Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Güvendiğimiz duvarlar yıkılırsa

Güvendiğimiz duvarlar yıkılırsa

Bizim toplumumuzda komşu kendimizden bildiğimiz, inandığımız ve güvendiğimiz kişidir. Bir kaç günlüğüne evden çıkacak olsanız, çocuklarınızı akrabalara ya da komşulara emanet edersiniz. Gözünüz arkada kalmaz çünkü onlardan bir zarar gelmeyeceğine inanırsınız. Çünkü komşu sizin namusunuza göz dikmez, ihtiyacınız olduğunda yardım ve destek vermekten kaçınmaz. Nevin Yıldırım'ın kocası da öyle yapmıştır. İki çocuğunu ve eşini köylüye emanet etmiş ve ailenin geçimi için uzak diyarlara çalışmaya gitmiştir. Ama beklenenin aksine, adamın hem akrabası hem de komşusu olan bir kişi, kendisinin köylüye emanet ettiği eşine taciz etmeye kalkmıştır.

Adam kadının çaresizliğini fırsat bilerek, silah zoruyla uzun süre tacizlerini sürdürmeye devam etmiş... Kadın, "adın çıkacağına canın çıksın" sözünün kendisi için ne kadar büyük bir yıkım olabileceğini bildiğinden meramını kimselere anlatamamış. Ama küçük yerleşim birimlerinde hiçbir şey gizli kalmaz. Komşunun evinde ne pişiyor kim gelip gidiyor hemen yayılır. Bu da öyle olmuş ve kısa sürede kadının adı çıkmış. Gelin görün ki, gurbete giden adamın emanet etiği bu kadına kimse sahip çıkmamış. Bırakın öldürmeyi, şiddetin hiçbir türünü tasvip etmemiz mümkün olamaz ama burada kadını çaresiz bırakan yakınlarının hiç mi suçu yok? Çaresizlik ne kadar kötü... Elbette kadın haklarını hukuki yollardan arayabilirdi. Ama bizim insanımızın zihninde, "iki gün yatıp çıkacak" anlayışı olduğundan çoğu zaman bu yola başvurmayı tercih etmiyor. Bu nedenle insanlarımızı haklarını hukuki yoldan aramaları konusunda bilinçlendirirken, ağır suç işleyen mahkumların hak ettikleri cezayı alabilmeleri için de kanuni değişikliklere gidilmesi gerekir.

Kadın ne yapabilirim diye düşünürken bir de tecavüzcüsünden hamile olduğunu öğreniyor. En son tecavüzcüsü ile tartışıyor ve adamı öldürüyor ama bununla da kalmayıp, öldürdüğü kişinin kafasını kesip köy meydanına bırakıyor. Bu olay öncelikle bizlere, kültür, inanç ve değerlerimizin ne kadar zayıflatıldığını ve güven duvarlarımızın bir bir yıkıldığını gösteriyor:

1- Toplumumuzda namus kavramı sadece kadına atfedilir. "Erkek, zamparalık yapabilir, bu önemli değildir, nasıl olsa evine dönecektir" diye düşünen insanımız aynı şeyi kadın yaptığında yerden yere vurur. Oysa Rabbimiz zinayı kadına da erkeğe de haram kılmıştır.

2- Küçük yerleşim birimlerinde kadınların adının çıkması hayatlarının bitmesi demektir. Kadın eğer adı çıkmışsa toplumdan soyutlanır, insanlarla bağı zayıflar, yuhalanır hatta uğursuz kabul edilir.

3- Bir kaç yıl öncesine kadar iş adamlarının, siyasetçilerin korkulu rüyası haline gelen şantaj medya aracılığıyla küçük yerleşim birimlerine kadar sirayet etmiştir.

4- Artık komşunun komşuya, akrabanın akrabaya güveni kalmamıştır. Kendilerini güvende hissetmeyen insanların ruh sağlığı günden güne bozuluyor. İnsanlar kendilerini bir tehlike çemberinin ortasında hissediyor ve en ağır suçları işlemekten dahi kaçınmıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Fatma Tuncer Arşivi