Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Putin’in Osmanlı korkusu!

Putin’in Osmanlı korkusu!

“Putin, Suriye için Türkiye’den vazgeçmez” deniliyordu. Lakin iç gelişmeleri veya yoğunluğu bahane etse de Suriye konusundaki ayrılık nedeniyle Türkiye ziyaretini erteledi. Putin geleceğine Suriye uçağı geldi ve Türkiye şüpheli kargo nedeniyle Esenboğa Havaalanı’na indirdi. Ruslar bu davranışıyla Türklerin uçakta bulunan 17 Rus yolcusunu tehlikeye attığını açıkladılar. Onlar ise Esat’ı silahlandırarak 20 milyon Suriyeliyi her an ölümü ve tehlikeye atmıyorlar mı? Suriye halkını kanı bu kadar ucuz da Rus kanı bu kadar pahalı mı?



Bu durumda en baştaki tespit yanlış çıkmış oluyor. Akıl, Putin’in Suriye yüzünden Türkiye’den vazgeçmemesini gerektiriyor. Bu denklem doğru olmakla birlikte büyük denklem veya daha büyük fotoğraf daha farklı. Ya da akıl onu, tutku ise ötekini emrediyor. Rusya biliyor ki, Türkiye bölgesel ve hatta potansiyel olarak küresel bir aktör. Türkiye üzerinde Suriye’deki gibi bir nüfuza sahip olması mümkün değil. Bu Rusya’nın çapını aşar. Putin’in Türkiye’ye karşı soğukluğunu anlamak için şu sorulara cevap bulmak gerekiyor: Rusya, Türkiye’ye ve Suriye’deki rolüne nasıl bakıyor? Rusya Türkiye’yi, ilişkileri geliştirmeye müsait bir rakip veya rakip eksenin parçası olarak görüyor. Suriye’deki rolüne ise Yeni Osmanlı olarak bakıyor. Gassan Cevad adlı Lübnanlı gazeteci, Rusya’nın Suriye olaylarıyla ilgili en büyük kaygısının rejim değişikliği sonrasında bölgede yeni bir eksenin doğması ve bu suretle Türkiye’nin güçlenmesi olduğunu ifade ediyor. Putin, Suriye’de yeni Osmanlı’ya karşı mücadele ediyor. Bu noktada Beşşar, Putin’in ortağı. Zira Beşşar yeni Osmanlıcılık fobisini devrim sürecinden sonra değil, önce dile getirdi. O baştan beri Türkiye’deki ulusalcılara daha sıcak bakıyordu. AKP’yi zoraki ve geçici bir müttefik olarak görüyordu. AKP ile ilişkileri iyi olduğunda bile bunu söylüyordu. Lakin bir defa olsun İran kaynaklı yeni Safevilikten bahsetmedi ve endişesini dile getirmedi. Zira onun bileşenlerinden birisidir. Son olarak da Ahmet Davudoğlu, Faruk Şara formülünü diye getirince yine Osmanlı hazımsızlıklarını gündeme getirdiler. Türkiye’nin Osmanlı olmadığını ve Şam valisi atamadığını söylediler. Lakin kendisi halkına karşı savaşarak Safavi ve Çarlık işgal valisi pozisyonuna düştü.

•

Bugünkü Rusya, yeni Çarlığı ya da Bizans’ı temsil ederken İran, yeni Safevilik dalgasıdır. Gassan Cevad gibi Putin’deki Osmanlı ukdesini deşifre edenlerden birisi de Lübnanlı Ermeni asıllı yazar Sarkis Naum. ‘İran tes’a lakin en netaice gayri madmune’ başlıklı yazısında Putin’in Osmanlı ukdesi veya fobisini nazara veriyor. Sarkis Naum, Rusya’nın Beşşar Esat’ı histerik bir biçimde desteklemesinin gerisinde iki neden görüyor. Birincisi, Rusya doğalgaz ve petrol tekelini kaybetmek istemiyor. Suriye’de Esat rejiminin devrilmesi halinde bu ülke üzerinden yeni doğalgaz ve petrol yollarının ve güzergâhlarının geçmesi Rusya’nın tekelini kırıyor ve hayati çıkarlarını zedeliyor. Akdeniz’de de yeni keşfedilen doğalgaz ve petrol yatakları Rusya’nın iştahını kabartıyor. Zira Suriye rejiminin ayakta kalması bu sahaları birlikte işletmelerine veya ortaklık kurmalarına imkân verecektir. Katar veya Kuzey Afrika üzerinden gelebilecek yeni doğalgaz boru hatları Suriye yolunu kullanarak Türkiye ve Batı’ya ulaşabilir. Bu da Rusların çıkarlarını zedeler. Beşşar sonrasında ne İran ne de Rusya yeni rejimin veya Suriye halkının kendilerine dost kalacağına inanıyor.

•

Sarkis Naum’a göre Beşşar rejiminin devrilmesini istemeyen Putin’in ikinci nedeni ise, Yeni Osmanlı’nın dirilmesi korkusudur. Suriye üzerinden İslâmî hareketlerin faal olması da bu korkuyu azdıran ve tetikleyen nedenler arasında sayılıyor. Kafkaslar ve Balkanlar’da İslâmî hareketler de Ortadoğu’dan besleniyorlar. Çeçenistan’da tavsayan direniş bugün mekân değiştirerek ve renklenerek Suriye’ye kaymış durumda. Suriye’de mola verdiğinde yeniden Kafkaslar’a dönebilir. Putin bu dirilişi İran ekseni ile birlikte Suriye’de boğmaya ve tutmaya çalışıyor.

Çeçenler ise şimdilik Putin ile bulabildikleri cephede, yani Suriye’de hesaplaşıyorlar. Ardından hesaplaşma yeniden Kafkaslar’a ve Rusya’nın ön bahçesine ve can evine sıçrayabilir. Bölgede büyüme istidadında olan iki ülke var. Birisi Türkiye, diğeri Rusya. Arap Baharı, Türkiye’nin önünü açıyor; yeni, sağlam ve organik ittifaklar kurmasına imkân sağlıyor. Bu, Beşşar ve Putin’e göre yeni Osmanlı demektir ve Yeni Safavileri de yanlarına alarak bu dalganın önünü Suriye’de kesmeye çalışıyorlar. Gassan Cevad ve Sarkis Naum gibi yazarlara göre Yeni Çarlık veya Yeni Bizans, Safevilerle birlikte yeni Osmanlı’yı Suriye kapılarında durdurmaya çalışıyor. Peki! CHP’ye ne oluyor? CHP de Osmanlı’dan, yani atalarından korktuğu için İran ve Suriye rejimlerine çıraklık yapıyor. Soytarıların hepsi Türkiye’nin Suriye bataklığına saplandığını söylüyorlar. Türkiye bu bataklığı vaha haline getirecektir. Lakin İran, Rusya ve Hizbullah bu bataklıkta debelenecek ve boğulacaklardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
15 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi