İnsanı en güzel şekilde yaratan, onu terbiye etmek için vahiy ve peygamber gönderen Rabbimiz, bize şahdamarımızdan daha yakın olduğunu vurgulamaktadır.

Bizlere bu kadar yakın olan Allah, bizim de kendisine yakınlaşmamız için yarattığı her nimeti bize musahhar kılmıştır.

Kur’an, güneşin, ayın, yıldızların, okyanusların ve hayvanların insanın hizmetine verildiğini ifade eder.

İnsana düşen görev, efendisi haline getirildiği kainatın nimetlerini yaratılış anlam ve amacına uygun olarak kullanarak Allah’a kul olmaktır.

Bu görevin sorumluluk bilinciyle hareket eden insan, kendisine şah damarından daha yakın olan Rabbine yakınlaşmaya başlayacaktır.

Bu bilinçten yoksun olanlar ise, kendinden ve Rabbinden uzaklaşarak hayatın anlam ve amacını kaybedecektir.

Çünkü insan hayatına anlam veren Allah’tır.

Allah’ın insan hayatı için belirlemiş olduğu bütün ölçüler insanın mutluluğu içindir.

Bu ölçülere uymamak, konulan sınırları aşmak, verilen nimetleri anlam ve amacına aykırı kullanmak Allah’a değil, bizzat insanın kendisine zarar verir.


İnsanın emrine amade kılınan her bir nimet gibi insana emredilen her bir ibadet de onu Rabbine yakınlaştırmak içindir.

Geçen hafta içerisinde yerine getirmiş olduğumuz kurban ibadetimiz de bizim Allah’a yakınlaşmamızın bir vesilesiydi.

Emredilen bütün ibadetlerde olduğu gibi kurban ibadetinin de bir hikmeti ve amacı vardır.

Kur’an, kurban ibadetinin hikmet ve amacını Hac suresinin 36 ve 37. ayetlerinde şu şekilde açıklar;


“Hayvanların kurban edilmesine gelince; Biz onu sizin için içerisinde nice hayırlar barındıran Allah’ın simgelerinden biri olarak ibadet kıldık...

Bu böyledir; zira, biz onları sizin emrinize amade kılmışızdır, umulur ki şükredersiniz.”
Onların ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşır; fakat sizden O’na ulaşan yalnızca O’na karşı gösterdiğiniz derin sorumluluk bilincidir. Böylece, onları size musahhar kıldı ki, size yol gösterdiğinden dolayı Allah’ın yüceliğini layıkıyla takdir edesiniz ve sen ey peygamber, iyileri ve kendilerini iyiliğe adayanları O’nun rızasıyla müjdele.

”
Bu ayetler, insanlıkla yaşıt belki de insanın yeryüzündeki ilk ibadeti olan kurbanın hikmetini, kurbanların et, kan ve derilerinde değil, manevi yönünde aramamız gerektiğini açıklıyor.

İnsanın eşya karşısındaki konumunu tespit ve tayin ediyor.

Hayata özne olarak yaratılan insanın kendisini eşya karşısında nesneleştirmemesi için dikkat çekiliyor.


Ülke Müslümanları olarak Rabbimizin bizlere vermiş olduğu nimetler ile kurban ibadetlerimizi emrediliş anlam ve amacına uygun olarak ifa etmeye çalıştık.

Kimilerimiz köylerinde eş, dost ve akrabalarıyla, kimilerimiz ikamet ettikleri şehirlerde arkadaş ve komşularıyla birlikte içten gelen bir coşkuyla ibadetlerini yaptılar ve bayramı hak ettiler.

Ahirete yakinen iman ederek yaşayan müminler bu bayramı da ahirete yatırım için bir fırsat bildiler.

Çünkü fanilikler diyarı olan dünya misafirhanesinde idrak ettiğimiz bayramlarımız ahitteki büyük bayramımız için bir prova niteliğindedir.

Müminler asıl bayramlarını cennette Rablerine kavuştukları zaman yaşayacaklardır. Malumunuz üzere o bayramında bir sonu olmayacaktır.

Kendilerini Allah yoluna vakfetmiş gönül erlerimiz, bu sorumluluk bilinciyle bayram öncesinden hazırlıklarını yaparak bayram süresince ülke içinde ve dışında ihtiyaç sahibi insanları önceleyerek koşuşturdular.

Ümmetin yetimlerinin yüzündeki bir gülümseme onların bayramı oldu. Efendimiz gibi bir yetimin başını okşayıp, onun sevincine vesile olmayı kendilerinin ve ailelerinin mutluluğunun önüne koydular.

Çeşitli vakıf ve derneklerimizin tabelası altında, sadece Allah’a duydukları sevgi ve O’nun rızasını kazanmak için, gecelerini gündüzlerine katıp, ailelerinden uzakta, ümmete ve insanlığa karşı sorumluklarını yerine getirmek için çırpınan bütün kardeşlerime sonsuz teşekkürlerimi arz ediyorum.


Ribat Eğitim Vakfımızın, Hüdai Vakfımızın, Ribat İnsani Yardım Derneğimizin ve Ribat Aşevimizin yöneticilerinden hizmetlilerine varıncaya kadar bütün elemanlarına ve buralarda fisebilillah koşuşturan kardeşlerime de teşekkürü bir borç biliyorum.

Yapmış oldukları organizasyonlar ile vekâletini aldıkları kurbanların ülke içinde, Sudan’da, Somali’de ve Gazze’de gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmasına vesile oldular.

Sunmuş oldukları kesim hizmetleri ile kurban ibadetini yerine getirmek isteyen müminlere en güzel imkânları sağladılar.

Yapılan bu çalışmalar, Allah yolunda hizmete biz de varız diyenler için birer numune olmuş ve Rabbimize sunulmuştur.

Fikri ve fiili olarak emeği geçen herkesten Rabbimiz razı olsun.