Ergenekon'un CHP'si
Cüneyt ülsever iki gün boyunca köşesini yanlış bir hükmü temellendirmeye ayırdı. İddianame'de "darbe" sözcüğünün geçmemesini, "Ergenekon örgütü"nün "terör örgütü" olarak nitelenmesini, işin darbeyle ilgili kısmının "çökmesi" olarak yorumladı.
ülsever'in vardığı bu hükme ulaşabilmek için, Başsavcı'nın sıraladığı sevk maddeleri arasında yer alan "askeri itaatsizliğe teşvik" suçunu, "darbe" dışında bir vesileye bağlamak lâzım. Ne yani, sabah içtimaından sonra mıntıka temizliği yaparken birilerinin askerler arasında "sigara izmaritlerini toplamayın" diyerek giriştiği kışkırtmadan mı bahsediyor, iddianame? "Askeri itaatsizliğe teşvik suçu"nun, diğer sevk maddesi olan "cebir ve şiddetle hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" amacıyla işlenmesi "askerî darbe" dışında ne anlama gelebilir? Yoksa kanunlarda "coup d'état" diye bir tabir mi var, savcıların kullanmadığı?
"Terör mü, darbe mi?" sorusu, Ergenekon davasını daha başında sulandırmaya çalışan demagojilerden biri. Bu sorunun bir tek doğru cevabı var: "Darbe için terör". Bu hatırlatmayı "terör" kelimesi hakkında bilgileri tazeleyerek yapalım. "Terör" siyasî amaçlar için girişilen kitlesel şiddet demek. O zaman terör söz konusu olduğunda hemen bir siyasî amaçtan söz etmeliyiz. Ergenekon da, savcılığın dayandığı sevk maddesinde olduğu gibi "hükümeti ortadan kaldırmak veya iş yapamaz hale getirmek" için, yani darbe yapmak kastıyla şiddet eylemlerine girişen, üstelik bu darbeyi "askeri itaatsizliğe teşvik" ederek, yani orduyu kullanarak "bir askerî darbe" olarak planlayan bir terör örgütü.
Aynı muhakemeyi tutuklu paşaları savunmak için Deniz Baykal da yürütüyor. "Ergenekon terör örgütü"nü, iddia edilen vahim suçları göz ardı ederek CHP, bütünüyle savunmaya ve yargı süreci üzerinde siyasî kontrol kurmaya çalışıyor. Hürriyet'in "sistematik sulandırma stratejisi", Ertuğrul özkök'ün bugünkü yazısında koyduğu ihtiyat payının gösterdiği üzere geriye çark etmeye müsait. Bir sanık ifadesinde yer alan "Agarta fantezisi"ni, bütünüyle davayı nitelemek ve sulandırmak için manşete taşımak, gazeteyi itibarsızlaştıracak bir çürütme taktiği.
Herkesin aklını başına alması lâzım. Ortada kokusu bütün mahalleyi kaplamış bir cenaze var. Ergenekon artık öldü. ölüsünden bile korkmak veya diriltmeye çalışmak yerine, defin merasimine usulünce herkesin katkıda bulunması lâzım. Ergenekon bir darbe organizasyonu ve bu amaçla suç makinesine dönüşmüş bir terör örgütü olmanın ötesinde Soğuk Savaş yıllarına özgü özel harp örgütünün vârisi. Genelkurmay Başkanı'na suikast düzenleyecek kadar çizmeyi aşmış bu örgüt, emekli generallerin ve sivil unsurların elinde bir iktidar oyuncağına dönmüş. CHP kurmaylarının giriştiği savunma, bu suç örgütünü sahiplenmeye yönelik en umutsuz, ama en dramatik çaba. Benzetmemi tekrarlamalıyım: DTP ile PKK'nın ilişkisi ne ise, CHP ile Ergenekon'un ilişkisi de aynısı. CHP, kendisine bir terör örgütünün legal uzantısı olma misyonu biçiyor. üstelik bu parti, kontrgerillayı ilk defa gündeme getiren Bülent Ecevit'in, Süleyman Genç'in partisi.
Baykal'ın sulandırma stratejisine demagojik katkılarını teşhir etmenin ve belki de CHP'yi devlet içindeki terörü himaye eden bu berbat durumdan kurtarmanın basit bir çaresi var. Bütün NATO ülkelerinde 1990'larda tasfiye edilen İtalya'daki Gladio benzeri gayri nizami savaş örgütlenmesinin Türkiye'de devam ettiğini hepimiz biliyoruz... Ergenekon'un Türk Gladio'su olduğu iddiası, kanımızı donduran ciddi bir iddia olarak bu davanın en önemli konusu olarak karşımızda duruyor. Ergenekon davasından, bu örgütün tasfiyesini bekliyoruz. İşlenen suçlarla ilgili yargılama devam ederken, tıpkı diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bir Meclis Komisyonu'nun bu örgütlenmenin peşine düşmesi gerekmez mi? CHP'nin böyle bir komisyona katkıda bulunarak, tarihsel olarak üstlendiği "kontrgerilla davası"nı sürdürmesi doğru olmaz mı? CHP'nin turnusol kâğıdı işte bu. Hadi diyelim ki Baykal'da umut yok. CHP'yi battığı Ergenekon batağından çıkaracak, böylece bu partinin gelecekteki iddiasının sahibi olacak bir yiğit adam yok mu?
CHP'nin titremesi ve kendine dönmesi lâzım. çünkü Ergenekon CHP'yi de beraberinde toprağın derinlerine doğru çekiyor.