PKK için kötü bir son hazırlanıyor!
Genelkurmay Başkanlığı dün PKK'ya yönelik operasyonlarla ilgili net bilgi ve görüntüler yayınladı. 1 Aralık'ta dar ölçekli nokta operasyonla başlayan, 16 Aralık'ta elli savaş uçağıyla kapsamlı hava saldırısına dönüştürülen, 22 Aralık'ta yirmi savaş uçağıyla devam edilen, dün yeni bir saldırı ile kendini gösteren, hava saldırılarına kara operasyonları ve sınırda olağanüstü önlemlerle destek verilen, Kandil başta olmak üzere PKK'nın kullandığı her yeri hedef alan, anlık istihbaratla ani baskınlar şeklinde yürütülen, önümüzdeki haftalarda genişleyerek/şiddetlenerek devam edeceği anlaşılan bir askeri müdahale süreci yaşanıyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı George Bush arasındaki son telefon görüşmesi, 5 Kasım'da varolan mutabakatın devam edeceğinin göstergesi. O görüşmeden hemen sonraki tüm analizlerde, bu sefer farklı bir işbirliğinin söz konusu olduğunu, bunun öncekiler gibi oyalama olmadığını, PKK'nın tasfiyesine karar verildiğini vurgulayarak, atılması beklenen adımları madde madde sıraladım. öyle de oluyor.
PKK bir kart iken tasfiyesine karar verilen bir malzemeye dönüştürüldü. ABD, Türkiye, Irak, İran ve Suriye aynı fikirde. Bütün bu ülkeler, Bağdat kısmen hariç, aynı operasyonun farklı boyutlarında rol üsleniyor. Ortak kanaat örgütün dağıtılması. öyle de oluyor. Dağ kadrosu yok edilip, silahsızlandırılıp tehdit ortadan kaldırılacak. Garip biçimde, bugünlerde bütün bu ülkelerin çıkarları ilk kez aynı konuda örtüşüyor.
Askeri operasyonların niteliğine, uygulanan taktiklere ve hedeflere odaklanmadan önce bu aşamaya gelinmesini sağlayan süreci ve çok ciddi siyasi başarıları görmemiz gerekiyor. Tabi bu kapsamlı politikayı oluşturanların, olgunlaştıranların ve bu amaçla yoğun diplomasi trafiğini yürütenlerin katkılarını unutmamak gerekiyor. Şimdi, her biri birer yazı konusu olan bu gelişmelerden bazı notlar aktaralım:
Türkiye bölgenin Washington'ı oldu!
1- Türkiye ile ABD, Irak işgali sonrası ilk kez PKK konusunda bu kadar ciddi bir işbirliği imkanı yakaladı. İşbirliğinin boyutu “anlık istihbarat paylaşımı”yla sınırlı değil. PKK'ya karşı işbirliği Suriye ve İran'ı da kapsıyor. Bunu sağlayan Türkiye oldu.
2- Irak Parlamentosu'nda yapılan Kerkük oturumundan sonra Kerkük'teki referandum ertelendi. Bu, büyük oranda Türkiye'nin girişimiyle oldu.
3- Tanıma dışında K. Irak otoriteleriyle yakınlaşma sağlandı. Belki operasyonlardan hemen sonra, o günün şartları uygun olursa, Türkiye'ye davetler söz konusu olacak.
4- Türk-Kürt geriliminin Türkiye-Irak gerilimine dönüştürülmesi engellendi. PKK'nın Türkiye-ABD arasında kriz olmasının önüne geçildi.
5- İki ay süren çok ciddi bir uluslararası süreç işletildi. Türkiye hem PKK konusunda hem de diğer meseleler konusunda bölgenin Washington'ı haline geldi.
6- PKK'nın siyasi desteği kesildiği gibi PKK üzerinden hesap yapanlar kaybetti. PKK söylemlerini dinleyecek ve açıktan savunacak bir güç kalmadı.
7- Irak yönetimi, Türkiye'nin operasyonunu egemenlik ihlali olarak göremeyecek hale getirildi. Aynı şekilde Irak kamuoyunun tepkileri önlendi.
8- Türkiye, bir asker bile sokmadan Irak'taki dengeleri değiştirecek güce erişti. Mesela Şii-Kürt ittifakı zayıfladı. Bölgesel aktörler PKK'yı izole etmeye yönelik harekete geçirildi. Barzani ile PKK arasındaki bağların zayıflatılması hedeflendi.
9- Barzani'nin Pan-Kürdist söylemini etkisizleştirmeye yönelik çabalar harcandı. Türkiye bir yandan Barzani temsilcileriyle görüşürken diğer yandan Barzani muhaliflerini Ankara'da ağırlamaya devam etti. Türkiye, işbirliği yapmaması durumunda Barzani'nin otoritesini sarsacak güce ulaştı.
10- Bu süreçte, Türkiye ile işbirliği yapan ABD'nin tek kazancı Kuzey Irak'taki istikrarın korunması oldu. çünkü Irak'ta tek istikrar bölgesi burası ve ABD'nin tek “zafer”i de bu. Olası istikrarsızlık Washington'ın Irak'taki siyasi iflasının pekişmesi anlamına gelecekti.
11- ölçek büyüterek sorunların üzerine gitme stratejisi uygulayan Türkiye'nin hedefi PKK, Barzani değil. Ama ileride aynı tehdit Barzani üzerinden gelirse, bu sefer Barzani iktidarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilir.
Bir kaç başlıkla özetlediğim siyasi sürecin aslında çok daha dikkat çekici, geleceğe ışık tutan ayrıntıları var. Şimdilik hedef PKK'nın tasfiyesi. Türkiye, ABD, İran ve Suriye'nin Bağdat'taki merkezi hükümetle aynı kararlılıkta olması dikkat çekici. Bu ilk kez oluyor.
PKK'nın şiddeti esas alan kadroları etkisizleştirilecek, zayıflatılacak, tasfiye edilecek, örgütün kısa ve orta vadede tehdit olmasının önüne geçilecek. Bu şiddetten beslenen, ona göre politika belirleyen DTP kadroları aynı teste tabi tutulacak. Silahsız, öcalan'sız yeni bir temsil mekanizması oluşturulacak. Kürtleri temsil yetkisi verilmeyen sessiz çoğunluğa temsil kanalları açılacak.
İşte bu aşamaya gelindikten sonra askeri operasyon başladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.