Başbakanın samimiyeti
Orta yaşı biraz geçtim. Kaçınılmaz sonun yazı bitmek üzere, sonbahar yakın.
Çocuk yaşımdan beri bu dünyadan hiç bir beklentim olmadı. Dünyaya; balıkların aldandığı kırıntılar kadar dahi aldanıp sahiplenmedim şükürler olsun.
Ülkemin son kırk yılına; okuyarak yaşayarak, çalışarak ve yazarak çok canlı ve çok yakın şahitlik ettim.
Bu kırk yılın on senesi de zinde güçlerin değil, milletin Başbakanı Erdoğan ile geçti. Sadece son on yıl mı? Hayır değil elbet.
Aynı kuşak ve aynı inanç çemberinde olmamız hasebiyle, MSP gençlik kollarından itibaren Akıncılar ve MTBBdeki yıllarımız da son kırk yılın içerisindedir.
*
Kongrede konuşurken söylediği bir cümle vardı. Annem beni balkonda beklerdi dedi. Evet öyleydi.
Hepimizin ailesi; sıcak, soğuk demeden balkonlarda bekliyordu. Gece karanlığında yüzümüzü görmeden yürüyüşümüzden bilerek başlarını yastığa koyuyorlardı.
Bugün iktidarda olanlar ve destekleyenler, sadece İstanbulda değil, Türkiyenin her yerinde partide (MSP) Akıncılar ve MTBBde ülkemiz ve milletimiz için gecelerini gündüzlerini harcarlardı.
Özellikle kış gecelerinde bu toplantılar uzun sürünce, ağabey konumunda olanlardan biri uyarırdı.
- Haydi bakalım arkadaşlar, vakit geç oldu. Evlerinize gidin, aileleriniz uyumamış, sizleri bekliyorlardır derdi.
Bu uyarı üzerine Komünistlerden korunarak, Ülkücülere selam vererek evlere giderdik. Bizim ideolojimizde; anarşiye, kavgaya, kamplaşmaya yer yoktu.
Sezai Karakoçun şiiri o yıllarda da okunurdu. Aşık Veyselin uzun incesi okunurdu. Mevlana, Yunus, Akif ve Necip Fazıl ise insan olma yasamızdı.
Yani Başbakan kongre konuşmasında okuduğu şiirleri, kırk yıldır okur ve kendisini o şiirlerde bulurdu.
Esasında yazıya başlarken bunları söylemeyecektim. Laf aldı başını gitti.
¥
Başbakanı dinlerken, yanımdakiler ağlamama bir anlam veremezler diye dişlerimi sıkarak dinledim. Ne sesim çıktı ne soluğum.
Konuşmasının bütünündeki samimiyetine ağladım. Geçmişteki samimiyetinden hiçbir şey kaybetmediğini zaten biliyordum ama bütün dünyanın önünde aynı samimiyeti sergilemesi çok mükemmeldi.
Alnı secdeli bir insanın, Tayyip Erdoğanın bu samimiyetinden şüphe edeceğini düşünemiyorum.
Çünkü alnı secdeye giden bir insan, Müminler kardeştir ikaz, emir ve tavsiyesine inanır ve iman eder.
Bunu söylerken, yalnızca Türkiyeyi kastetmiyorum. Tüm İslam dünyasının halklarını da halkaya dahil ederek söylüyorum.
Hatta alnı secdeli olmadığı halde temiz karakterli aklıselim sahibi insanlar da Tayyip Beyin samimiyetine inanıyor.
Yüzyılda gelebileceğimiz bir noktaya, Allahın lütfu, merhameti ve şefkatiyle, 10 yılda geldik. Hem de ne gelme. Hamdolsun.
Seksen yıldır durmadan ülkenin çarklarını kendilerine döndürenlerin hesapları döndü. Keser döndü, sap döndü, gün geldi hesap döndü.
Ez cümle; geçmişini bilmeyenler geleceği okuyamazlar. Tayyip Erdoğandaki samimiyetin bütünü, geçmişini bilerek geleceği okumasında ve sahiplenmesindedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.