Savaş ya da barış!
Bölgede savaş rüzgarları esiyor..
Elbette Barış daha iyidir.
Barış Allahın (cc) bir diğer adıdır.
İslam esasen Barışa giden yoldur..
İslam insanın aklı ile vicdanını barıştırmak, insanı insanla barıştırmak, insanı tabiatla barıştırmak, özetle fıtratı ile barıştırmak için gönderilen bir dindir. Bu 3 barış bizi Allahla barışa götürecektir.
Değilse insan Allahla savaştadır.
Eğer birileri insanların malları, canları, namusları, akılları ve inançları, nesillerini tehdit ediyor ve açık-yakın bir tehlike oluşturuyorsa, o zaman savaş vacib olur..
Suriye hükümeti kendi halkına karşı bir katliam uyguluyor.
Yetmiyor, Türkiyeye karşı teröristlere destek veriyor, o da yetmedi, Türkiyeye karşı filli tecavüzde bulundu.
Nasıl düşürüldüğü tam bilinmemekle birlikte bölgede bir uçağımızı kaybettik..
İşte bu bardağı taşıran son damla oldu..
Sınır bölgesinde 10.000den fazla sivil Türkiyeye geçmek için bekliyor.
Peşlerinde ise Muhaberat ve Şebbiha çeteleri..
Havadan ve karadan vuruluyorlar..
Hiç kimse bu katlima ilgisiz ve sessiz kalamaz..
Esed için artık yolun sonu.
Ya ölü ele geçirilecek, ya teslim olacak kendi ülkesinde yargılanacak ya da ülkeyi terkedecek, sonu Uluslararası Ceza Mahkemesi olacak..
Meclis gizli oturumda tezkere olayını görüştü ve yetkiyi aldı.
Her an bir harekat gündeme gelebilir.
Süre bir yıl.
Kapsama alanı, ihtiyaç duyulan her yer.
Yani sadece Suriye değil..
Ülke güvenliğinin gerektirdiği her yer..
Bu bir savaş ilanı değil.
Türkiye seferberlik ilan etmedi. Herhangi bir ülkenin toparğını işgale filan da hazırlanmıyoruz.
Söz konusu olan, Türkiye sınır boyunda 20 kilometrelik bir alanın güvenli bölge ilan edilmesi, buradan sızmaların ve saldırıların önlenmesi, terör örgütlerinin kamplarının dağıtılması ve çok daha önemli olan bir diğer konu ise, sığınma ihtiyacı içindeki Suriyeli sivil halkın sığınacağı ve kendilerine insani yardım, sağlık, barınma ve iaşe yardımının yapılacağı bir koridorun oluşturulması.
Türkiyeye gelen Suriyelilerin sayısı 100.000 sınırına yaklaştı..
Bundan sonra yapılması gereken Suriye sınırında güvenli bölge oluşturmak.
Ve bu iş için fazla bir zaman da yok.
Aylardan Ekim.
Kasım ayında bölgede yağmurlar başlar..
Yağmur yağmadan, burada bir insanlık trajedisine maruz kalmadan, bu işin yapılması, barınakların hazırlanması gerekiyor.
Türkiye bu işi tek başına değil, İslam Konferansı ve Arap Birliği ile birlikte yapmalı.
Diğer ülkelerden insani amaçlı yardım ve destek vermek isteyenlere de kapı açılabilir.
Kampın yönetimi tamamen halk hareketinde olmalı..
Belki aynı güvenli bölgenin Ürdün sınırında da oluşturulması gerek ve burada oluşturulacak kamplardan, içeriye doğru, gıda ve insani yardım, sağlık desteğinin sağlanması gerek..
Kesinlikle bu bölgenin, aynı zamanda BMnin gözetiminde olması gerek..
Bu saldırının sorumluluğunu Suriye üslendi.
Bu önemli bir gelişme.
Anında cevap aldı ve orada bölge halkına karşı terör estiren Esed güçlerinin askeri kampı yerle bir edildi ve bölgede çatışmalar durdu.
Muhalefet bölgeye hakim oldu.
Şimdi Esed rejiminin bundan sonra atacağı adımı görmek gerek.
Muhtemelen Suriye yönetimi, kontrolündeki koridorları kullanarak Türkiye sınır boyuna askeri güç sevkedecek.
Bu da Esed güçlerinin Özgür Suriye Ordusu için kolay ve açık hedef olması anlamına geliyor..
Zaten artık çatışma Şam cıvarında sürüyor.
Halepi büyük ölçüde terkettiler.
Bundan sonrası için hem Türkiyenin, hem de Özgür Suriye Ordusunun bölgedeki teröre destek vermeyen Kürtlere, aynı şekilde Türk, Türkmen, Çerkezlere, daha doğrusu Esed rejiminde görev alan Kafkas kökenlilerin kazanılması ve korunması için dikkatli olmak gerek.
Yine Hıristiyanlar, bu kavganın dışında kalan sivil Nuseyriler ve Dürzi, Nuseyri bölgelerinin güvenliği konusunda da herkesin dikkatli olması gerek..
Dua ile savaş istenmez.
Savaş olmadan bulunacak bir çözüm elbette daha iyidir.
Ama eğer başka care yoksa, o zaman savaşmak, hak ve özgürlüklerin korunması için kaçınılmaz olur.
Sanırım gelinen nokta da burasıdır.
Şimdi gelişmeleri beklememiz gerek.
Kritik bir eşikteyiz.. Ekime hızlı girdik.
2012nin son çeyreği daha da heyecan verici gelişmelere tanık olabiliriz.
Dilerim gelecek günler, geçen günleri aratmaz.
Sonuçta duam o ki, inşallah hayrolur. Şimdi çokça dua zamandır..
Selam ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
çocuklarının veya neslinin yahudilerle evlenmesi durumunda karşı çıkmayacağını söyledi. pes yani! ancak bu kadar yağcılık yapılır ama emin olun bu sitede yorum yapan azgın takkiyeciler hiç utanmadan pişkince bizlere abd'ci,israilci,iran yönetiminede abd,israil düşmanı demeye devam edeceklerdir.
Yanıtla (0) (0)abd'ci,israilci derken bir taraftanda kendileri abd'ci ve israilci olmaya çalışıyorlar örneğin ahmedinejat son abd seyahatinde abd'li yetkililere abd ile iranın tarihi gerginliğe son vermeleri gerektiğini bunun için iranın önkoşulsuz müzakereye hazır olduğunu bildirdi. dönüp yahudilerede...
Yanıtla (0) (0)Nasilda her seyi ters yüz ediyorsunuz,hem suclu hem güclü.deccal ve süfyani kaybedecek.önceden bildirilmis.!kestiyiniz kafalarin hesabi sorulacak,süriyeyi siz cehenneme cevirdiniz,dostunuz israil icin,ele le vermissiniz.
Yanıtla (0) (0)Elbette barış!Amma velakin,savaş istemiyoruz diyenler bunu,öncelikle Türkiye'ye değil Suriye'ye anlatmalı/haykırmalı.Rusya alt taraftan altımızı oyuyor.Gemi yakında su almaya başlayacak gibi.İçerdekiler ise bu fırsatı kolluyor.İnşaAllah Suriye'deki yangın bizesıçramaz!Fakat büyüdüğüde aşikar.Slm
Yanıtla (0) (0)Ey Rabbimiz Ey Veliyyimiz senin mülkünde seni yok sayan kafirleri münafıklerı ve senin ayetlerine sırt çeviren haddını aşanları sana şikayet edıyoruz Rabbimiz onlari yok eyle geçmiş kafir kavimleri yok ettiğin gibi onlara karşi müminlara yardım et bize dünyada ve ahirette iyiliğini ver bizi aziz kıl
Yanıtla (0) (0)