Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Muhafazakâr dindarız, dinci değiliz diyenlere 1

Muhafazakâr dindarız, dinci değiliz diyenlere 1

Bir siyasetçi, konuşmasında " biz dindarlara değil dincilere karşıyız diyor. Bu düşüncesini de kendince gerekçelendiriyor ve şöyle açıklıyor: "Dindarlar asi değildir, (yani eline vur ekmeğini al misali...) kanunlara uyarlar (İnanç ve kültürlerine karşı ortaya konan her türlü yasak ve tuzaklara eyvallah der geçerler; devlet baba daha iyi bilir derler, öyle ya.). Böyle dindar bir bayan gerektiğinde başını açabilir, ortama ayak uydurabilir. Amma dinciler öyle değildir aksine asidirler, hem kanunları çiğnerler, hem de bu fikirlerinden asla vazgeçmezler..." diyor...

Burada muhafazakârlık ile dindarlığın farklı kavramlar ve tanımlamalar olduğunu öncelikle belirtmek gerekir. Tıpkı dindarlık ile dinciliğin de birbirinden mahiyet ve toplumsal yansıma bakımından farklı olduğu gibi.

Esasen "Dindarlık" adı altında, statükodan beslenen muhafazakârlığın; bugün bizzat dindarları hedef alan durumunu ve misyonunu dikkate aldığınızda bu insanların sizden nasıl bir çizgide durmanızı istediklerini anlayabilirsiniz.

Buraya gelinceye kadar neler yaşandı? Zaten sorunun kaynağı da bu soruya verilecek cevapta gizlidir.

Statükodan yana siyasetçilerin dillendirdiği dindarlık, işte bu muhafazakâr merkezi güçlerinin egemenlik alanında kalan bir sorunlu yapı olarak ortaya çıkmaktadır.

Bu düşünce ve yapının nereden beslendiğini, hangi siyasi ve sosyal reflekslerle oluştuğunu pek ala biliyoruz. Ne yazık ki kendilerini laik, çağdaş, uygar ve ilerici kimseler olarak tanımlayan kesimlerin yaslandığı bu düşünce, çarpık ve kasıtlı oluşturulmuş bir düşüncedir ve hattı zatında temenniden öteye de gidemeyecektir.

Bu çarpık düşünce, Türk modernleşme tarihinde batıdan ithal edilmiştir ve bir yerde aşağılık duygusunun ve taklitçiliğinin ürünüdür. Bu vesileyle Cumhuriyet tarihinde hep bu tür bir dindarlık oluşturulmaya çalışılmış, inançlı insanlar hep kötü ve iğrenç bir takım benzetmelere tabi tutularak toplumsal hayatımızın ve hafızamızın dışına itilmeye çalışılmıştır. Hemen her konuda öze dönüşün önü kesilmiş ve Müslümanlar en ağır iftiralarla itibarsızlaştırılmaya çalışılmıştır.Ama tarihin her döneminde olduğu gibi İslam ve ona tabi olanlar karanlığın içinde de bir meşale olmaya devam etmişlerdir ve edecektir..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Fatma Tuncer Arşivi