AK Parti kapatılmayacak
Bir ay önce yazdığım yazıda, AK Parti'nin kapatılmama ihtimalinin yüzde 1 olduğunu, ama bunun da bir ihtimal olduğunu belirtmiştim. Şimdi, AK Parti kapatılmayacak diyorum.
Beni böyle kesin bir hükme sevk eden, CHP lideri Sayın Baykal'ın son bir haftadır yansıttığı "AK Parti çoktan kapatıldı" havasıdır. Sayın Baykal; "Birileri giderayak Türkiye'yi karıştırmak için ellerinden geleni yapıyor. Ergenekon soruşturmasıyla kriz ve terör ortamı hazırlanıyor. Yeni bir döneme doğru gidiyoruz. Bu işler böyledir. İktidarlar gelir ve giderler. öyle anlaşılıyor ki, Türkiye'de bir iktidar dönemi değişimi dönemine girilmiştir..." diyor.
Sayın Baykal, anlaşılan emekli iki orgeneralin tutuklanmasından sonra, bir yerlerden haber almış, kendisine "hiç merak etmeyin, AK Parti'nin kapatılması artık kesinleşti" denmiş. Belki de hissiyatla, bir ilk tepki olarak böyle denmiş de olabilir. Bense, tam tersini düşünüyorum, gelinen nokta itibarıyla artık AK Parti kapatılmayacak, kapatılamayacak.
çünkü bu saatten sonra AK Parti'nin kapatılması tam bir yargı intiharıdır. Kapatma kararı, bütün dünyada "statükonun yargı yoluyla intikamı" olarak ilan edilecektir. Hiçbir ülkede yargı, böylesine bir töhmet altında adaletin aracı olamaz. Türkiye, uluslararası alanda güven ve itibar kaybına uğrayacaktır. Bunun acısını ve mahcubiyetini en çok büyükelçilerimiz, konsoloslarımız yaşayacaktır. Halkın tek başına iktidara getirdiği bir partinin, seçim olmadan ve inandırıcı deliller ortaya konulmadan mahkeme yoluyla kapatılmış olması, ekonomik istikrarı da bitirecektir. Kaosun kapıları ardına kadar açılacak, "kurt, dumanlı havayı sever" diyerek, iyi saatte olsunlar, tıpkı 28 Şubat sürecinde olduğu gibi durumdan vazife çıkaracaklardır. Milletvekilleri yeni oluşumlar için pazarlık konusu olacaktır. Bu ülke bu kadarını kaldıramaz. Baskı da görseler, tehdit de edilseler hiçbir mahkemenin üyeleri, tarihe bir yıkımın sorumluları olarak geçemezler, geçmeyeceklerdir.
Ergenekon davasıyla ilgili gelişmeler, AK Parti'nin kapatılmasını imkânsız kılmaktadır. Bilhassa eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi özkök'ün devreye girmesi, davanın seyrini değiştirmiştir. Artık işin şekli değişmiştir. Ergenekonculara kol kanat germek isteyenlerin kolları, kanatları kırılmaya başlanmıştır. Kamuoyu uyanmıştır.
Yargı, ilk defa bir darbe hazırlığını gündemine almıştır. Medyanın bir bölümü ve CHP yönetimi, bu konuyu önce görmezden geldi, sonra sulandırmak istedi. Artık ister istemez gerçekleri konuşmak ve yazmak zorunda kalacaklar. Mahkeme safahatı başladığında, darbeciler de, onları korumaya çalışanlar da çok zor durumda düşecekler.
Bu yeni dönem, ülkemizin, insanımızın hasret kaldığı demokratik şuurlanmanın arttığı günler olacaktır. Demokrasinin kıymeti tartışılmaz hale gelecektir. Devlet içinde, hukuk dışına çıkarak darbe heveslerine kapılma dönemi sona erecektir. Birtakım muhteris siyasiler, darbecilerde bir güç vehmederek onlara doğru yamulmayacak, gizli kapılar ardında birbirlerine bakanlık koltukları ikram etmeyecekler, ark altından bostan bağışlamayacaklardır... Herkes, milletin reyi dışında başka kapı aramayacak, iktidara gelmenin tek yolu olarak millet iradesini esas alacaktır.
AK Parti kapatılmayacaktır. Bir kâbustan uyanan Türkiye, demokrasi, refah ve kalkınma yolunda yeni bir ivme kazanacaktır. Kimilerinin tahriklerinin tam aksine, yaralı bırakılmış Tayyip Erdoğan, bir hesaplaşma ve intikam peşinde asla koşmayacaktır. Yaşanılanlar, Sayın Erdoğan'ı ve arkadaşlarını daha hoşgörülü ve uzlaşmacı yapacaktır. AK Parti yöneticilerinin, başta Sayın Başbakan olmak üzere; herkesi kucaklamanın, yanlış anlamalara sebebiyet vermemenin ve empati yapmanın önemini şimdi daha iyi anladıklarına eminim.
AK Parti kapatılmayacak, Türkiye kendisine yakışan hamleler için yeni bir döneme girecektir. Buna sadece bizim değil, bölgemizin ve uluslararası sistemin de ihtiyacı var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.