Üniversitede okuyan başörtülü bir genç kız duygularını şöyle özetlemiş:

"İmam hatip lisesi çıkışlı olduğum için üniversiteye girerken katsayıya takılmıştım. Puanımın kırıldığını gördüğümde kendimi çok kötü hissettim. Düşünün iki yıl boyunca çalışıyor hayallerinize ulaşmak istiyorsunuz. Ama akla ve mantığa uygun olmayan bir gerekçe ile bütün hayalleriniz suya düşüyor. Neyse olsun istediğim bölüm olmasa da ona yakın bir yer kazanmıştım. Bunda da bir hayır vardır dedim ve okula devam ettim.

Ama inanın ki, başörtüsü sorunu fiilen kalkmış gibi görünse ve bizler şimdilik okullarımıza örtülü olarak girebilsek te, burada davranışsal olarak bir dışlanmaya maruz kalıyoruz. Sınıftaki arkadaşların büyük çoğunluğu kendilerini çağdaş olarak tarif ediyorlar ve dindarlara karşı tavır almış vaziyetteler. Hocaların çoğu da zaten bu insanlara düşünce bazında yakın olan kimseler. Bu kez doğrudan bir dışlama yapmasalar da, sınıf ortamında bakışlarıyla, tavırlarıyla gözleriyle tepki gösteriyor ve rahatsızlık veriyorlar. Ama olsun, bizler ne pahasına olursa olsun bu mücadeleyi sürdürmeye kararlıyız. Geçen gün diş hekimliğinde okuyan bir arkadaşımla dertleştik. O da aynı şeylerden muzdarip. Ona ablalarımız bizden daha ağır bedeller ödediler, ellerinden geleni arkalarına koymasınlar, bizler de kişiliğimizden hiç ödün vermeden bu okullarda okuyacağız..." dedim. Ama yine de kendi ülkemde böyle bir dışlanmayı hazmedemiyor ve inançlı insanların çok daha fazla çalışmaları gerektiğini düşünüyorum..." (Ş. Z)

Ne yazık ki, uzun yıllar, medya aracılığıyla dindar insanları, her türlü kötülüğün hamisi olarak tanıttılar. Bu propagandaları o kadar büyük bir şevkle yaptılar ki, bu toplumun bağrında doğup büyümüş çocuklar dahi bu insanları hayatlarından tecrit etmeye kalktılar... Son birkaç yıldır bütün dünyada oluşturulmaya çalışılan, İslamifobia' da bu düşünceyi pekiştirerek, yerli borazanların ekmeğine yağ sürdü...Artık öyle bir noktaya geldik ki, bu toplumun evlatları, başörtüsü takan namaz kılan insanlardan korkar hale geldiler. Çünkü yıllarca bu insanların, kendileri için tehlike oluşturacak varlıklar olduğunu söylediler.

Başörtüsü sorunu kısmen çözüme ulaşmış gibi görünse de, bu konuda yapılan çalışmalar beklentileri tam olarak karşılamış değildir. Ayrıca dolaylı yollardan da olsa dışlamalar devam ediyor. Okullarda başörtüsü ile okuyan kızlarımızın pek çoğu bu sorunları yaşıyor. Ancak burada bu çocukların dik bir duruş sergilemeleri ilmi akidevi ve ahlaki olarak Hazreti peygamberin yolunu takip etmeleri ve İslamı bu insanlarla tanıştırmaları gerekir. Gelebilecek tepkiler ne olursa olsun bu çocuklar okullarda da İslamın tebliğini yapmalı ve bu gençlere insanlığı öğretmelidirler.