Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Yersiz merak öldürücüdür kardeşim!

Yersiz merak öldürücüdür kardeşim!

“Meraklı bir asker pimi çekti” diyor, kısaca… Ve 25 fidan soldu… Ne merakmış yani! • Her askere gidene önce silahla oynanmayacağını öğretirler… Silahla şaka yapılmayacağını… Silahın kurcalanmaması gerektiğini…

•


Özellikle şu “el bombası pimi” üzerine onlarca hikâye var, askeriyede…


Biri şöyle: Bölük komutanı el bombasını anlatıyormuş. “Serçe parmakla pim çekilir ve fırlatılır” derken, dalgınlığına gelip pimi çekmiş…


Bunu fark edince de, “Yatın” diye bağırmış, kendisi de el bombasının üstüne yatmış. Bomba patlamış. Bölük Komutanı ölmüş. Başka kimseye bir şey olmamış.


Neden anlatırlar bütün bu hikâyeleri?


Patlayıcı ya da silah varsa elinde, dalgın olmayacaksın…


Kendini yersiz meraklara kaptırmayacaksın…


El bombası veya top mermisi taşıtılan askerlere bunların söylenmemiş olması, bana mümkün gibi gözükmüyor.


Mutlaka tembihlenmişler…


Buna rağmen, merakına yenilen biri çıkabilir elbet:


“Şu pimi çeksem, acaba ne olur?”


Bu tür başka meraklar da vardır elbet. Meselâ, “Boğaz Köprüsü’nden atlasam, acaba ne olur?”…


“Beynime kurşun sıksam, acaba ne olur?”


“Kendimi hızla giden bir kamyonun önüne atsam, acaba ne olur?”


Yersiz merak öldürücüdür, dostlar!


Sadece merak sahibini değil, başkalarını da öldürür: Afyonkarahisar’da olduğu gibi… Allah bir daha yaşatmasın!


Ateşe körükle giden yazarların yanı sıra, bir de ana muhalefet lideri var: “O asker pimi bilerek çekti” diyor…


“Bu ihtimal yüzde yüze yakın” diye de ekliyor.


Elbette bu da mümkündür, Türkiye terörle yaşıyor. Ama her “mümkün” olmuş demek değildir.


“İki günlük askerlere neden patlayıcı taşıtıldı?” diye soranlar, “yangına körükle gitme”nin başka örnekleri…


Genelkurmay, bu iddianın mesnetsiz olduğunu açıkladı. Birine inanmam gerekiyorsa, sırtında yumurta küfesi olmayanlara değil, Genelkurmay açıklamasına inanırım…


Patlamada ölen ve yaralanan askerlerin en acemisi bir aylık askermiş. Bunlara üç haftalık temel eğitim (acemi eğitimi) veriliyor. Sonra da birliklerine gönderiliyorlar.


El bombasının piminin çekilmeyeceğini öğrenmek için üç hafta yeterli bir süredir. Kaldı ki bunlar, Genelkurmay’dan yapılan açıklamaya göre, “Mühimmatın tasnif ve istiflenmesiyle değil, mühimmat sandıklarının depo içine girmeden depo dışında taşınmasıyla görevli” imişler…


Depo içinde tasnif ve istiflemeyi ise iki astsubay, iki uzman çavuş, 3-4 uzun dönem asker yapıyormuş...


Şehit olan altı askerden ikisi on iki, biri dokuz, ikisi altı, biri de 3 aylık askermiş.


Şimdi, “Neden geç saatte?” diye sorulabilir. Soruşturma açılması, birkaç subayın mahkemeye sevk edilmesi ve bir binbaşının tutuklanması, bu soruya zaten yeterli cevap teşkil ediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi