Selektif ve oldukça çarpık hafıza
İki kollu araştırma. Eş zamanlı, farklı olduğu kadar aynı.
TBMMnin Darbeleri Araştırma Komisyonu Meclis çerçevesindeki çalışmalara, demokratikleşme çabalarına katkıda bulunmak üzere genel manada darbeleri inceliyor.
Bu çalışmalar sonucunda da özellikle de yakın geçmişteki darbe ve girişimlerinin ortaya çıkardığı sonuçlarla yaşamak zorunda kalan binlerce insana bir miktar deva olmayı hedefliyor. Komisyondan çıkacak kararlar çerçevesinde Meclis içinde gündeme getirilebilecek reform ve değişime de öncülük etmiş oluyor. Bugünlerde 28 Şubatın müsebbip ve mağdurları ile görüşüyor komisyon.
Yine Ankarada bir başka soruşturma daha devam ediyor.
Ancak bu, Meclistekinin aksine savcılık tarafından yürütülüyor.
Bu birinci gibi tavsiye niteliğinde değil.
Bilakis yaptırımı olan bir süreç zira olaya kriminal oluşum çerçevesinden bakıyor.
Yani dolaysız olarak cezai müeyyidesi olan bir inceleme.
Tansu Çiller birinciye henüz gitmedi, ama gidecek.
Savcılığa ifade vermiş bu hafta.
Ajanslara düşen haber şunları naklediyor:
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü 28 Şubat Soruşturması kapsamında ifade veren dönemin Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, ifadesinin ardından adliyeden ayrılırken gazetecilere Üzüntüyle görülüyor ki o dönemin hükümetinin özellikle Doğru Yol Partisi kanadı hedef seçilmiş.
Birinci amaç olarak Doğru Yol Partisini çökertmek olarak Batı Çalışma Grubu kapsamlı bir çalışma sürdürmüş.
Bunu yapmak için bu partinin genel başkanını o dönemde ölçülü ve doğrudan yıpratabilmek için her türlü haber ve her türlü imkanın kullanılması gerektiğini, birinci amaç olarak belirlemiştir dedi.
Olabilir, her partide bulunan ben merkezci sendrom DYPde de hakimdir de onun için o dönemdeki genel başkanı olarak bu şekilde değerlendiriyordur.
Oysa üzerinde biraz kafa yorulsa hemen ilk akla gelenlerden biri şu soru olur: DYPyi hedefe koymanın sebebi ortağı olduğu RP olmasın...
Biraz daha geriye gidin ve Refahla asla sözünün sloganlaşını bir hatırlayın.
En çok oyu almış birinci parti olarak Refah Partisinin vebali muamelesi gördüğü günleri canlandırın.
ANAP yüz çevirir, DYP Tansu hanımın ince sesinden Refahla asla der durur.
Burada maksat, yani bu işlerin arka planında, mutfağında ülkenin iplerini ellerinde tutan ve diledikleri gibi çekip çekiştirenlerin hedefi Refah Partisini marjinalize etmek, yalnızlaştırmak ve böylece de siyasi arenada dışarı çekmek değil midir....
Yoksa sistemle hiç bir sorunu olmayan, ideolojik yapılanmanın tam da merkezine düşen, bir merkez partinin nesini istemeyecek darbeciler.
Ta ki asla asla diyerek Kemalist rejime verdiği güveni bir anda yok ediveren bir hamleyle onun iç düşman gördüğü İslami rafta tutmak yerine hayatın içinde yaşayan müslümanlarla ortak olsun.
Bence hedef benmişim, benim partimmiş demeye getirerek gereğinden fazla önem atfediyor ki bu da biraz komik oluyor.
Ayrıca siyaset arenasında merkezdeki tek rakibi ANAPla hesaplaşmak için çift taraflı olarak çekilen kılıçların yanında gelen gözü dönmüşlüğe de hiç referans yapmıyor.
Bu arada itiraf etmeliyim beni daha çok eğlendiren başka bir şey daha söylüyor, Çiller, habere göre O dönem Genelkurmay Başkanına giderek 28 Şubat kararlarının geri çekilmesini istediğini anlatan Çiller, ancak Genelkurmay Başkanının buna sıcak bakmadığını ifade etti.
Bunun üzerine Başbakan Necmettin Erbakana giderek kuvvet komutanlarını görevden almayı ardından da erken seçime gitmeyi teklif ettiğini bildiren Çiller, Erbakanın böyle bir karar alınsa bile bunun Cumhurbaşkanınca onaylanmayacağını, Meclisten de geçiremeyeceklerini söylediğini anlattı.
Yani o yapacakmış da Erbakan hoca engel olmuş öyle mi...
Buna çok güldüm. Düşünüyorum da emri Hak vaki olmasa da hoca hayatta olsaydı bunları söyleyebilecek miydi Sayın Çiller...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.