Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Film değil gerçek

Film değil gerçek

Yoldayız... Kendimi şehrin gürültüsüne ve insanların sahte bakışlarına kapatıyor, iç dünyamda bir yolculuğa çıkıyorum. Bu bazen gerekli olabiliyor....Çünkü bizler çoğu zaman dışarıya odaklanmaktan kendimizi göremez hale gelebiliyoruz....Yol uzun ve yavaş yavaş ilerliyorum. Ancak tam da o sırada bir çığlıkla irkiliyor ve koşturan insanların gözlerine bakıyor bir şeylerin yolunda gitmediğini anlıyorum. Sonra yolun kıyısında iki adamın ellerindeki bıçakla birbirlerine saldırdıklarını ve ağza alınmayacak küfürlerle kavga ettiklerini görüyorum. Sonra küçük bir insan adası oluşuyor. Sırf merak ettikleri için orada bulunanlar da var, olup bitenleri anlamaya çalışanlar da...İnsanlar iki adamın vuruşmalarını bir komedi filmi seyreder gibi izliyor ve adete keyif alıyorlar...Aralarından biri ayırmaya çalışıyor ama yapamıyor, Sonra bir şekilde polisi arıyor. Polis gelinceye kadar adamların kavgaları devam ediyor. Sonra nasıl olduysa adamın biri aldığı bıçak darbesi ile yere yığılıyor. Diğeri ise savaşı kazanmış bir zafer edasıyla sallanarak aşağı doğru kaçıyor.....insanlar telaşla polisin gelmesini beklerken yanımdaki adama iki adamı birbirine düşüren şeyin ne olduğunu soruyorum. Aldığım cevap ilginç. Adam "ne olacak bacı otobüs beklerken sıra kavgası çıktı, bıçaklanan adam diğerinin önüne mi geçmiş ne" diyor. Malum yaşadığımız şehirde bu tür kavgalara sık sık rastlayabiliyoruz. Hastane sırası, ilaç sırası, ekmek sırası... derken hayatınız bitiyor... En değerli vakitlerimizin sıra kuyruklarında işgal edildiğini biliyorum da, "sıramı ihlal etti" diye bir insanı bıçaklayan ve hem kendi hayatını hem de bu insanın hayatını karartan bu adamın ruh halini anlamakta zorlanıyorum. Tamam bir anlık öfke ile bıçağı çıkardın, adamı öldürdün ya da yaraladın sonra ne olacak? Sen de belki uzun yıllar dört duvar arasında sıkışıp kalacaksın, eşinden çocuğundan işinden ve çevrenden mahrum kalacaksın. Bütün bunların da ötesinde alnındaki o kara leke ile yaşamak zorunda kalacaksın....Bir de ahretini kaybedeceksin....Bütün bunları düşündüğümde artık günümüz insanının üç önemli şeyi kaybettiğini görüyorum:

1_İnsanlarımız kul hakkı konusundaki hassasiyetini kaybediyor

2_İnsanlarımız öfkenin sonucuna odaklanamıyor ve öfkeyi şiddete çevirdiğinde kendini güçlü hissediyor.

3_İnsanlarımız muhakeme gücünü yavaş yavaş yitiriyor.

Bilinen bir gerçektir , güçlü insan rakibini alt eden değildir, öfkesini kontrol eden ve insanca bir davranış sergileyen kişidir...Bunu unutmayalım...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi