatli olmalı..
Merak yüzünden biri el bombasının pimini çekmiş olabilir mi?
Bu da bir ihtimal. Akıl dışı gibi gözükse de bir ihtimal. CHPde Kılıçdaroğlu döneminde yaşananlar çok mu akıl içi sanki.. Bu ihtimal de araştırılmalı. Bu ihtimali destekleyen iki önemli bilgi var. MKE yapımı el bombalarının fünyesi çıkartılmış. Ama Alman malı el bombalarının fünyesi üstünde ve çok basit bir mekanizma ile bomba aktif hale getirilebiliyor. Bir askerin parmağı da takılmış olabilir..
Yine top mermilerinin fünye ve tapası çıkartılmış olması gerekirken, az miktarda top mermisinin fünyesi üzerinde ve güvenlik tapası takılmamış. Yani top mermisini fünyesi üzerine düşürürseniz patlama mümkün.
Bunların hepsi bir ihtimal..
Ben burada bir başka ayrıntıya dikkat çekmek istiyorum.. Sabah yazarı Mahmut Övürün konuyla ilgili yazısındaki ilişkiler ağı gerçekten düşündürücü. Övürün iddiasına göre Kılıçdaroğlunun yüzde 99.5 sabotaj olduğunun bilgisini aldığı o isim, adı karanlık haberlerde duyulan eski MİT müsteşar yardımcısı Mikdat Alpay. CHP Genel Başkanı daha SSK genel müdürüyken MİTte çok etkili olan Mikdat Alpayla tanışmış ve bugüne kadar da bu ilişkiyi sürdürmüş. Alpay 2000lerin başında MİT müsteşarı olmayı beklerken yerine Mesut Yılmazın isteğiyle Şenkal Atasagun atanınca MİTte kalma rüyası da bitmiş. Kılıçdaroğlunun bu yakın dostunun diğer dostu da Odatvnin önemli ismi Soner Yalçın. Hatta Efendi kitabının arkasında da bu ismin olduğu söyleniyor.. İçine Mustafa Kemalin aile köklerinin de karıştığı Sabatay meselesi de Kılıçdaroğlunun yakın arkadaşının desteği ile patlatılmış..
Dahası, Mehmet Eymür sitesinde Mikdat Alpayla ilgili olarak yazılanlara göre kimi onun ABDye yerleşeceğini ya da Cumhurbaşkanı Sezerin sınıf arkadaşı olduğu için Cumhurbaşkanlığında görev alacağını yazıp çiziyor.. Yani Kılıçdaroğlunun mutemet adamının bir ayağı da ABDde.. Sezer de beyefendinin yakın arkadaşı yani. Niye ikide bir Anayasa Mahkemesinin merdivenlerini aşındırdıkları şimdi daha iyi anlaşılıyor..
Şu bilgiye ne dersiniz: Kozinoğlu ile Alpay, aynı ekipteydi. Aynı şekilde MİTin asker kökenli son müsteşarı olan eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Teoman Koman ile sıkı bağlantıları vardı. Kılıçdaroğlunun yakın dostu aynı zamanda faili meçhuller ve JİTEMin karakutusu Teoman Komanla irtibatlı.. TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu keşke bu konuya da el atsa..
Son bir bilgi daha: Alpay da Alevi kökenli.. Hatta Suriye konusu ile de yakından ilgili.. Yani PKK-Suriye bağlantısını da bilirler. Kılıçdaroğlu kendisine servis edilen haberlerle, Muhaberat ve Şebbihayı memnun edecek açıklamalar yapacağına, bu konuda bildiklerini açıklasa ya.. Madem bu kadar sıkı dostlar, Kılıçdaroğlu önce üst düzey bir askeri yetkili, sonra bir uzman, daha sonra sağlam bir bilgi kaynağı diye takdim ettiği kozmik işlerle uğraşan çevrelerden gelen gerçek dışı manüpilatif haberlerle, sırf muhalefet yapmak adına, dostlar alışverişte görsün görsün kabilinden açıklamalarla siyasi gündemi gereceğine aynı ekipten oldukları anlaşılan Kaşif Kozinoğlunu kim vurdu o konuda bildiklerini açıklasın yeter.
Kılıçdaroğlunun rolü, sanki Ergenekonun gönüllü avukatlığından daha öte bir rol gibi duruyor?
Kılıçdaroğlunun bu konulara gireceğini hiç sanmıyorum ama, CHP parti meclisi ya da milletvekilleri de mi bir şey söylemeyecek?.. Geçen gün CHP Parti Meclisi Üyesi ve Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş, partisinin Ergenekon davasında sanıklara verdiği destekle ilgili ezber bozan bir çıkış yaptı ve dedi ki, Silivriye gitmediğimiz gün bu parti düzelecek. Bu tepkinin üzerinde durmak gerek.. CHP Silivriye bir siyasi gözlemci olarak değil, eylem için, dayanışma için, avukatlık için gidiyor.. Onun için şüpheli kişileri aday göstererek Silivriye tünel kazmaya çalışıyor..
Sahi, Kılıçdaroğlu kimdir ve ne yapmaya çalışıyor? Ha! CHPye, Mustafa Kemalin, İsmet İnönünün partisine de yakışmıyor değil!
Selam ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.