Kutsalların dinamitlenmesi
Başbakan Recep T. Erdoğan demiş ki: Dinlere, peygamberlere, insanların kutsal değerlerine yönelik hakaretler fikir ya da eleştiri hürriyeti olarak görülemez. Bu film açıkça provokasyon ve düşmanlığa yönelik davranıştır.
Bu fikirlere aynen katılıyorum.
R. T. Erdoğanın bu sözleri söylemesinin sebebi, ABDde, Müslümanların Masumiyeti filminin çekilmesi...
Türkiyede en dinsizinden, en dindarına kadar herkes tek noktada birleşti: Müslümanların Masumiyeti müptezel, sefilin sefili bir film.
Maksat kışkırtmak! Müslümanların kıvılcımdan alev aldığını bilen reziller, bu filmi piyasaya sürdüler.
Mesele basit değil; çok karmaşık... Kimi Yahudi zenginler var arkasında diyor, kimi, bir iki Mısırlı Hristiyan Kıptînin oyunu...
Batı, Müslümanı tanımak istememiştir. Ve Batı Müslümana (özellikle Türklere) peşin hükümle bakmış, en aşağılık mahlûk görmüştür. Bunu hiçbir zaman unutmayalım!
Avrupa!... Avrupa!... diyenlerin, benliklerini teslim etmeden, kabul görmeleri mümkün değildir. Münferit kabuller, bütün içinde bir şey ifade etmez ve esas düşünceyi değiştirmez.
Müslümanın bu kadar öfkesi, kıvılcımla alev alması, ne cehaletle, ne birilerinin masum protestoları çığırından çıkarmasıyla izah edilebilir. Bu, şuuraltı aksülameli olarak düşünülmelidir.
İslâmcılarımız bol bol teori üretip bulutların üzerinde gezeceklerine, kendilerine bir Simeranya kuracaklarına, pratikten hareketle, İslâm-Müslüman bağlantısı üzerinde kafa yorsalar ya!
***
R. T. Erdoğanın yukarıya aldığım sözlerini bir daha okuyun lütfen, burada tekrar etmeyeyim!
Her dinin, her ülkenin, her milletin kutsalı vardır. Şöyle de diyebiliriz: Kutsal olan sadece din değildir... İzafî olarak; insanlık kutsaldır, birlik kutsaldır, kardeşlik kutsaldır, yurt savunması kutsaldır... İnsanlığı, birliği, kardeşliği, yurt savunmasını öne aldıysak, bir düşünün; insanlarımız arasına nifak sokuluyor mu, sokulmuyor mu? Kutsallarımıza hakaret ediliyor mu, edilmiyor mu?
İşte PKK saldırıları ve işte PKKnın itibar gören uzantıları! Kimi Mecliste, kimi basın-yayın organlarında... Diledikleri gibi PKKnın tezlerini savunuyorlar... Bu olanlar kutsal ı dinamitleme değil midir?!
1015ten 2015e... 1000 yıl sonrası, o tarihin şartları içindeki istenmeyen olaylar hakkında, bugünün şartları içinde, bizi tek taraflı kabule zorluyorlar: Hem insanlığımıza, hem kardeşliğimize, hem yurt savunmamıza saldırıyorlar.
Ve birileri 1915: Ermeni Soykırımı diye kitap dahi yazabiliyorlar... Basın-yayın organlarında fikir hürriyeti adına PKKnın da, Taşnakçılığın da çarşaf çarşaf propagandasını yapabiliyorlar!
Bunlar, içimizdeki şeytanların iğvası, provokasyonu değil mi Tayyip Bey!
Siz tedbirinizi söyleyin!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.