Bu haftaki kitabımız Nesil Yayınları’ndan bir roman. Yazarı Hüseyin Tunç. “Kayıp Renk” adını taşıyan roman, hayatın sorularına cevaplar yelkeni açan bir içeriğe sahip.

“Renkli hayatlar” ya da “hayatı renkli olanlar.” Belki ikisi arasında ne fark vardır, “renkli hayatlarla,” “hayatı renkli olanlar” aynı değil mi? denilebilir.
Evet ikisi arasında fark vardır.
Renkli hayatlar; gerçek olmayan ve özlenen hayatlardır. Medyanın, sinemanın, tiyatronun veya diğer görsel ve sesli araçların sunduğu “suni renklerden” oluşan hayatlardır.
“Hayatı renkli olanlar” ise kişilerin kendilerinin bildiği renklerden oluşan güzelliklerle dolu hayatlardır.
“Hayatı renkli olanların” yaşadıkları, ulu orta herkesle paylaşılacak “renkli hayatlardan” değildir. Özeldir ve dar dairede yaşanır.
Eserin yazarı, romanı bu çerçevede kaleme almış. İnsanları, ulaşılması mümkün olmayan suni renkli hayatlardan çekip, herkesi kendi renkleri içerisindeki kendi hayatlarına buyur etmiş.
Kayıp renkler suni renklerdir. Kayıp olmayan renkler ise kişilerin akıl ekseninde; “duygu, düşünce, fikir ve inanç” değerleriyle örülüdür.
...............................
Romanın yazarı Hüseyin Tunç’un kayıp olmayan renkli hayatından bir sahne aktarmak isterim.
Yazar lise çağlarında bir roman okur. Okuduğu romandan çok etkilenir ve hiç aklında olmayan bir işi yapmak ister.
Önce kaymakam, sonra vali ve sonrasına doğru devam eden bir hayat çizgisi üzerinde, devlete ve millete hizmet etmek ister.
Yalnız bu arzusunun gerçekleşmesi zordur. Çünkü endüstri meslek lisesinde okumaktadır.
Zinde güç 28 Şubatçılar, İ.H.L başta olmak üzere tüm meslek liselerinde okuyanların önünü keserek; ülke yönetiminde istemediklerini kamuoyuna deklare etmişlerdir.
Yazar tüm engelleri aşacağına inanarak, çok çalışır ve okulunu birincilikle bitirir. Hemen ardından İstanbul Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne kaydolur ve orayı da birincilikle bitirir.
Zinde güçlerin önüne çıkardığı tüm engelleri aşmanın mutluluğu ile kaymakamlık imtihanlarını başarır. Yazılı sınavları yine birincilikle kazanır.
Yazar başarısına başarı katar ama zinde güçlerin pes edeceği yoktur. Sıra sözlü imtihandadır.
Kamu yönetimi başta olmak üzere tüm resmi sorulara başarılı cevaplar verir. Hemen devreye özel sorular ve beden dilinin incelenmesi girer.
Özel amaçlı soruları da başarıyla halleder fakat; eli, yüzü, kibarlığı, munisliği, inançlı biri olduğunu haykırıp durur.
“Alkol bilmez, meyhaneden geçmez, dans etmez, küfretmez, kumar oynamaz.” Böyle birinden kaymakam olur mu? Olmaz tabi. Onlar da “olmaz” demişler zaten.
.............................
İşte bu romanın yazarı Hüseyin Tunç, imani ve insani değerlerinin beden diline yansıması yüzünden kaymakam olamamış.
Şimdi artık o bir yazar. Kendi renklerini kaybetmeden, kayıp renkleri yazmış ve hayatın sorular kadar, cevaplar da içerdiğine inananların öyküsünü kaleme almış.
Bilgi için; Nesil Yayınları 0212- 551 32 25