İmam Hatipten Terörist Çıkabilir mi?
Yoğun gündeme rağmen verdiğimiz sözü tutalım.
CHP Grup Başkanvekili ne demişti: İmam Hatipten de terörist çıkabilir
Milyonlarca imam hatipli arasından birkaç imam hatiplinin bulunması muhal bir şey değil!
Bu bir varsayım. Biz daha da ileri gidelim:
Müslüman bilinenler arasından da terörist çıkabilir!
Olur mu böyle şey demeyin, bunlar her zaman ihtimal dahilinde olan şeylerdir.
Ama bilinmelidir ki, bu tür konularda istisnalara göre değil, genele bakılarak hüküm verilir.
Başbakan da, Denizli konuşmasında bu genel görüntüye dikkat çekerek imam hatiplerden terörist yetişmediğine vurgu yapmıştır.
Eğer işi sayıya dökerseniz; CHPli Muharrem İncenin on tane imam hatipli terörist sayarım! iddiasına karşı, biri de çıkar: ben size on değil, bin tane imam hatipli olmayan terörist sayarım deyip önünüze uzunca bir liste koyar.
Bu tür tartışmayla bir yere varılmaz!
***
Öncelikle, terör ve anarşinin ne olduğuna bakmak, teröristlerin ve anarşistlerin nasıl ve hangi ortamlarda yetiştiği üzerinde anlaşmak gerekir.
Bu konuda mutabakat sağlanmadıkça, ortak çözüm bulmak mümkün olmaz.
Nereye baktığımız değil, nereden baktığımızdır önemli olan.
Bir Müslüman olarak bu meseleye baktığımızda ayetlerin, bunların neler olduğunu bize bildirdiğini görüyoruz. Şu ayete dikkatinizi verin lütfen:
Eğer, Hak (hakikat) onların keyfi arzularına tabi olsaydı, gökler, yer ve içindekilerin düzeni bozulur, mahvolur giderdi
(Müminun,71).
Ayette geçen Hak kavramı, varlıklar aleminin yaratıcısı olan yüce Allahın, hem evrenin düzenini belirleyen hem de insan eylemlerinin nasıl olması gerektiğini bildiren yasaları ifade eder.
İşte, Allahın bu yasalarına tavır almak; anarşidir, terördür.
Anarşist ve teröristler de, Allahın bu yasalarına tavır alanlardır.
Peki, böylelerinin hak ettiği karşılık nedir?
Onun cevabını da yine ayetten öğreniyoruz:
Allaha ve Rasulüne karşı savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuğu yaymaya çalışanların öldürülmeleri ya da asılmaları veya muhalefetlerinden dolayı ellerinin ve ayaklarının kesilmesi yahut bulundukları yerden sürülmeleri, sadece (adil) bir karşılıktan ibarettir.(Maide,33).
Acaba, Muharrem ince bu konuda meseleye nereden bakıyor?
***
Bu ayeti tefsir sadedinde, haber-i ahad da olsa Buhari ve Müslimin müştereken naklettikleri bir olaydan söz edelim.
Edelim ki, Müslüman olduklarını söyleyenlerin arasından da böyle teröristlerin çıkabileceği bilinmiş olsun.
Ukul ve Ureyne kabilelerinden bir grup Medineye gelerek Müslüman oldular. Ama buranın havasının kendilerine iyi gelmediğini söyleyerek hastalandıklarını bildirdiler. Hz.Peygamber (s.a.v)de, onları zekat develerinin bulunduğu otlak bir yere gönderdi ve hem beslenme hem de tedavileri için onlardan yararlanabileceklerini söyledi. Fakat onlar bir süre sonra sağlıklarına kavuşunca deve çobanını ağır işkencelerle öldürdüler, develeri de sürüp kaçtılar. Hz.Peygamber bunu haber alınca hemen arkalarına adam saldı, onları yakalattı ve çobana yaptıklarının kısas olarak uygulanmasını emretti.(Buhari,diyat,22; Müslim,kasame,9).
Ancak, bu olay üzerine Maide suresinin 33.ayeti nazil oldu ve Allah ve Resulüne isyan edip buyruklarına savaş açan ve böylece yeryüzünde anarşi çıkaran ve terör estiren kişilerin cezalarının ayette açıklandığı şekilde olacağını bildirdi. Böylece ayet, Peygamberimizin verdiği cezayı da kaldırmış oldu.
***
Demek ki, Müslüman görünen ya da bilinen veya Müslüman olduğunu iddia eden nice insan veya topluluklar da anarşist veya terörist olabiliyorlar!
Ama onların yaptıkları bu fiiller, foyalarını da hemen ortaya çıkarıveriyor!
Gerçek bir Müslümanın bunları yapması düşünülemez.
Yapıyorsa eğer, Müslümanlıkla, İslamla alakası yok demektir.
İmam hatipte de okusa, medresede de okusa bu böyledir.
Çünkü Allah, Kuran-ı Kerimde haksız yere cana kıymayı haram kılmış, cezasının ebedi kalınacak cehennem olduğunu bildirmiştir.(Nisa,93).
Aynı şekilde haksız yere bir kişiyi öldürmeyi bütün insanlığı öldürmek, bu kişiyi kurtarmayı da bütün insanlara hayat vermek olarak kabul etmiştir.(Maide,32).
Şunu unutmayalım ki Müslüman; Eli ve dili ile başkalarına zarar vermeyen ve şerrinden emin olunan kimsedir.(R.Salihin, c.3, S.103, H.No.1541).
***
Şayet, CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, bu değerlere sahip insanların var olmasını istiyorsa; Allah ve Rasulünün buyruklarına kulak vermeli, dindar bir neslin yetişmesine engel olmaktan hem kendisi hem partisi vazgeçmelidir.
Aksi halde, Allaha ve Rasulüne savaş açanlarla aynı konuma düşmek tehlikesinden kurtulamaz
twitter.com/parlakturk
Facebook.com/vaktulemin
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.